BOYFRIEND

yirmi bir,,

🧸🧸🧸

''Erkeklerin birer kalastan farkı olmadığını söylemiştim.''

''Ben hariç ama.'' Jungwoo pipetini dişlemeyi bırakıp Hena'ya döndüğünde ikisini de umursamıyordum. Ona dünkü konuşmalarımızı göstermiş ve engel attığımı söylemiştim ama dediği şey Jaemin'in de bir kalas olduğuydu. Haksız sayılmazdı.

Ona basit bir soru sormuştum sadece, cevabını verebilirdi. Ama resmen kaçmıştı benden. Sebepsiz yere öpmüş olabilirdi.

''Hey!'' Üçümüz de başımızı sesin geldiği tarafa çevirdik. Jo koşar adımlarla geliyordu yanımıza ve bana bakıyordu, bana seslenmişti herhalde. Elimdeki su şişesini masaya koydum ve sandalyemi ona çevirdim. Karşıma geçip birkaç saniye soluklandı. ''Resim atölyesini açamamış Jeno. Sende anahtar varmış, açmanı istedi. Lavaboya gidecekmiş.''

Anlaşılan daha da yakınlaşmışlardı, bunu rahatça söyleyebilmesi hoşuma gitmişti. Başımı salladım sadece, bitmiş şişeyi hemen arkamdaki çöpe attım ve çantamı da alıp ayağa kalktım. Hena'ya kısaca el salladım ve Jo'nun arkasından ilerlemeye başladım.

''Jeno'yla aranız nasıl?'' diye sordum birden. Birkaç saniye duraksasa da boğazını temizledi hafifçe, merdivenleri çıkmaya başladık. ''İyi.''

Yok, olmayacaktı bu böyle.

''İkiniz de birbirinizi seviyorsunuz ama neden bir adım atmıyorsunuz?'' Atölyenin önüne gelmiştik. Çantamı kulpundan tutup kendime çevirdim. Bir yandan da cevap vermesini bekliyordum çünkü sıkılmıştım.

''Dur,'' dedi çantamı tutarken. Cevap vermedi. Elimi çantaya daldırdım ve bulduğum gibi aldım anahtarı. Jo elimden anahtarı alıp kapıyı açtı. ''Teşekkürler.'' dedi gülümserken. Başımı sallayıp ben de gülümsedim. Gideceğim sırada sesini duydum tekrar.

''Peki siz neden bir adım atmıyorsunuz?'' Koluma girip beni atölyeye sokarken yanımda geldi. Kaşlarımı çatar gibi oldum ama kulağıma fısıldadı. ''Jaemin sana karşı boş değil.''

Kolumu bırakıp giderken ona bakakaldım ama kapı arkamdan kapandı, kilit çevrildi. Ve varlığını yeni fark ettiğim Jaemin'le birlikte göz göze geldim.

🧸🧸🧸