25.Bölüm

13.8K 698 339
                                    

Medya: Onur - Mavi - Ateş


Rüzgarda devam:

-A abi

Diye meleğimin sesini duyunca hızla başımı ona çevirdim.

-Burdayım güzelim. Burdayım.

Hâlâ kendinde değildi.

-Geldin.

Dedi. Bunu diyince gözlerim doldu. Çok içten söylemişti.

-Geldim tabi bebeğim. Geldim

Diyip saçına bir öpücük kondurdum. Zar zor o minik elini kaldırıp benim koca elimden bir parmağımı tuttu sıkıca. Zaten küçücük eli vardı. Sanki bıraksa gidermişim gibi tutuyordu. Ardından o kurban olduğum mavileri geri kapandı. Tahmin ettiğim gibi gözleri kıpkırmızıydı. Birkez daha içim acıdı. Ahh bebeğim o elini sen istemesen de bırakmam ki ben artık. Kokundan ayrı kaldığım her saniye zehirken bana nasıl seni kendime mahküm etmem. Kucağımdaki küçük kızıma acıyla baktım. Engelleyemedim zarar görmesini. Neler yaşadığını deli gibi merak etsem de onun psikolojisi daha önce geliyor merakımdan. Sonunda bir hastanenin önüne gelince zaten kucağımda olan meleğimle inip içeri koşmaya başladım. Bir yandan da deli gibi

-SEDYE GETİRİN. BEBEĞİM İYİ DEĞİL. SEDYEE.

Diye bağırıyordum. Hemen yanımıza sedyeyle koşturmaya başladılar. Kızımı sedyeye yatırdılar. Bebeğim hala parmağımı sıkı sıkı tutuyordu. Ben de o elini bırakmadan sedyenin yanında koşmaya başladım. Ardından bir kapının önüne gelince hemşire bana dönüp

-Burdan sonrasına siz giremezsiniz. Ayrılmanız lazım.

Dedi. Ama ben bırakamazdım ki kızımı. Korkardı o bensiz. Hem elimi böyle sıkı sıkı tutmuşken nasıl bırakırdım.

-Olmaz. Bırakmam kızımı. Korkar bensiz o. Bende geliyorum

Dedim. Dedim ama pek etki etmedi. Elimizi zorla ayırıp

-Kızınızın sağlığı için beyfendi

Diyip kızımla birlikte kapının arkasında kayboldular. Sinirle duvara bir kaç yumruk atmaya başladım. Arkadan kardeşlerim de gelmiş olmalıydı ki beni engellemeye çalışan eller vardı. Deniz gelip bana sarılıp

-Kızın iyi olacak abi. Babasına kıyamaz o unuttun mu. Senin için çabuk iyileşecektir

Dedi. Bunun üstüne duvara vurmayı kesip yere çöktüm. Ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Ben Rüzgar Öztürk bugün kızı için tüm duvarlarını yıkmıştı. Ben içli içli ağlarken birden çevremi kollar sardı. Kardeşlerimin hepsi de benle birlikte ağlayarak bana sarılıyorlardı.

-Elimi zorla bıraktırdılar lan. O küçücük eliyle sıkı sıkı korkarak tutuyordu oysa parmağımı. Korkar lan şimdi o. Çok korkar benim kızım.

Dedim zar zor ağlayarak. İçim yanıyordu be. Kızımı öyle görmek beni mahvetmişti işte. Kardeşlerim bir şey söylemeyip daha sıkı sardılar beni. Biraz böyle durmuştuk. Hepimiz sakinleşmiştik az da olsa. Birden iki burun çekme sesi geldi. Oraya dönüp baktığımızda ise gülmeden edemedik. Bizim iki şebek birbirine sarılıp ağlıyordu. Bir yandan da konuşuyorlardı. Konuşmalarını duyunca kahkaha atmadan edemedik.

Onur
-Hay amınakoyim durmuyor lan bu burun. Beynim önüme aktı.

Eren ağlamaklı sesle
-Olmayan şey akamaz kanka

Diyince gülmemek için dilimi ısırdım. Onur erene sertçe bakıp başını salladı.

-Oğlum seni şurada döverdim ama mavi kekim de sana zarar verdiğim için beni döver.

ABİLERİMLE DÜNYAM "TAMAMLANDI"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin