9: "CANIM YANIYOR"

360 34 36
                                    

Gözlerindeki buğulanmayı gidermek için hızla sildi gözyaşlarını. Ölmeden son kez görmeliydi sevdiği çocuğu. Onun için endişelendiğini, korktuğunu görmeliydi. Gözlerini onun için bekleyen insanlarda gezdirdi. Sevdiği çocuğu aradı gözleri. Ama yoktu. Beni hiçbir zaman sevmemişti ki, o Soobin'e aşıktı. Bunu kör olan bile anlardı. Ama Taehyun anlayamadı. Sevgisi, gözlerini kör etti. Onu öperken, Soobin'i seyrettiğini görmedi, her şeyi Soobin'i kıskandırmak için yaptığını anlayamadı. Aptaldı. Büyük bir aptaldı.

Sonra bir bağırış duydu taehyun. Kafasını aşağı eğdiğinde sevdiği çocuğu gördü. Bakışlarında ise korku vardı. Bütün vücudu titriyordu ve sesinin çıktığı kadar bağırıyordu.

"Taehyun, yapma! Bunu bana yapma!" sesi yalvarır gibi çıkmıştı. Taehyun  delirmiş gibi gülümsedi. Gülümsemesi sonradan kahkahaya dönüştü. Acısından güldü.

"Lütfen, in oradan! Korkuyorum, Taehyun." ağlarken, camdan aşağı sarkmakta olan Taehyun'un duyması için bağırdı.

Taehyun ise sevdiğinin gözlerine aralarında olan uzunca mesafeye karşı derin derin baktı. Son kez gülümsedi. Sevdiğinin gözlerinin içine bakarak atladı camdan.

Bedeni havada süzülürken, bütün bedenini korku sapladı. O kısacık an da korkusunu Kai'nin  koynundayken, unutmak istedi. Sonra vücudunun her yerinde keskin bir acı hissetti. Nefes alamadı, gözleri seğirdi.

Bir bağarış koptu.  yanında birkaç yüz gördü. "Ambulans çağarın! " öğretmenin korkuyla bağırması, son gördüğü şey oldu. Sevdiği çocuk ise o sırada gördüklerine daha fazla dayanamayıp, bayıldı.

***

Hissetme duyumu kaybetmiştim sanırım. Her yerim titriyordu ve hiçbir şey yapamıyordum. Tek hissettiğim şey canımın acıdığıydı. Bu acı niyeydi? Neden canım bu kadar yanıyordu? Neden haraket edemiyordum? Neden? Ne oluyordu? Taehyun neredeydi? İyi miydi, yaşıyor muydu?

Etrafıma baktım, sanki olup biteni yeni yeni idrak ediyordum. Yerden kalktım. "Taehyun nerede?" diye, bağırdım.

Soobin kıpkırmızı olmuş gözleriyle bana baktı ve yerden kalktı. "Kai!" titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım.

"taehyun nerede? Konuşun. O iyi mi?" dedim, gözyaşlarımı silerek.

Soobin kolumdan tuttu. Beni kendine çekip sarıldı. Ona karşılık veremedim.

"öldü mü?" dedim, sesim titrerken. Yeonjun' un hıçkırdığını duyunca bakışlarımı ona çevirdim ve omuzlarından tutup sarstım." öldü mü? "

Beomgyu bizi ayırdı. "Kai, sakin ol. Ölmedi!"

"Nerede o zaman?" dedim, gözyaşlarımı koluma silerken.

O sırada koridorda bir gürültü koptu. Olduğum yerden öylece Taheyun 'un anne ve babasına baktım. Annesi hıçkırarak ağlıyordu, babasının ise gözleri yaşlıydı.

Kendimi çok güçsüz hissediyordum. Vücudum titriyordu. "canı çok acımıştır." dedim, gözyaşlarım akmaya devam ederken.
"vücudu çok sert yere çarptı. Onu tutamadım." Soobin sımsıkı sarıldı bana. "Lütfen," dedim yalvarır gibi. " gitmesin, benim yüzümden. Gitmesin!"

Boşluğa baktım bir süre. Beomgyu ile bayan kang konuşuyordu. "doktor durumu ciddi dedi. Soobin'den kan aldılar." canım çok acıyordu.

***

Oturduğum sandelyede gözlerimi kapattım ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim. "ölme! " dedim, sanki karşımdaymış gibi. Sesim o kadar çaresiz çıkmıştı ki, kendi sesim bana yabancıydı.
Ölemezdi! Ölmesindi!

You Used To Call Me Baby, Now You Calling Me By Name | | ▪️SOOKAİ▪️Место, где живут истории. Откройте их для себя