18. Bölüm-"İtiraf"

Zacznij od początku
                                    

M: ya ben onu mu dıyorum. Eniştem'le napıyorsunuz bugün?

E: hiç. Ne yapıcağız? Bilmiyor ki bile.

M: nasıl bilmiyor ya? Söylemedın mı?

E: yo, söylemedim.

M: neden?

E: gerek yok çünkü. Zaten onun işi varmış bugün, gelememiyor şirkette.. bir sorun çıkmış bir proje ile da onunla ilgileniyor.

M: yanı ben şimdi doğru mu anladım? Enişte ile birlikte olduğu ilk doğum gününü eniştesiz geçireceksin, öyle mı?

İlk ve son doğum günümü olarak düzeltleme yapayım.

E: evet. Aman Melo, ne abarttın? Büyük bir şey değil.

M: iyi, sen öyle diyorsan. Benim şimdi gitmem gerek dadam, tekrardan iyi ki doğdun , musmutllu yıllar!

E: teşekkür ederim canım benim.

———————

Şirketteki işim bittiğinde, okula gittim. İki dersim vardı bugün. Çok uzun sürmeyecekti.

Onu da bitirdikten sonra, herhalde yalnız eve gideceğim ve film falan izleyeceğım.
Bari Serkanı görseydim ya bugün.. of. Benim şansizlığım işte, napalım..

————

Derslerimi bitirdiğimde, eve giderken markete uğradım. Pazı sarması için gerekli malzemeleri aldım. Serkana sürpriz yapacaktım böyle. Sever o. Zaten televizyon başına duracağıma barı pazı sarmasını yapayım.
———

Serkan'dan

Liman projesi ile sorun çıkmıştı ve nerdeyse tüm gün onunla uğraşıyoruz.
Ben bugünü böyle hayal etmemiştim.
Bugün Eda'nın doğum günüydü ve günü onunla geçirmek istiyordum.
Evet biliyordum doğum günü olduğunu. Çalışan evraklarda görmüştüm. Sürpriz yapacaktım ona. Ama asıl sürpriz bana olmuştu sanırım.

Güzel bir yemeğe götürecektim onu, güzel bir akşam yemeği geçirecektik. Ama sanırım bu seferlik öyle olmayacaktı.

Tüm günümü alıyor lan bu liman projesi. Bari günün sonunda Eda'mı göreyim. Bitsin artık bu iş.

Eda'dan

Pazı sarmayı bitirdiğimde, ilaçlarımı içtim ve kumandayı alıp film açtım.
İyi ki doğdun, Eda. Son doğum günün tadını çıkar diyeceğım de ironi yapmış olacağım.
Gece olmuştu ve ben oturmuş film izliyorum. Buna izliyorum denirse.

Ve kapı çaldı birden. Kim olabilir ki bu saate?
Kalkıp kapıyı açtım ve karşımda.. Serkan duruyordu.
Ellerinde balon ve kek vardı. N-nasıl yaa?

E: sen nasıl??

S: e sevgilimizin doğum gününü bilmezsek ayıp diye düşündüm.

E: ya Serkan sen naptııın??

Hemen boynuna atladım onun.

S: Eda, yavaş kekim yere düşecek ha.

E: yaa sana inanamıyorum!! Gir gir.

———

Balonları sandalyeye bağladım ve Serkanın yanına oturdum.

E: ya sen nerden biliyorsun Serkan? Ben hiç bir şey söylemedim ki sana.

S: orası bana kalsın. E hadı bence bunun üflemenin vaktı geldi.

Serkan mumu alıp kekin üstüne koydu ve bana döndü.

Hayatı Kovalarken | ✔️ Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz