Phantomhive Malikanesinde Bir Gün

Depuis le début
                                    

Olay ile ilgili biraz daha konuştuktan sonra akşam olduğunu fark ettin. Saatler o kadar hızlı geçmişti ki... Gitmek için izin istedin Sebastian ve Ciel malikanenin kapısına kadar eşlik ettiler. Ancak bir sorun vardı dışarıda felaket bir şekilde yağmur yağıyordu. Malikaneni arayıp at arabası getirmesini istemek için telefona doğru yöneldin. ( Kraliçenin kedisi olunca zengin oluyorsunuz tabiki :3) Ciel Phantomhive kolundan tuttu kendine doğru hafifçe çevirdi.

"İstersen akşam yemeğini beraber yiyelim sonra sebastian seni bıraksın ne dersin?"

Önce konta sonra da dışarıya baktın yağmur azalacak gibi duruyordu ama yine de bu nazik teklifi kabul ettin ve sofraya doğru yöneldiniz. Hem bir insanın başına böyle bir fırsat kaç kere gelir ki diye düşündün ve hafifçe sırıttın. Kimsenin görmediğinden emin olup kendini toparladın. Sonra Ciel Phantomhive Sebastian a seslendi.

"Sebastian, sofrayı hazırla!" Dedi. Sebastian da "Baş üstüne" dedi ve mutfağa gitti. Yemek masasına geçince yemek servisi gelmeye başladı. Yemeği çok tatlı bir kızın getirdiğini gördün. Kırmızı-pembe rengi saçları, yuvarlak büyük gözlükleri vardı. Elbisesi bol duruyordu çok hoşuna gitmişti. Daha sonra gözün bir anda hizmetlinin botlarına kaydı çok değişik geldi bir hizmetlinin neden böyle botları vardı. Bu malikane kesinlikle çok sıradışı bir yerdi.

Yemeklerinizi yediniz ve yola çıkmak için hazırlandın. Yağmur yavaşlamıştı ama hala yağıyordu. At arabasının gidemeyeceği belliydi çünkü yollar çok karanlık ve çok ıslaktı. Sebastian ile beraber dışarı çıktınız. Nasıl gideceğinizi düşünmeye başlamıştın. Sebastian a bunu sormak için döndün ama bir anda

Sebastian seni kucağına aldı!

Şaşkın ve utanmaktan kıpkırmızı olmuş bir suratla Sebastian a baktın.

Sebastian:"Leydim lütfen beni affedin ancak bu yolda gitmenize izin verip sizi tehlikeye atamazdım. Benimle beraber daha güvende olacağınıza eminim" dedi. İçten bir gülümseme ile sana baktı. Sen de ona içten bir gülümseme yapmıştın. Bir iki saniye öyle bakıştınız. Dünyanın en güzel bir iki saniyesi olduğuna dair bahse girebilirdin.

Bir anda yukarıya doğru zıpladı. Ağzından küçük bir çığlık sesi çıktı. Bunu duyan Sebastian kıkırdadı sen de dudaklarını hafiften buruşturdun "hıh" dedin.Uçuyormuş gibi çatılardan atlayarak gitmeye başladınız. Sımsıkı Sebastian a sarılıyordun biraz korkuyordun ama Sebastian'ın yanında kendini çok güvende hissediyordun. Ay ışığı bulutlar arasından size doğru yansıdı. Kalbin pır pır etmeye başladı. O kadar yakın duruyordu ki ufak bir öpücük vermek çok istiyordun tabi bunun mümkün olamayacağı düşüncesi aklına geldi ve etrafına bakmaya devam ettin.

Uzunca bir süreden sonra maalesef yolculuk bitmiş ve evine gelmiştin. Sebastian'ın kucağından indin biraz uzaklaşıp ona baktın. İçten bir gülümseme ve sıcak bir ses tonuyla "Teşekkür ederim Sebastian. Hayatımdaki en güzel yolculuktu" dedin.

Sebastian: "Sizi mutlu edebilmek benim için bir onurdur leydim" dedi.

Birbirinize gülümsediniz Sebastian o klasik hareketini yaparak yanından uçarcasına uzaklaştı ve kayboldu. Arkasından sadece bakakalmıştın. Sonra duraksadın ve aklına "hayatımdaki en güzel yolculuktu" dediğin aklına geldi. Kendi kendine "Hayırrrr neden bunu dedimm kiii?!!" Diye sinirlenip aynı zamanda da utanarak evine doğru koşmaya başladın.

Kapıyı çaldın. Evinin kapısını kahya Cloude (aklıma isim gelmedi xd) açtı ve içeri girdin. Annenler masada oturmuş yemek yiyorlardı. Üstünü çıkarıp annenlerin yanına gittin.

Annen: "Phantomhive malikanesindeki günün nasıl geçti tatlım?" Diye sordu.

"Mükemmeldi anne kont hiç de kaba biri değil aksine çok tatlı. Günüm gerçekten güzel geçti. Tek sorun buluşmadan bir saat önce oraya gitmem oldu" diyip gülümsedin.

Annen gülümsedi ve "Olsun kızım, günün güzel geçtiyse sorun yok. Bu arada tatlım üstünü değiştirsen iyi olur, ıslanmışsın." Dedi üstüne baktın annene "tamam anneciğim" dedin yanağına öpücük kondurup odana çıkarken annen yeniden seslendi,

"Açsan yeni bir servis açalım kızım" dedi.
"Yok annem ben kont ile beraber yemeğimi yedim" dedin ve odana gittin.

Arkandan annen babana "Kontu görüyor musun evine kadar bırakmış ne kadar da iyi bir kont" dedi. Baban da "Evet tatlım gerçekten de iyi biri çıkması beni de çok mutlu etti, kızımla gerçekten gurur duyuyorum o olmasa bu güzel hayata sahip olamazdık dedi." Dediklerini çok fazla duymamıştın ama onların mutlu olduğunu bilmek seni çok mutlu ediyordu.

Odana gelince kapını kapattın, ıslak kıyafetlerinden kurtuldun, pijamaları giydin ve yatağına uzandın. Aklından Sebastian geçip duruyordu. Bir kahyaya aşık olmuş olabilir miyim diye düşünüp durdun. (O zamanlar soylu biri ile evlenmezsen sen de soylu sayılmazsın gibi bir düşünce var diye biliyorum ne kadar doğru emin değilim.) Düşüncelerinden kurtulup kendini toparladın bu günün ne kadar güzel olduğunu düşünerek yavaşça gözlerini kapattın ve uykunun seni esir almasına izin verdin...

İşte yeni bir bölüm ve yine benn. Sizi sebastian ile yakınlaştırmaya başladım umarım hoşunuza gitmiştir. Kimse okumasa bile yazmaya devam edip kenarda bırakacağım. Sizleri seviyorum ❤️❤️.
*1207 kelime*

Çatıların üstünde Victorian tarzı elbisen ile evine giderken Sebastian ve sen

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Çatıların üstünde Victorian tarzı elbisen ile evine giderken Sebastian ve sen..

Sebastian Michaelis İle Hayal Et✨Où les histoires vivent. Découvrez maintenant