Oğlan, görünenin aksine çok kırılgandı. En ufak ilgide karşısındakine bağlayabilirdi. Taehyung her zaman ifadesiz suratıyla insanlardan bunu saklamıştı.

"Onları hiç şikayet ettin mi?"
Aralarına giren beş dakikalık sessizliğin ardından, Taehyung'un konuşmayacağını anlayan genç kız, hiddetini saklamaya özen göstererek konuştu.

Taehyung'u yaklaşık bir buçuk hafta önce bu bankta ağlarken görmüştü. Üstü aynı şimdiki gibi kir içindeydi. Umutsuz ve yalnız gözüküyordu. Chaeyoung başta başkasının işine karışmak istemediğinden sadece bakıp geçmişti. Lakin daha çok dayanamıyordu.

"İşe yaramaz."
Yine kısık sesini duymakta zorlandı Chae.

"Denemeden bilemezsin Taehyung-shii."
Dedi ama hiçbir şey bilmediğinin farkındaydı.

"Babam işinden olur. Ailem dağılır."
Demişti sayıklar gibi. Chaeyoung bacak bacak üstüne attığı pozisyonunu düzeltti ve Taehyung'tan tarafa döndü.

"Ya..."
Diyerek oğlanın ona dönmesini sağladı.
Gözleri buluştuğunda Chaeyoung bakmayı sürdürürken Taehyung bakışlarını tekrar kucağına çevirmişti.

Keskin çene hatları, pürüzsüz yanık ten ve tilki gibi çekik gözler...
"Görüntün yüzünden olması imkansız..."
Diye mırıldandı Chae.
"Sana kim neden zorbalık yapsın ki? Ramenini aç olmana rağmen sokak kedisine yedirmeye çalıştığına tanık oldum. Kesinlikle safın tekisin."
Genç kız sanki kendi kendine konuşuyordu.
Taehyung bir şey demedi. Chaeyoung devam etti.
"Belki de iyi niyetini suistimal eden piçlerdir."
Diyerek tekrar kollarını önünde bağlayarak düşünme pozisyonuna geçti.

Taehyung da bilmiyordu. Kimseye hiçbir zararı dokunmamıştı.

"Yoksa piçlerden birinin hoşlandığı kızla falan mı çıktın?"
Taehyung çekik gözlerini kocaman açarak hemen kıza döndü. İşaret parmağını ona doğrultan Chaeyoung'a doğru kafasını hızlıca iki yana salladı.

"Hm, o zaman-"
Lafını kesen kucağında duran telefonun zil sesi olmuştu.

Annem arıyor...

Chaeyoung aceleyle banktan kalktı. Akademiden annesine haber uçmuş olmalıydı. Akılsız davranıp bahanesiz oradan kaçtığı için kendine sövüyordu.

Arama düşene kadar ayakta öylece bekledi. Taehyung ne olduğunu anlamadığından arkasından ayağa kalkmış genç kızın yana gelmişti.

"Gitmem gerek."
Dedi ve koluna takılı duran poşeti oğlanın kucağına atıp gözden yok oldu.

Taehyung, kızın hızına yetişmediğinden kucağındaki poşetin varlığını anca bir kaç saniye sonra fark etmişti. Bu sefer merhemin yanında sargı bezi ve bir kaç pirinç topu daha vardı.

"Ona bir daha ki sefere teşekkür etmeliyim."

'Bir daha ki sefer?...' diye geçirdi içinden. Bir dahaki sefer asla gelmeyebilirdi. Kızın sadece adını ve gittiği okulu biliyordu.

'Ya o da diğerleri gibi kendine bağlayıp sona yalnız bırakırsa?'

Taehyung sarışının hakkında düşünmemeyi seçti. Kimseye güvenmeyecekti.

Çünkü en sonunda canı yanan hep o oluyordu.

Çünkü en sonunda canı yanan hep o oluyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Acıların çocuğu Taetae

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Acıların çocuğu Taetae...

sweet hearted || vrosé ✔️Where stories live. Discover now