Bölüm 7

4.7K 321 15
                                    

Korkuyordum.Karşımda resmen ikiz gibi olan iki garip insan ve uçan bir anne vardı.Ama komik olan neydi biliyor musunuz?Benim kahkaha atıyor olmam.Eve girdiğimden beri çılgınca kahkaha atıyordum ve artık ağlamak istiyordum.Sıkılmıştım,korkmuştum ve en kötüsü aciz hissediyordum...

Yaklaşık 10 dakikadır olduğum yerde kahkaha atıyordum.Biraz sonra beyaz saçlı adam dayanamadı ve yanında kardeşi gibi gözüken kadına ''Ah canım,gülme havasını biraz fazla kaçırdın galiba?'' dedi.Kadın hınzır bir biçimde bana baktı.Beyaz ruj sürülmüş dudaklarını açtı ve derin bir nefes aldı.Çok geçmeden gülmem geçmişti.Gülmem geçince ortamda ciddiyet rüzgarları esti adeta.Rüzgar diyordum çünkü gerçekten sanki bir klimadan geliyormuş gibi soğuk hava gelmeye başlamıştı üstüme.Tükenmiş bir biçimde anneme baktım.Canım annem havada uçuyordu.Yüzü bembeyazdı,saçları aşağıya düşmüştü.Ve bunu söylemek ne kadar zoruma gitsede,boğazım düğümlensede bunu söylerken.Benim canım annem orada tam bir ölü gibi duruyordu.

Anneme öylece bakakaldım.Gözlerim dolmuştu.Daha sonra anneme bunu yapanların o iki insan olduğunu hatırladım.Fark etmeden kaşlarım çatıldı,kulaklarım yanmaya başladı ve muhtemelen gözlerim ve saçlarım kızarmıştı.Adama baktım.Gözlerinde adeta kasırgalar oluyordu.İçimden o an keşke hançerim gibi bir şeyim olsaydı diye geçirdim.Belki hançerim olsaydı o adamı burada gebertebilirdim.Çünkü çeşitli savaş taktikleri okumuştum ve yapabileceğime emindim.Artık  kendimi daha fazla tutamadım ve ''Kimsiniz siz?!'' diye soruverdim.Beyaz saçlı adam bir kahkaha patlattı ''Aa hadi ama,amcanı unutmuş olamazsın değil mi?'' dedi.Resmen benimle dalga geçiyordu.Bırak amcayı babam bile yoktu ki benim!Anlamamıştım zayıf yönümdenmi vurmaya çalışıyordu beni?Çünkü emin olun asla böyle şeylere üzülmezdim.

İçimden bayağı bir düşünce geçirdikten sonra dayanamadım '' Annemle so-'' cümlemi tamamlayamadan sözümü kesmişti ''Bu kadın senin annen bile değil!Ben sadece Toprak Ana'nın elçilerinden birini kaçırdım.Emin ol.'' Ne? Toprak Ana'nın elçisi mi? Bir kahkaha patlattım ama bu kesinlikle bir tür güldürme havası falan değildi.İçten atmıştım.Neden bütün deliler beni buluyordu? Kaç yıllık annem şimdi ''Toprak Ana'' nın elçilerinden biri oluyordu.Ben bunları düşünürken adamın yüzü birazz bozuldu.Ama emin olun hiç istifini bozmadı.Çok ciddi bir insandı (?).Yüzünü genişleterek bana baktı ve ''Hadi ama şu işi fazla uzattık.Artık şu elçiyi geldiği yere yollayalım.Burada işi bitti.'' dedi.Daha sonra kadına göz kırptı.Dediğini anlamamıştım ama gerçekten yaklaşık 1,5 saattir buradaydık.Ayaklarım uyuşmaya başlamıştı.

Kendi kendime söylenip etrafa bakıyordum.Ne yazık ki arada sırada gözüm anneme takılıyordu.2saniyelikte olsa gözüm doluyordu.Daha sonra ne oldu biliyor musunuz? Beyaz saçlı kadın çok ciddi bir şekilde elini havaya kaldırdı.Annem dahada yükseldi.Kadin ayin gibi bir şeyler okuyordu.Korkumu tam yenmişken tekrardan korkmaya başlamıştım ve bu sefer bir daha yenebileceğimi sanmıyordum.Annem filmlerde gördüğüm gibi parlamaya başladı.Hayır,beyaz değil yeşil ışık vardı etrafında.Doğanın rengi,hayatın rengi ve en önemlisi annemin en sevdiği renkti bu renk.Işık parladı,parladı ve parladı.Yaklaşık 10 dakika boyunca anneme ağlayarak baktım.Sonunda ışık patladı, yerlere yeşil gül yaprakları düştü.Çığlıklar ve gözyaşları içinde adama baktım.Gözlerimde ''Bunu neden yaptın?'' bakışı vardı.Adamın verdiği tek cevap ise şuydu ''Haydi prenses,gitme vakti geldi''...

Kolumdan sürüklenerek dışarı çıkarıldım.Yeşil gül yapraklarını bırakmak istemiyordum.Ağlıyordum.İlk defa gözyaşlarımın canımı acıtmasından korkmadan ağlıyordum.İlk defa güçlü kız olmadan ağlıyordum.Ve en kötüsü ilk defa öksüz biri olarak ağlıyordum.Gözlerimin önünde annemi kaybetmiştim.Yaşadığım acıya kimsenin katlanabileceğini sanmıyordum.Çığlık atacak gücüm bile kalmamıştı.Ellerimin içinde yeşil gül yaprakları vardı.Onların annemi geri getireceğine inanıyordum.Sanki yeterince sıkı sarılırsam annem gelecekti.Kurtaracaktı beni bu durumdan.Anlamak istemesemde anladığım bazı şeyler vardı.Öksüzdüm,dünyada olağan üstü insanlar vardı ve ne yazık ki bende onlardan biriydim.Ben bir prensestim...

Aynı annem gibi benide uçurarak götürdüler.O aptal beyaz renge boyanmış kadın gülüyordu.Ağlamama gülüyordu.Her yere, her şeye saldırmak istiyordum.Ama yapamazdım hayata dönmeliydim.Bu iki aptaldan annemin intikamını alacaktım.Gözyaşlarımı dindirmeye çalıştım.Neler olup bildiğini anlamalıydım.Düşüncelere dalmıştım ki aniden sırtımın yere değdiğini hissettim.

Gözlerimi açtım.Etrafımda bağrışmalar,garip garip sesler vardı.Ormanın ortasında olmalıydım.Heryerde ağaç vardı ama hepsi yanmıştı.Her yer çamurdu.Kafamı sağa sola çevirdim kimse yoktu.Yanımda sadece devrilmiş uzay aracı gibi bir şey vardı.Muhtemelen buraya bu araçla getirilmiştim.Ama aniden neden yere düşmüştüm ki?Düştüğüm yere bakarak neler olabileceğini düşündüm.Havada vurulmuş olabilirdik.Ama kim böyle bir aracı vururdu ki?Bir kaç dakika orada öylece oturup düşündüm.Ve aklıma bir şey geldi.Hemen olduğum yerden kalktım.Sırt çantam bir yere savrulmuştu hızlıca onu aldım ve ormanın içine doğru koşmaya başladım...

Çok fazla koşmuştum.Saati tahmin edemiyordum ve çok yorulmuştum ama kesinlikle düştüğüm yerden çok uzaklaşmıştım.Resmen kendimi tehlikeye atmıştım ,ormanda her şey olabilirdi.Gerçi iki türlüde tehlikedeydim.Nefesimi düzenlemeye çalışarak yürümeye devam ettim.Orman şimdilik tehlikeli değildi.Hatta ormanın yavaş yavaş yeşil kısımlarına geliyordum.Sanırım yanık yerde bir savaş olmuştu ve bende savaş alanından kaçmıştım.Harika!Hava kararmaya  başlamıştı ve ne yazık ki ben de korkmaya başlamıştım.Kendimi okuduğum kitaplardaki cesur karakterlere benzettim ve korkmamam gerektiğini kendime anlattım.

Ormanda biraz daha yürüdükten sonra yemyeşil harika bir yere gelmiştim.Az ilerimde bir ağaç görmüştüm içi boştu ve en azından tehlikeli hayvanların giremeyeceği kadar küçük bir oyuğu vardı.Koşarak ağacın yanına gittim.Ağacın etrafını biraz inceledikten sonra güvenli olduğunu gördüm ve içine girdim.İçi çok güzeldi.Adeta küçücük bir oda gibiydi.Hemen hırkamı yere serdim ve uyumaya çalıştım.

Ve yine rüyama o kadınla adam girmişti.Artık ikisininde yüzünde bıkkın bir ifade vardı.Bana bakıp bakıp ''Seni çok özledik lütfenn çabuk gel'' diye yalvarıyorlardı.Eğer o adamla kadın benim gerçek annem ve babamsa onlara kendimi özletmemeye karar verdim.Çünkü ben rüyamda bile annemi özlüyordum.

Gözlerimi açtığımda karşımda iki çift kırmızı gözle karşılaştım ve çığlık attım.Karşımdaki iki göz ağzımı kapattı ve ''Sana yardım edicem korkma ve bağırma'' dedi.Hemen ayağa kalktım.Bu şey iki göz sadece göz değildi.Bu bir kızdı ve yaklaşık olarak benim yaşlarımdaydı.Kıza ''Kimsin sen?'' diye soruverdim.Gözünüzü açar açmaz iki kırmızı göz görmekte hoş değildi yani.Kız şirin bir şekilde ''Ben Afra ya sen?'' dedi.Gözlerimle onu iyice süzdüm ve güvenilir olduğunu anladıktan sonra ''Ben Alev bir yabancıyım tanıştığıma sevindim'' dedim.Kız bana ''zavallı,yazık,yabancı'' temalı bakışlar attıktan sonra ''Hadi gel hayatını kurtarayım!'' dedi.

Afra beni ağacın içinden çıkardıktan -ve saçlarımı dallardan kurtardıktan- sonra,konuşarak yola devam etti.Tüm başımdan geçenleri ona anlattım.Tabiki annemin ölümü ve şu aptal adamın bana prenses demesi haricinde her şey.O biraz şaşırdı ve sesini çıkarmadı.Daha sonra ise ''Sen benim sırrımsın.Sana her şeyi öğreticem ve seni herkesten saklayacağım merak etme'' dedi.Bende ona nerede olduğumu,neler olduğunu anlatmasını istedim.Oda başladı anlatmaya.

''Bizim yaşadığımız ve şuanda da olduğumuz ülke Baş ülkesidir.Bu şehirde 4 tane yaşayan ırk var.Birisi Alaz ırkı yani benim ırkım.Biz ateşi yönetebiliyoruz.Birisi Alem ırkı.Bu ırkın gücü hava olaylarıdır.Bir başka ırk Ab ırkı.Bu ırk dünyadaki tüm suları yönetebilir.Ve en son ırk ise Yaşam ırkı.Bu ırk çok tehlikeli olmasına rağmen kimseye savaş açmaz ve savaşmaz.Ülkemizde şuan Ab ırkı ve Alem ırkı savaşta.O yüzden muhtemelen senin bindiğin aracı Ab ırkı düşürmüştür.Ama anlamadığım bir şey var Alev.Neden Alem ırkı senin peşinde?Ve sende eğer burda yaşayan herkes gibi özelsen neden dışarda doğdun?Böyle bir şey olması imkansız.Ben bulacağım Alev.Senin özelliğini bulacağım,sırlarını çözeceğim.Artık bu yolda beraberiz Alev,beraberiz...''

Selammmmmmmmmmmmmm yeni bölüm baya bi geç geldi lütfen beni affedin .s .s Bugün oturdum uzun yazmaya çalıştım.Hikayeye bodozlama dalmış gibi bir şey oldu benim için dsfdsf Ama neyse beğenirseniz lütfen vote ve yorum .s .s bu arada multimediada Afra var ve ayrıcada 3,34k oldukk herkese sonsuz teşekkürler <3

Ateş PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin