1

4 0 0
                                    

"Hey Mikasa, Bayan Yuki seni çağırıyor"

"Tamam Asuna "

Okulumuza iki ay önce atanmış Yuki Ashido bizim ingilizce öğretmenimizdi. Upuzun gür siyah saçlari ve bembeyaz teni ile erkek öğretmenlerin hepsinin gözdesiydi. Benim İngilizcem pek iyi değildi o yüzden Bayan Yuki benimle ayri ilgilenirdi, ayni kei ve kou ikizleriyle oldugu gibi. Her Çarşamba günü okuldan sonra 1 saat ingilizce dersi alırdık, bunu okulun izni ile yapardı Bayan Yuki

"Ah mikasa demek geldin, bugun ingilizce derslerini evimde yapmamız lazım, okul haftalık temizleme gunu bugüne denk gelmiş. Kei ve kouya söylemeyi unutma tamam mı ?"

"Peki ogretmenim"
_________

Kei, kou ve ben bayan yukinin evine giderken oldukça merakliydik. Bu kadar güzel bir ogretmen nerde yaşıyor diye herkes merak ederdi sonucta

"Baksana kou, bayan yukinin çamaşırı acaba ne renk hihihi"

"Bence kırmızıdır kei ne dersin hihihihi"

"Hey kesin sunu, o bir ogretmen sizin gibi ergen kafalı degil"

"Bu kadar kiskanma mikasa" " Evet mikasa istersen sen seninkini söyleyebilirsin"

"AAA Pis sapiklar benden uzak durun "

Bayan yukinin evine varmistik, evi iki katlı pembe-beyaz boyalı bir evdi, normal bir ev. Ustunde v yakali uzun bir kazak ile altında krem rengi pantolonu ile okuldan yeni çıktığı belliydi bayan yuki nin

"Ah çocuklar buraya kadar yorgunum icin kusura bakmayın ailelerinizin haberi var degil mi ?"

"Evet ogretmenim" demiştik hepimiz. Iceri girdiğimizde holde asili duran üç bebek bize doğru bakıyordu biraz urperticiydi ama asil garip olan koca duvarda sadece bir tane resim vardı ve nedense bayan yukiye oldukça benziyordu

"Bayan yuki, bu kimin resmi acaba ?"

"Ah, o benim buyuk buyukannem, 10 yıl kadar önce oldu benim için çok değerli birisidir"

"Bayan yuki tuvaleti kullanabilir miyim acaba"

"Oh, evet kei sag tarafta ikinci kapi "

Hep beraber salona gectik, ortadaki buyuk masaya daire biçimde oturduk ve kitaplarımızı çıkardık. Oturma odası bej renk ağırlık verilerek düzenlenmisti. Pahali beyaz koltuklarda ortama sik bir hava veriyordu, harbi ne kadardı acaba onlar

"Cocuklar biraz çay ister misiniz, sonucta okulda degiliz bence bir zarari olmaz"

"Bayan yuki ben kurabiye de alabilir miyim ?"

"Tabi kou, hatta çikolatalı vardi hemen getireyim"

Böylece derse bir ara vermis olduk

_________
Gozlerimi açtığımda demir kapli bir yerdeydim, ağır bir metal kokusu burnumu kasindirdi ve oldugum yerden kalkmaya çalıştım ama sanki ayaklarım kesilmiş gibi kalkmıyordum o sırada bir ses duydum, bir kadın sesi

"Sonunda uyanmışsin mikasa, aslinda ilk senin uyanacağni tahmin ediyordum"

Bayan yuki, upuzun saclarini normalin aksine salmış ve üstüne altin sarisi bir gecelik giymişti. Üstü başı nedense pisti, kan kokuyordu

"Burasi neresi Bayan Yuki, size noldu"

"AHAHAHA mikasa-chan sen hep en akıllıları oldun, bazen benim dersimi bilerek geçmediğini düşünürdüm, benden nefret ettiğini ama simdi kei kou sana güvenerek öldükleri icin aslinda baya yorucu olacaksın eh eglenceli yani bu degilmi zaten AHAHAHAHA"

"KEI VE KOUYA NAPTINIZ BAYAN YUKI"

"Sey sanırmış öldüler, sonucta ikiside sapık iki velet di ve ölmeleri iyi oldu degil mi, sende onlardan nefret ediyordun mikasa. Ben burda iyi kızım "

Zor bela ayağa kalktım ve var gücümle ondan uzağa kostum

"Oh- Hadi ama daha konusmami bitirmemistim velet. Ah simdi ugras dur "

Arkama bakmadan koşuyordum ama metal koridor bir turlu bitmiyordu. Arkami dondugum sırada kimsenin olmadığını görünce biraz dinlendim ve tam o sırada....

"Mikasa- chan ,neden bayan yuki ile oynamıyoruz ?"

Kou, o saçlara bağlanmış sekilde bana doğru yürüyordu arkasından sürüklediği kei ile beraber



Kemi

150221

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 30, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

long hair curse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin