acele et wangji!

Magsimula sa umpisa
                                    

Wei Wuxian'ı omuzlarından tutup hafifçe yüzünü görebilecek kadar kendinden uzaklaştırdı.

- Seni seviyorum

Dudaklarını şaşkınlıktan hafifçe ayrılmış dudaklara bastırdı.

Wuxian titreyen parmaklarını Lan Wangji'nin yüzüne çıkardı. Daha sonra saçlarında gezdirdi ve sırtına yöneldi.

Sırtına dokunan parmaklar ile irkilen Lan Wangji sesini çıkarmadan önündeki adamı öpmeye devam etti. Ama Wei Wuxian, Lan Wangji'nin canının acıdığını anlamıştı bu yüzden geri çekildi.

Lan Wangji karşısında olan güzel gözlere sorgularcasına baktı.

- Wangji sırtına ne oldu? Canın çok mu acıyor?

- Önemli değil. Önemli olan burada olman.

- Lan Zhan sırtına ne oldu?

Wangji, Wuxian'ın boynunu tutup kafasını omzuna yasladı.

- Kuraları çiğnedim.. bu saatte dışarı çıkmak yasak biliyorsun. Engel olmaya çalıştıkları için zarar verdim ve cezamı çekip sana geldim. Tekrar kaybolmana izin veremezdim. Wei Ying o zamanlar gerçekten benimle oynadığını düşündüm. Duygularım sana karşı çok yoğundu.. seni bir şeyler çizerken izlemeyi çok sevdiğimi fark ettim. İnce parmakların ile fırçaları tuttuğunda her şeyden habersiz oluyorsun. Seni saatlerce izlemeyi seviyordum. Bunun yanlış olduğunu hiç düşünmedim.. ne olduğunu çoktan kabul etmiştim sadece sen. Sen herkes ile flört ediyordun ve benimle her zaman dalga geçtin. Bu yüzden beni sevdiğine inanmadım.. duygularımı incitmemen için senden uzak durdum. Özür dilerim. Wei Ying seni seviyorum.

Wei Wuxian kafasını güçlü ve geniş omuzdan kaldırdı. Uyuşmaya başlayan bacakları ile ayağa kalktı.

Wangji paniğe kapılmıştı

- Wei Ying gidecek misin?

- Hayır gideceğiz.. gel seni evime götüreceğim. Yaralarını saralım Lan Zhan. Canının acıması kalbimi acıtıyor.

Ellerini uzatıp güzel adamının tutmasını bekledi.

..........

Wuxian eski kulübenin kapısını açtı. Wangji'yi biraz gerisinde bıraktı ve bir mum bulup hızlıca yaktı. Şimdi oda aydınlıktı.

Wangji'yi üzeri yastıklar ile dolu olan sedirin üzerine oturttu ve arkada kapısı hafif aralık olan odaya yöneldi.

Wuxian birkaç dakika sonra içerden elinde boş bir kova ile çıkmıştı.

- Lan Zhan biraz su alıp geleceğim.

- Wei Ying-

- Geleceğim

Lan Wangji ışıltılı gülümsemeyi gördükten sonra rahatlayıp sessizce oturmaya devam etti.

Gözleri ile bulunduğu kulübeyi taradı. İçerde çok fazla eşya yoktu. Üzerinde oturduğu yüksek sedir, yerde küçük ve yıpranmış eski bir halı, cam kenarında bir bacağı çok da sağlam durmayan ahşap bir masa ve karşısındaki duvara çizilmiş bir aile tablosu. Lan Wangji bunun Wei Ying ve ailesine ait olduğunu anlamıştı. Şuan sevdiği adamın saçlarında olan kurdele resimdeki kadının belinde bir kemer gibi duruyordu. Wangji, Wuxian'ın annesine daha çok benzediğini düşündü.

Wuxan elinde şu doldurduğu kova ile içeriye girdi. Lan Wangji'ye gülümsedikten sonra o karanlık odaya tekrar gitti. Biraz geçtikten sonra elinde bir tencere ve küçük bir kutu ile çıka geldi.

- Lan Zhan kıyafetlerini çıkart. Yaranı temizleyip saralım.

- Gerek yok. Sadece sana sarılmak istiyorum

Wuxian ince kaşlarını çattı.

- Lan Zhan önce seni iyileştirmeme izin ver. Bana sarılmak için çok zamanın var.

Lan Wangji gitmeyeceğini duymuş olsa da yine de tedirgin olmayı durduramadı.

- Hadi Lan er-gege

Wuxian hareketsiz kalan adama kahkaha atıp üzerinde olan Cübbeyi çıkarmak için kendisi yaklaştı.

Elleri ile yakasını tutarken

- Eğer sen çıkarmazsan ben çıkarırım.

Wangji heyecanla yutkundu ve yakasında olan eli tutu.

- B- ben haledebilirim

Wuxian kafası ile onaylayıp mutfakta duran küçük sehpayı getirdi. Yere koyduğu malzemeleri üzerine yerleştirdi ve hala üstünü çıkartmaya çalışan adamı izlemeye başladı.

Bir elini çenesine yaslayıp konuşmaya başladı.

- Lan Zhan bırak ben yapayım işte. Hem seni soymaktan büyük zevk duyarım.

- Hayır. Yapabilirim. Sadece bana şöyle bakma.

. Wei Wuxian gülümsedi

- Nasıl bakıyorum?

- Ne dediğimi anladın Wei Ying

Sonunda Lan Wangji cübbesini omuzlarına kadar sıyırdı ve yavaşça çıkardı.

Gözlerinin önünde açığa çıkan iki geniş omuz ve güzel göğüs ile Wei Wuxian heyecanla yutkundu. Lan Wangji'nin şekilli kaslarını ve vücudunu şuan gerçekten görüyordu.

- LAN ZHAN ARKANI DÖN!

İstemsizce yüksek sesle bağırdı.

Lan Wangji hafifçe gülümsedi ve yavaşça arkasını döndü.

- Wei Ying sakin ol

Wuxian şuan Wangji'nin sırtına olanları daha net görüyordu. O güzel heybetli sırtı kırbaç darbeleri ile dolmuştu. Gözlerinin dolmasını engelleyemedi ve hafifçe parmaklarını dokundurmadan sevdi.

Sehpa'nın üzerinde olan bezleri ılık suya batırdı ve iyice sıktı. Kurumuş kanları nazikçe sildi. Bir eli ile Lan Wangji'nin sıkı koluna tutundu.

Dudaklarını yaraların üzerinde nazikçe gezdirip teker teker her yeri öptü.

- Lan Zhan yaralarını her gece öpeceğim.

Daha sonra küçük kutudan yaptığı kremi aldı ve her yere özenle yaydı.

Tatmin olduktan sonra beyaz bandajı alıp Lan Wangji'nin sırtına sardı.

- Bitti.. daha iyi hissediyor musun?

- Seni gördüğüm andan beri ağrılarımı hissetmiyorum.

..................

Umarım bölümü seversiniz. Çok acele ile yazdım. Sizi seviyorum 💜







BUL BENİ Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon