03

270 24 5
                                    

Daha önce hiç mahalle ve üniversiteli hikayesi yazmadığımda nasıl oldu bilmiyorum ama yazarken eğlendim. Füsun tam benim kafadan <33 Umarım siz de okurken eğlenirsiniz.

Yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli Okumalar!

Eve seke seke döndüğümde aklım Cevan'daydı. Nasıl da büyümüş, değişmişti. Mahalenin bıçkın delikanlısı olmuş. Hayat işte ben de onu tanıdığımdaki bir metrelik kız değildim altmış üç santim daha uzundum. Sen git onca yıl yalnızca altmış üç santim uza... Altmış üç küfür gibi ama tam küfür de değil.

"Füsun!" diye seslendi anneannem salondan. Onun sesi beni düşüncelerimden ayırmaya yetmişti. Kapının önünden uzaklaşarak salona yanına girdim. Arada on on beş adımlık bir mesafe vardı. "Buyur sütlü nuriyem, çikolatalı pastam..." diyerek yanına gittiğimde televizyonda Müge Anlı'nın açık olduğunu gördüm. Bir kulağı ondaydı. İzliyor Müge Anlı'yı sonra geliyor benim başıma ekşiyordu. Kadının yaptığı işlere lafım yok ama ülke psikolojisini bozuyordu. İnsan kapı komşusuna, akrabasına güvenmeyecekse kime güvenecekti?

"Senin derslerin başlamıyor muydu bugün?" diye sordu elindeki iğne oyasından başını kaldırıp bana ters ters bakarak. Dersler? Ha... Benim aklımdan uçup gitmişti. Ders on ikideydi yanlış hatırlamıyorsam takvime bakmam gerekiyordu.

Pamuk yanaklarına öpücük kondurup "Evet, ben şimdi hazırlanıp çıkacağım zaten. İlk günler oryantasyonla geçiyor." dediğimde kafası karışmış, kaşları çatık baktı bana.

"Sen ne okuyordun da oryantal falan yaptırıyorlar size?" diye sorduğunda kahkaha atmamak için alt dudağımı dişledim. "Oryantal değil anneannem, oryantasyon okula yeni gelen öğrencilere okulu, hocaları falan tanıtıyorlar işte. Bizimkiler de bazen o konferanslara katılıyor." Yanından kalkıp hazırlanmak için odama geçeceğim sırada "Ha... Dans mans okumuyorsun dimi gizli gizli?"

Kapı eşiğinden kalçamı bir sağa bir sola oynattım sonra da dönüp ona baktım.

"Tabii anneanne zaten bu kalçalar bir Shakira da bir bir ben de var." dediğinde terliğine doğru eğildi. Terlik gelmeden koşar adım odadan çıkıp hazırlandım. Üzerime göbüşkomu örnet siyah bir bluz altıma lacivert kot pantolon, akşam dönüşte soğuk olur endişesiyle boynuma da beyaz ipek fular takacaktım ki siyah beyaz oluyorum diye vazgeçip siyah gri kareleri olan fularımı boynuma doladım. Kahverengi, çapraz kargo çantama bir kalem bir defter ıvır zıvır ne varsa atıp hazırlığımı tamamladım.

Kapı eşiğinden "Ben çıkıyorum! Akşam gelmeden önce ararım!" diye içeri bağırdım.

"Bir şeyler yeseydin aç acına kafan çalışmaz!"

Sanki tokken çok çalışıyor da anneanne birbirimizi kandırmayalım.

"Aç değilim." Bu yalana beni tanıyan kimse inanmazdı. Zeliha da böreklerinden koklatıp koklatıp vermemişti, midem kazınıyordu. "Düşüp bayılırsın, at ağzına iki lokma!" diye seslendi bir kez daha.

"Geç kaldım geç! Sonra hoca derse almıyor!" diyerek kapıyı açtım. Attım spor ayakkabılarımı önüme.

Fırına uğrayıp iki patatesli poğaça kaptım. Derse girmeden önce çayımla kantinde yeme hayali kurarken yokuş aşağı kaptırıp durağa kadar yürüdüm. Yolda yürürken Aysel ablaya, Samet ağabeye, Rüstem amcaya selam vere vere geçtim. Çocukluğumdan bu yana burada bazı şeylerin hiç değişmediğini görmek beni mutlu ediyordu.

Cevizlibağ otobüsünün gelmesine on iki dakika vardı. Çantamdan kulağımı telefonumu çıkartıp Spotify'den 'Little Little in the Middle' adlı listeme girdim. En son Emir Can İğrek - Nalan dinlemişim, şarkıyı kaldığı yerden başlatıp dinlerken şarkıya mırıldanarak eşlik ettim. Otobüsün gelene kadar listemdeki diğer şarkılar otomatik olarak oynadı. Her biri ayrı teldendi. Amy Winehouse'dan Müslüm Gürses'e Boney M.'den Hepsi grubuna kadar şarkıcıya bakmaksızın sevdiğim ne kadar şarkı varsa hepsinin bir arada olduğu karışık bir listeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 23, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lacivert Gecemde Sarı Yıldızım / GOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin