acı.

149 18 32
                                    

acı.

Saat gece üçe vururken içinde kaybolduğum büyük hırkama sarılmış bir hâlde gökyüzünü seyrediyorum. Hemen yanımda sıcak kahvem ve ellerimde bir kağıt ile kalemle yine sana yazıyorum. Bu anlarda eskisi gibi yanımda olmanı dilemek kadar acınası bir düşüncenin peşine düştüğümü inkar edemeyeceğim. Tıpkı eski günlerdeki gibi sana sarılarak ısınmak ve senin kollarının arasında huzur bulmak istiyorum.

Kalbimdeki acı gün geçtikçe ağırlaşıyor. Ve ne kadar çabalarsam çabalayayım içimdeki tarifsiz his geçmek bilmiyor. Aşk böyle bir şey mi? Sana hiç geçmeyecekmiş gibi hissettiren bu acıyı mı armağan ediyor? Şayet öyleyse âşık olmak istemiyorum. Seni sevmek istemiyorum. Lâkin bunun için çok geç kaldım değil mi?

Beni terk edip gittiğin gün dün gibi aklımda. Hatta bir saniye bile aklımdan çıkmıyor desem daha doğru olur. Her ne kadar o günü unutmak istesemde unutamıyorum, bana söylediklerini aklımdan çıkaramıyorum. Tıpkı seni de kalbimden söküp atamadığım gibi.

Ve bana acıdan başka bir şey vermeyen anılarımı unutmayı başaramıyorum. Söylesene bana, sen nasıl unutabildin beni?

Gerçekten çok merak ediyorum; bana ışıl ışıl bakan gözlerin nasıl ifadesizliğe bürünebildi? Birbirini deliler gibi seven, etrafımızdakilerin imrendiği bir çift iken; nasıl bu hâle gelebildik?

Anlamıyorum ve anlayabileceğimi de sanmıyorum. Rüya gibi bir aşk yaşadıktan sonra her şeyin cehenneme dönmesini kaldıramıyorum. Benden gitmeyeceğini düşündüğüm tüm o anlar için kendime acıyorum. Bana olan sevginin hiç bitmeyeceğini düşündüğüm için kendime üzülüyorum. Sandım ki sende beni benim seni sevdiğim kadar seversin, sandım ki sen de annem ve babam gibi beni terk etmezsin...

Ama yanılmışım, yine.

ღ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Veda ও mektup.Where stories live. Discover now