4. Bölüm: "Kusursuz Cinayet"

1.2K 25 34
                                    

Onun dedikleri zihnimin içinde birkaç defa yankılandı. Dediğinin bir şaka olmasını umdum ama kız oldukça ciddi bir yüz ifadesi ile yürüyüp yanımdan geçip gitti. O, bana, "Gece için hazırsın," demişti. Ne demek istemişti, biliyordum. Bana biri ile beraber olacağımı söylemişti!

Sinir tüm vücudumu ele geçirirken bağırarak arkamı döndüm. "Sen ne dediğini zannediyorsun be?!" Kız kapının üzerindeki anahtarı tam döndürecekken birden durdu ve başını sağa yatırarak bana doğru döndü. Dudakları sağa doğru kıvrıldı ve dilini alt dudağının üzerinde gezdirdi. Başını aşağı-yukarı salladı ve tekrardan arkasını dönüp kilidi açtı. Sinirden yerimde duramazken, "Sana diyorum!" Diye bağırdım, tekrardan.

Kız kapının kulpunu aşağı çevirdi ve bana dönmeden konuştu. "Diyorum ki, cehennem asıl şimdi senin için başlıyor." Anahtarı anahtar deliğinden çekerken ona doğru topallayarak yürüdüm. Tam onun kolunu tuttuğum sırada elimi kolundan sertçe itti. "Benim canımı sıkma. Ben senin durdurup da, hesap sorabileceğin insanlardan değilim, yüzünün ortasına bir yumruk atarsam ömründe bir daha kimseden hesap soramazsın."

Kapıyı açtı. Kapı ayağıma ve alnıma çarparken birkaç adım geriledim. O, kapıdan çıkıp gitti ve kapıyı arkasından kapattı, kapının anahtar deliğine anahtarı soktu, kapıyı kilitledi ve ardından anahtarı geri çekti. Elimi kapının çarptığı alnımın üzerine koydum. Ne olacaktı şimdi? Bu kız ne demek istemişti, biliyordum ama ne demek istemişti gerçekten? Patron dediği adam kimdi? Ne gecesinden bahsediyordu? Ne gecesinden bahsettiğini biliyordum, ne demek istediğini anlamıştım. Ama yine de kendime bunları sorarak bu kötü cümlenin içinde iyi anlamlar çıkarmaya çalışıyordum. En azından düşündüğüm şeyin olmadığını kendime kanıtlamak istiyordum ama onun söylediği o sözün tek bir anlamı vardı. Biri ile yatacağımı söylüyordu. Bahsettiği o patron ile yatacağımı söylüyordu. Bana biri ile yatacağımı söylüyordu.

Alnımın üzerindeki elimi yüzümün üzerine bastıra bastıra aşağıya kaydırdım ve boğazımı tutup sertçe ovuşturdum. Canım yanıyordu, ama canımın yanması umurumda değildi. Dişlerimi birbirine bastırdım ve kapıya doğru yürüdüm kapının dibinde bittiğimde uzun tırnaklarımı avuçlarımın içine bastırıp kapıya yumruklar attım. "Çıkarın beni buradan!" Diye bağırdım. "Çıkarın beni buradan! Sizler insan mısınız gerçekten ya?! Delirdiniz mi? Kafayı mı yediniz?! Bu yaptıklarınız yetmedi ve devamını da mı getireceğinizi söylüyorsunuz?! Bunlar yetmedi ve..." Durdum, cümlenin devamını nasıl getireceğimi düşündüm. "Bunlar yetmedi ve şimdi beni... Sizler çıldırdınız mı?! Allah belanızı versin hepinizin! Cehennem ateşinde yanın hepiniz! Allah belanızı versin. Allah belanızı versin sizi o-" Tekrardan durdum. Cidden öfkeme yenik düşüp, bunlar gibi şeytanları ellerinde olmayan bir şekilde doğurup, yetiştirdikleri annelerine küfür edecek kadar düşmüş müydüm gerçekten?

Kapıya art arda birkaç defa daha yumruk attığımda acı tüm vücudumu esir almış, cansız bir nesneye onlara vurduğumu hayal edercesine vuruyordum. Beni buradan çıkarmayacaklarını bildiğim hâlde beni buradan çıkartmalarını istiyordum. Onlara tek bir kötü kelime edersem beni öldürmekten beter edecekleri hâlde onlara bela okuyordum. Asla öfkesini kontrol edemeyen biri olmamıştım. Her zaman kendimi kontrol edebilen birisi olmuştum ama bu durumda, kim kendini kontrol edebilirdi? Bilmiyordum ama ben, artık kendimi kontrol edemeyeceğim kadar berbat bir hâldeydim. Birileri, mutlu mu yoksa üzgün, öfkeli ve umutsuz mu olacağıma karar veriyordu. Birileri, tüm hayatımı benden çalıyordu. Birileri, tüm benliğimi benden çalmıştı. Birileri, tüm umudumu benden çalmıştı. İçimdeki her umut kırıntısı bir rüzgârla savrulmuştu.

Daha fazla ne yapabilirlerdi bana? İstemediğim, aklı başında olan hiç kimsenin istemeyeceği kötülüklerin hepsini yaşamış, yaşamaya devam ediyordum. O gece, ne yapacaktım? O gece diye bir şey olmadan kendimi mi öldürmeliydim? Belki de bir ayna parçası, küçük bir cam parçası beni tüm acılarımdan kurtarabilirdi. Ama hayır, bu daha büyük acılara neden olmaz mıydı? Beni seven birileri illa vardı, olmalıydı ve bu onların üzülmesine yol açardı. Açmaz mıydı?

Kana Susamış İhtiras ÇığlıklarıWhere stories live. Discover now