6~"Bak geçiyor, iyileşiyor."

En başından başla
                                    

Böyle şeylere hiçbir zaman aldırış etmemiş bir insan olmasına rağmen, ilk kez Wang Yibo'ya karşı mahcup hissetti kendini. Onun, şiddetle akan gözyaşlarından geriye kalan iç çekişlerini ve hüzünlü bakışlarını teselli etmek istedi. Bu isteği içinde çoğalırken Yibo hala küçük bir çocuk gibi utanıyor ve az önce elleriyle sıkıca kavradığı örtüye, şimdi parmaklarıyla eziyet ediyordu. Bu halini kimsenin görmesini istemezdi. Kendini uzun bir vakitten beri ilk kez aciz hissediyordu.

Zhan karşısında küçülen, belki de 8 9 yaşlarına dönen çocuğu ne yapsam da teselli etsem diye kafa yoruyordu hala. Bir şey yapmalıydı, çünkü arada uzayıp giden sessizlik gittikçe garip bir hal alıyordu. Garip hissetmekten hiç hoşlanmazdı.

Ama Xiao Zhan, teselli etmeyi bilmezdi. Mesela bir sürü şarkı bilirdi, çokça da tekerleme..yumruklarıyla konuşmada başarılıydı, güzel dövüşürdü. Sonra, kendisine göre on numara bir arkadaştı. Arkadaşları için her şeyi yapardı. Ardından iyi bir aşçı olduğunu söyleyebilirdi, yaptığı yemekler hep lezzetti olurdu. Ancak bir insan nasıl teselli edilir bilmezdi. Ya da o bilmediğini düşünüyordu.

Wang Yibo, hemen yanı başında en çocuk haliyle otururken ve dilinden tek kelime dökülmezken onun da susup oturmasının nedeni teselli etmek fikrine çok yabancı oluşuydu. Oysa bu zor bir şey değildi. Tek bir dokunuşu bile karşısındaki çocuğu avutacaktı, bilmiyordu.

En sonunda bu fikirden çaresizce vazgeçip ayağa kalkmak için hareketlendiğinde Yibo, korkarak kolundan tuttu ve gitmesine izin vermedi.

İçinden yükselen bir ses bu yaptığına pişman olacağını söylese de ,Yibo bir kereliğine bu sese kulak vermek istemedi ve Zhan'ın kolunda duran elini gevşetip, çekinerek alnını omzuna koydu. Büyük olanın hemen dibindeki bedenini kasılırken gözlerini kapattı ve hızlıca rica etti.

"Lütfen, biraz böyle kalmama izin ver."

Zhan, eğer bu ona rahatlatacak ve teselli edecekse bunu yapmalıyım diye düşündü. Basit bir ifadeyle az önce Yibo'ya sert bir şekilde çıkıştığı için ona bir teselli borcu olduğunu düşünüyordu. Sessizce onayladı küçük olanı ve yine sessizce az önce tutarken hırpaladığı ince bileğe götürdü parmaklarını. O anlarda Zhan, isminin önünde hiçbir sıfat taşımıyordu, sadece, yalın Xiao Zhan gibi hissetti. Gerilen bedeni çoktan rahatlamış ve garip bir huzur omuzlarına dokunmuştu. Bu yüzden düşünmeden o huzuru biraz daha hissetmek istedi.

Tuttuğu bileğe masaj yaparken Yibo'nun göğsüne çarpan düzensiz nefesleri de önce düzene girmiş, ardından da yavaşlamıştı. En son Zhan'ın kolundaki eli aşağıya düşmüştü Yibo'nun ve Zhan onun yeniden uyuduğundan emin olmuştu.

Yibo'yu yavaşça sırtını destekleyerek geriye yatırdığında gülümsediğinin farkında değildi. Aynı gülümsemeyle, serumu kontrol ederek düzeltti.

Zhan yine bir ilki yaşayarak, yatakta dizlerini kendisine çekerek uyuyan çocuğu, hoşlandığı kızı elinden almaya çalışan insan ya da sürekli kavgalı ettiği düşmanı olarak değil de küçük, yaramaz ve aynı zamanda utangaç bir çocuk olarak görmüştü.

Bu düşünce daha çok gülümsetti onu koltuğa dönerken. Küçük olanı izleyerek kendisi de uykuya dalmadan önce kendi kendine söz vermişti.

Yarın sabah uyandığında, bu yaşananlar yaşanmamış olarak varsayarak ve tek bir kez bile hakkında konuşmayacaktı.

_______

"Vay, en son ortaokula giderken yavru köpeğimi böyle yıkamıştım."

Sandalyenin sırt kısmından başını, lavaboya doğru geriye yaslayan Yibo gözlerini devirdi. Zhan'ın saçlarını yıkamasına izin vererek hata yapıp yapmadığını düşünüyordu. Her şeyden önce lavaboda saç yıkamak biraz tuhaf bir fikirdi.

Can't Pretend~YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin