merhabalaarrr
uzun bi aradan sonra tekrar karsinizdayiz bugun birazcik jeongguk&taehyung&yeonjun uclusunun sapsik hallerini okuyacagiz
hazirsaniz basliyoruz
iyi okumalar💖
-
"baba!"
"hm?"
"baba elmayla armutu toplayamazsın. of- bırakır mısın rica etsem?" taehyung yüzündeki hoşnutsuz ifadeyle elindeki kalemi kitabın arasına koyarak gözlerini devirdi.
"ikisini topla gitsin işte."
"jeonggukkie baba kızıyor öyle yapınca," dedi yeonjun ve kalemi aldı, kitaptaki örneğe bakarak yapmaya çalıştı, taehyung da onun yaptıklarını takip ederek gülümsedi. dersten kaytarmak için ödevlerini ona yaptırmaya çalışan oğluna yanlış yolu gösterince hemen doğrusunu yapmıştı, ona ihtiyacı yoktu.
"taehyung-ah, mutfağa gelebilir misin?"
mutfak tarafından gelen sesle ayağa kalktı taehyung, "hepsini bitir tamam mı?" diyerek yeonjun'un saçlarını öptü, yeonjun kafasını sallayıp babasının yanlış yazdığu yerleri sildi ve doğru sonuçları yazmaya devam etti.
taehyung onun doğru yaptığını gördüğünde geri çekilip odadan çıktı, yeonjun'un küçük masasına eğilmekten dolayı ağrıya sırtını esnetti ve mutfağa doğru ayaklarındaki kaplanlı pandufları yere sürte sürte ilerledi.
"taehyung!" diye bir kez daha bağıran jeongguk'la yüzünü buruşturarak mutfağa girdi.
"bağırma ya, geldim işte."
jeongguk ocağın başında tavaya koyduğu etleri pişirirken taehyung'a dönüp üzerini süzdü. onun hala filli pijamalarıyla durduğunu gördüğünde gözlerini kocaman açtı. "e sen giyinmemişsin?!"
"ne?" dedi taehyung, esnemekten dolayı açılan ağzını kapatarak, "akşama gelmeyecekler miydi?"
"taehyung markete git demiştim ya,"
"haa," karışık saçlarını kaşıyarak jeongguk'un yanına ilerledi, "yeonjun ödevine yardım etmemi isteyince unuttum, gideyim mi hemen? ne lazım?"
"yok tamam, gerek yok."
taehyung dudaklarını büzerek kararsızca dağınık tezgaha baktı, akşama uzun zamandır görüşemedikleri arkadaşları yemeğe geleceklerdi ve yemek işlerinden pek anlamadığı için bütün iş jeongguk'a kalmıştı. yardım ettiği zaman her şeyi berbat edeceğini biliyordu, bu yüzden teklif dahi etmemişti.
"beceri istemeyen bir şeyler varsa halledebilirim."
jeongguk onun bu teklifine gülerek sağ tarafa, taehyung'un kararsız yüzüne döndü. dudaklarını büzmüş bir halde tezgahtaki doğranacak sebzeleri izleyen taehyung'a dayanamayarak ona yaklaştı, dudaklarını yanağına bastırıp geri çekildi.
"onları doğrayabilirsin."
taehyung aldığı öpücüğün etkisiyle elini yanağına koyup jeongguk'a dönerken jeongguk ona gülerek tavanın altını kısmış, büyük tencerenin içindeki çorbayı karıştırmaya başlamıştı.
"tamam," diye mırıldandı taehyung, jeongguk'u izlemeye daldığında akşama kadar süreceğini, onun büyüsünden çıkamayacağını biliyordu ve bu yüzden de ondan biraz uzaklaşarak kesme tahtasının üzerine koyduğu domatesleri doğramaya başlamıştı. "hyejin de gelecek," dedi mırıltıyla. jeongguk'a baktı yan gözle, onun sakin bir şekilde çorbayı karıştırıp etleri çevirmeye devam ettiğini gördüğünde gözlerini tekrar kesme tahtasında duran domatese çevirdi. "yeonjun çağırmış."
YOU ARE READING
life goes on | taekook ✓
Fanfiction[💻📚] "yeni normalde yaşadığımız aşkımız elbette şartlara ayak uydurmak zorunda."