İHANETİN AFFI OLMAZ!

190 116 23
                                    

O an osmanı öyle gördüğümde onun ölmüş olabileceğini düşünmek içimde bir bombanın infilak etmesine sebep olmuştu. Sanki o bombanın infilak etmesiyle bende ölmüştüm. Ne yaptığımı ne dediğimi bilmiyordum. Sağlık görevlilerine çemkirirken bir yandan da bunu kim yaptı diye etrafa saldırıyordum. Sonra birisi beni hızla çekti. Kim olduğuna baktığım da Esra'ydı. Onun da gözlerinden ne kadar telaşlı olduğu görünüyordu.

"Ceyda bende çok korktum da abartma bir sakin ol sadece bacağından bıçaklanmış. Bir yerinde dur da insanlar işini yapsın."

Esra böyle söyleyince beynime kan gitmeye başladı ve bende mantıklı düşünmeye başladım. Sağlık görevlileri Osman'ı alıp götürdüler. Okul müdürü gelip herkesi okula götürdü. Bizde mecbur tıpış tıpış okula girdik. Kafamızda ki en büyük soru bunu kimin neden yaptığıydı. Esra kesinlikle bir kız yüzünden olduğuna yüzde yüz emindi Feride ise erkek kavgası diyordu. Benim hiç bir tahminim yoktu. Ama eğer kız meselesiyse Osman'ı birde ben bıçaklayacaktım. Osman'ın arkadaşlarından iyi olduğunu öğrenmiştik büyük ihtimalle rapor yazacaklardı. Ama Osman arkadaşı Selim ile haber yollamış ve okula geleceğini söylemişti. Derslere giriyor çıkıyor bir yandan da sürekli Selim'i darlıyorduk. Teneffüs zili çalar çalmaz Selim'i alıp bahçeye kimsenin olmadığı bir yere götürdük. Ellerimi belime koyarak Selim'e baktım.

"Ben çileden çıkmadan anlatsan diyorum şu olayı. Ne dersin Selim?"

Ben sustuktan sonra kollarını çiçek şeklinde bağlayan Esra Selim'in üzerine yürüdü.

"Bak ben kuzenimin neden bıçaklandığını bilmek istiyorum eğer anlatmazsan hemen teyzemi arayıp bütün olanları anlatırım ve Osman buna çok kızar. O yüzden hemen anlat..."

Feride bıkmış bir şekilde bize bakıyordu.

"Eeee yeter kızlar Osman yarın gelecekmiş okula gelince ona sorarsınız. Selim'e anlatma demiş zan altında bırakmayın çocuğu."

Selim şaşkın şaşkın Feride'ye baktı. Feride'nin onu korumasına şaşırmıştı ama belli ki hoşuna da gitmişti. Yüz ifadesinden ve bakışlarından bunu anlayabiliyordum. Bunu fırsat bilerek Selim'in üzerine gitmeye karar verdim.

"Ne o lan Selim yüzün güldü."

"Ne alaka Ceyda! Sabahtan beri üzerime geliyorsunuz ilk defa birisinin ağzından mantıklı bir şey duyunca seviniyor insan."

"Hııı bana pek öyle gelmedi ama neyse."

Selim ve Feride bana beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Esra benim hin planlarımı anlamış ve olaya el atması gerektiğine kanaat getirerek bizi kolumuzdan tutup sınıfa götürdü.

"Ne oluyor Esra tuttun bizi getirdin sınıfa."

"Daha ne olsun Feride hanım Selim'e yazıyor. Selim desen gayet memnun. Sana gelince sende ateşe körükle gidiyorsun."

Feride dehşete düşmüş gibi Esra'ya baktı.

"Saçmalama Esra ben Selim'e falan yazmıyorum."

"Sen yazmıyorsun zaten bakışların yazıyor."

"Yok artık ya yok öyle bir şey Selim benim tipim değil bir kere."

Hemen söze girdim.

"Çüş Feride valla çüş Selim dediğimiz çocuk bildiğin esmer bomba nasıl tipim değil. Kenan İmirzalıoğlu gibi adam daha ne olsun."

Evet Selim yakışıklı çocuktu ama sadece erkeklere göre biraz kısaydı. Feride'de sırık değildi de allahtan aralarında fazla boy farkı yoktu. Hatta Feride Selim'den kısaydı. Kısaydı kısa olmasına rağmen ama çok güzel bir kızdı. Vücut hatları çok belirgin, kıp kıvırcık saçlı, hafif çekik koyu kahve gözlü bir afetti. Ben onların ne kadar çok yakışacağını söyleyip dururken Feride sinirlenip konuyu kapattı.

ESARETTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon