6: delayed apology

2.5K 297 80
                                    

story/texting

Kafeteryada bilmem kaçıncı kahvemi içiyordum. Bütün akşam saçma bir ödev yüzünden ayakta kalmıştım, uyku gözlerimden akıyordu.

Parmaklarım sıcak bardağı daha iyi kavrarken camdan dışarıyı izliyordum. Yalnızdım. Genelde yalnız olurdum. Arkadaşlarım vardı, hemde sayamayacağım kadar, ama hiç biri samimi değildi. Boş samimiyeti sevmezdim.

Kafeterya sesliydi. Konuşma sesleri, gülüşme sesleri doluydu. Oturduğum sandalyeden ayırdım sırtımı cebimden telefonumu çıkarırken. Kollarımı masaya dayamamın ardından bildirimlerimi kontrol ettim.

Kare masada sağımda duran sandalyenin çekilmesi ile ayrıldı bakışlarım telefonumdan. Sandalye yavaşça çekildi ve siyah saçlı, hafif tanıdık yüz oturdu yavaşça.

Şaşkın bakışlarıma karşın yüzüme baktı ruhsuz bir şekilde. Boğazını temizledi. Siyah saçları alnına özenle dökülürken simsiyah giyinmişti, o günkü gibi. Beyazlatılmış teni parlarken yeşil lensleri güzel görünüyordu.

Çok fazla incelediğim farkına vardığımda boğazımı temizledim bende. Bakışlarım etrafta gezindi. Amacım yalnız kalmaktı, o yüzden kafeteryadaydım. Kalkamaya yeltendim sandalyeden. Kahvemi sol elimle alırken kalın ses doldu kulağıma.

"Jaemin? Değil mi?"

Kahvemi tekrar masaya bırakırken sağımda kalan oğlana döndüm. Adımı bilmesi garip gelmemişti, alışkındım.

"Evet?"

Yüzünde ki ifade değişmiyordu. Mimiği oynamıyor gibiydi. Resim bölümü için modellik yapabilirdi, kıpırdamamakta usta gibiydi.

"Dün, kapıyı açan bendim bir de omzuma çarpan..."

Durakladı. Bir şey demem mi gerekiyordu? Aşırı uykulu olduğum için söylediği beş kelimeden dördünü anlamıyordum.

"...özür dilemek için gelmiştim, sanırım rahatsız ettim."

Kalktı oturduğu sandalyeden. Alnına dökülen saçlarını düzeltti hızla eliyle.

"Çok sinirliydim, özrümü kabul et lütfen."

Arkasını döndü, izledim arkasından. Kafeteryanın büyük beyaz kapısına ilerledi. Kimseye bir şey demedi yolda, sadece önüne baktı. Uzaklaştıkça simsiyah bir noktayı anımsattı diğer renkli kişilerin yanında.

Olduğum yerde kaldım, önüme döndüm yavaşça. Soğumuş kahveme yüzümü ekşittim. Mavi saçlarımı elimle sayısız kez geriye doğru taradım. Aklıma gelen fikir ile hızla telefonumu çıkardım.

Jaemin Na: hey!

iletildi | 16.39
görüldü | 16.39

Jeno Lee: hey

Jaemin Na: bil bakalım ne oldu?

Jeno Lee: iyi bir şey mi?

Jaemin Na: evet!

Jeno Lee: sevinmişe benziyorsun.

Jaemin Na: aslında kötü hissediyorum

Jeno Lee: Neden?
Jeno Lee: Sorun ne?

Jaemin Na: Dün anlatmıştım sana.
Jaemin Na: omzuma son hızla kapı girmişti
Jaemin Na: ve sonra aynı kişi diğer omzumu da çürütmüştü?

Seahorse › nomin Where stories live. Discover now