"Merak etme yaşattığı her şeyin cezasını çekecek." Başını masadan kaldırıp bana içinde korku barındıran gözlerle baktı. "Yer altındaki büyük bir çete liderinden bahsediyoruz Felix baş edemezsin." Tabiki de kendimi direkt ölüme atmayacaktım.

"Onların olduğu ortamda arkadaşlarım var sen düşünme bunları ben her şeyi halledeceğim." Ablam emin olamayarak yemeğine döndüğünde masadaki telefonum titredi.

Minho: Mekanı kapattım ama sadece bunu yaptım Noel'e 3 gün kaldı ve hiçbir şey hazır değil. Acilen çocukları da al attığım konuma gel hepsine söyle ama ağızlarından kaçırmamaları için ölesiye tehdit et yoksa hiçbir şey yetişmez.

Siz: Merak etme bende.

Görüldü



Mesajı attıktan sonra ablama kısa bir açıklama yapıp hızlıca odama hazırlanmaya çıktım. Her zamanki gibi siyahlara bürünüp saçlarımı düzelttim ve ön iki yandan birer tutam çıkartıp alnıma düşmesini sağladım. Çillerimi kapattıktan sonra Parfümümü de sıkıp montumu ve botlarımı giyip evden çıktım. Jisung hariç çocukların hepsine konum attım. Jisung'a kesinlikle bir şey söylememeleri için tehditler savurup konuma gelmelerini geldikleri zaman açıklayacağımı söyledikten sonra arabaya yöneldim.

Tam konumu açıp sürmeye başlayacaktım ki mesafenin çok fazla olduğunu gördüm. Buraya yürüyerek gidemezdim toplu taşımayla da uğraşamazdım. Aklıma Chris ve Hyunjin geldiğinde gülümseyip arabadan indim. Onları da birazcık işin içine sokmamda bir sakınca yoktur bence.

Evlerinin önüne gelip kapıyı çaldım ve açılmasını beklemeye başladım. Kapı açıldığında saçları ıslak altında sadece havlu olan bir Chris'le karşılaştım. Onu kenara itip izin istemeden içeri girdim ve oturma odasında Hyunjin'in yatarak telefonda oyun oynadığı koltuğun karşısındaki koltuğa kuruldum.

"Size işimiz düştü birazcık." Chris işaret parmağını yüzüme tutup beklememi söyledi ve merdivenlere yöneldi. Büyük ihtimalle üzerine bir şeyler geçirecektir. Hyunjin sanki odada kimse yokmuş gibi oyun oynamaya devam ediyordu. Çok da umursamadım gereğinden fazla tuhaf bir çocuktu.

Gece olan yakınlaşmamızı hatırlamadığı çok belliydi hatırlasaydı bu kadar rahat olmazdı herhalde. Ben duygularımı saklamakta oldukça iyi olduğum için sorun yoktu ama aynı şey onun için de geçerli miydi bilemem doğrusu.

Chris giyinik bir şekilde merdivenden indiğinde çaprazımda duran koltuğa kuruldu. "Anlat bakalım şimdi." Hyunjin'e bir bakış attığımda hala dikkatli bir şekilde oyun oynuyordu ve bizi umursamadığı oldukça belliydi. Göz devirip Chris'e döndüm. "Minho Jisung'a geri sayımda evlenme teklifi edecek ve hazır olan tek şey kapattığımız mekan. Dekorasyonu falan hep birlikte halletmemiz lazım. Eğer gelirseniz tabi." Chris başını sallayıp ayağa kalktı.

"E hadi gidelim o zaman." Gülümseyip ayağa kalktığımda Hyunjin de oturduğu koltuktan doğruldu. Yüzünde saçma bir gülümseme vardı. Ona sorarcasına baktığımda yüzüme bakıp şirince gülümsedi.

"Oyunu kazandım."

***

Yanından hızlıca geçtiğimiz binaları izleyerek gideceğimiz yere varmayı bekliyordum. Ricam üzerine arabayı Chris kullanıyordu. Hyunjin arka koltukta uyumuştu ve ben de geceki uykusuzluğum yüzünden uyumamak için direniyordum.

Etrafta sadece birkaç ev bulunan aşırı sessiz sakin bir yere gelmiştik. Chris arabayı durdurduğunda kapıyı açıp çıktım ve dışarıyı daha dikkatli incelemeye başladım. Minho'nun kapattırdığı cafe tek katlı ahşaptan yapılmış ama dıştan bir o kadar da lüks görünen bir yerdi. Cafe nin önünde iki tane salıncak dışında hiçbir şey yoktu.

Killer Love | Hyunlix Where stories live. Discover now