" prolog "

47 7 8
                                    




< ZAYN'S POV >

Arabayı vitese geçiriyorum ve gaz pedalına daha da sert basıyorum.Bağımlılık yaratan adrenalin damarlarımdan akıyor ama eskisi gibi heyecanlı değilim.Buna alıştım,artık bana yabancı değil.Bir zamanlar yaşadığım en iyi duyguydu ve şimdi kendimi bu duygunun peşinde buldum;  Daha hızlı sürüyordum,daha tehlikeli sürüyordum,daha çok para yatırıyordum.Hem bağımlılık yapıcı hem de eroin kadar tehlikeli.Dışarıda bunun kadar iyi hissettirebilecek başka bir şey olduğunu sanmıyorum.Boş zamanlarımda bu arabanın direksiyonuna oturmaktan başka yapmak istediğim hiçbir şey yok.Asla kaybetmedim.Galip çıkmaya o kadar alıştım ki artık beni kazanmak her zaman etkilemiyor.Elbette,egomu şişiriyor ama bana bir zamanlar bildiğim o harika yükselişi vermiyor.

Çevre yolundan dönüyorum.Ağaçları,binaları, arabaları ve insanları geride bırakıyorum.Sadece daha da fazla gaza basıyorum ve direksiyonu kavramaya odaklanıyorum ve diğer arabaları dikiz aynamdan izliyorum.Motor sesi kulaklarımı dolduruyor ve nabzım artıyor.Bu benim en sevdiğim ses.Hayatımın geri kalanında kulaklarımda duymak istediğim bir ses olacak.  Bunu kazanmak zorundayım,başka seçenek yok.  Ben kaybetmem.En son ne zaman yarış kaybettiğimi hatırlayamıyorum.Ben Güney tarafta,rakiplerimi hızla solladığım,acımasız olduğum ve her zaman galip geldiğim için biliniyorum.Yarış,sert kırılma,keskin virajlar,sert hızlanma ve her zaman hazırlıklı olmak zorunda olduğum herhangi bir anda olabilecek tüm beklenmedik şeyler nedeniyle her zaman bu iş yoğun konsantrasyon gerektiriyor.Fiziksel olarak çok yorucu.Zihinsel olarak kesinlikle heyecan verici.

Arabam hareketlerime oldukça duyarlı -arabamın mizacı,başa çıkmayı öğrenmem gereken bir şey.  Yüksek hızlarda,bir zamanlar yoldaki her küçük tümsek veya viraj arabanın sarsılmasına neden oluyordu ama şimdi birlikte durdurulamaz bir güçüz.Bir sonraki virajda sürüklendiğimde,bagaj kapımı çizen tanıdık turuncu arabayı görebiliyorum.

Leonardo.
Kuzey Tarafın Lideri.

Sonunda arkamdan çekilip beni sollamaya çalıştığında,gaza daha fazla bastırıyorum ama ondan uzaklaşmıyorum,hayal kırıklığım ise çok fazla.Leo'nun arabası hızlıydı,her zaman öyleydi ve kazanmak için mümkün olan en pervasız şeyleri yapmakla ünlüydü ... ama her zaman kazanmazdı.İkimiz de bir sonraki köşeyi dönüyoruz ve tüm odak noktamız birkaç yüz metre önümüzde olan bitiş çizgisinde.Hıza rağmen ikimiz de birbirimize bakıyoruz ve sonra bitiş çizgisine dönüyoruz.Bire bir gidiyorduk,ihtiyacım olan sadece biraz daha hızlanmak.

Bizi bekleyen,tezahürat ve çığlık atan küçük bir insan kalabalığı var.Yarı çıplak bir kadın doğrudan bitiş çizgisinde duruyor,üstsüz oluşuna bakılırsa bayrak olduğunu sandığım şey aslında bir sütyen. Leonardo'ya bakıyorum.Yarışı kazanmaya odaklanmış ve bana o kötü sırıtışını verdiğinde ellerimi direksiyona daha sıkı sarıyorum.Bunu kazanmasının hiçbir yolu yok.Her şey benden o kadar hızlı geçiyor ki nerede olduğumu zar zor anlayabiliyorum.Birkaç saniyelik bulanıklığın ardından yavaşlayıp bitiş çizgisindeki kadını geçiyorum.Sütyenini havaya şiddetle sallıyor ve hem Leonardo hem de ben frene asılıyoruz ve hızla duruyoruz.Arabamı kapatıp içinden atlamak için acele ediyorum.Önümde simsiyah bir gömlekle ve kaslı bedeniyle duruyor ve bir an için onun bedeninden korktuğumu hissediyorum,ama sonra onu ne kadar kötü yendiğimi hatırlıyorum.Resmen kıçını tekmeledim.

" İyi iyi iyi . . . Yine sen kazandın,Malik. " Leonardo,benden oldum olası nefret eder.Ben buna kıskançlık diyorum.Eski kız arkadaşı Regina,tam bir fıstık ve ben birazcık ona takıntılı olabilirim.

" Sür ya da öl,Leo " diyorum ukala bir tavırla ve arabasının kaputuna elimle vurup yanından geçip gidiyorum.Theo'ya doğru yürüyorum ; kahrolası pislik,kız kardeşim Zoe'ya çakıyor.Kurşuna dizmek istediğim listede ikinci sırada Theo var ; birincilik her zaman Leonardo'nun.

ride or die | malik Where stories live. Discover now