"Ona iyi bak, Devin. O, bizim geleceğimiz." dedi göz kırparak. İsmime ve 'bizim' kelimesine yapmış olduğu vurgu ciğerlerimden bütün havanın sökülmesine neden oldu. Ondan değil, yapacaklarından korkuyordum. Hiçbir şey demedim ve tek mimik oynamayan yüzümle ona bakmayı sürdürdüm.

Birkaç saniye sonra Korhan verandadan indi ve gecenin karanlığına karıştı. Alex kapıyı kapatmadan öylece boşluğa bakmayı sürdürdü. Bir şey demeye korkuyordum. Tam ona her şeyi anlattığımda Korhan'ın çat kapı gelişi çok kötü olmuştu.

Beş dakika boyunca öylece kaldık. Ben yerde, kucağımda Alya'yı tutuyor, Alex'se kapı eşiğinde karanlığa bakmayı sürdürüyordu. Elinde pizzalarla kurye geldiğinde hiçbirimizin iştahı kalmamıştı. Pizza söylediğimizi bile unutmuştum. Dengem alt üst olmuştu. Yine ve yine...

Yerden yavaşça kalktığımda hareketliliği fark eden Alex nihayetinde gözlerini kırptı ve dakikalardır tutmuş olduğu nefesini sesli bir şekilde bıraktı. Pizzacıdan pizzaları alıp ödemeyi yaptıktan sonra kapıyı kapattı.

Bana döndüğünde aramızdaki mesafeyi kapattı ve kucağımdaki Alya'ya baktı.

"O nasıl?" diye sorduğunda cevap vermek için ağzımı açmadan Alya gözlerini kırpıştırdı. Yavaşça gözlerini araladığında acı çeken yüz ifadesiyle başta bana sonra Alex'e baktı. Başındaki ağrının ne denli şiddetli olduğunu bilememek, onun acısını söküp atamamak beni yerle bir ediyordu.

Tekrardan gözleri bana kaydığında, "Anneciğim?" dedi.

"Evet güzelim." dedim. Sesim kuruyan boğazımdan güçlükle çıkmıştı.

"Karnım çok acıktı." dediğinde Alex'e baktım. O da aynı anda bana baktığında neler olduğunu anlamıştık.

"Pizzalar şimdi geldi güzelim." dedim.

"Bugün yolda çok yoruldum galiba ondan uyuyakaldım değil mi anneciğim?" dedi.

Az önceye dair hiçbir şey hatırlamıyordu.

"Evet bir tanem." dedim ve onu kendime çekip alnına bir öpücük bıraktım.

Alex'le tekrardan birbirimize baktığımızda rahat bir nefes aldık ve güçlükle gülümsedik. Normalde bu kötü bir şeydi ama kızımın Korhan'ı hatırlamasını istemiyordum. Ona dair olan her bir anısını kendiminkilerle beraber yok etmek istiyordum. Üzerine benzin döküp yüreğimin aleviyle tutuşturmak ve sonrasında karşısına geçip seyretmek istiyordum. Bize bunları yaşatmaya hakkı yoktu.

Kimsenin böyle şeyler yaşamaya hakkı yoktu.

"O halde karnımızı doyuralım ve sonra güzel bir uyku çekelim prenses, ne dersin?" dediğinde Alex'in sesindeki zoraki mutluluk canımı yakmıştı. Ben zaten çamura batmış biriydim ve şimdi onu da bulamıştım. Onu da kirletiyordum. Kimsenin benim yüzümden sinirlenmesi veya üzülmesini istemiyordum. İnsanlara dolaylı yoldan zarar vermek, canımı her şeyden çok yakıyordu.

"Hadi anneciğim bırak beni de mutfağa gidelim," diyen Alya'ya baktım.

Onu usulca yere indirdiğimde anlık bir denge kaybı yaşadıktan sonra koşturarak mutfağa gitti. Onun peşinden gittiğimizde Alex elini belime götürdü ve Alya görmeden beni kendine çekip başıma dudaklarını bastırdı. Daha fazla bir şeye gerek yoktu. Bu gece bu yaşananlar konuşulmayacaktı. Birlikte yemek yiyecek ve her şey normalmiş gibi davranacaktık. Öyle de olmuştu.

Birlikte pizzalarımızı yedik. Alex ve ben iştahsız birkaç dilim yemiştik. Bize nazaran Alya'nın iştahı yerindeydi. Onu yerken görmek benim ruhumu doyuruyordu. Bu sebeple az yemiş olmama takılmadım.

Devin | RAFLARDA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin