the devil's daughter (BÖLÜM 22: ANLAŞMA)

Start from the beginning
                                    

     Nereden geldiği bilinmeyen yüksek kahkaha sesi bu sefer Lilith ‘i gerçekten korkutmuştu. Ancak şuan tek isteği bunu ona yapan her kimse ona haddini bildirmekti. Savunma mekanizmalarından biri olan tırnaklarını iki santimetre kadar uzattı. Bu tırnaklar tıpkı bir beton kadar sağlam ve bir bıçak kadar keskindi. Sol elini yanındaki duvara uzattı ve tüm gücü ile bastırıp derin bir çizik attı. Bu yaptığı şey savaşçıların, savaştan önce yaptığı hazırlık gibiydi. Ancak bu hazırlık boşunaydı. Yaklaşık on dakika boyunca öylece bekledi ama bütün sesler ve cızırtılar kesilmişti. Hiçbir şey yoktu.  Bunları yapan her kimse ondan korkup kaçmış olabileceğini düşündü Lilith. Bu düşünce hoşuna gitmişti, bir kez daha ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne sermişti. Yayık bir gülümseme ile ikili koltuğa oturdu. Evrendeki en güçlü şeytanlardan biri olduğunu biliyordu ve bu her seferinde onun daha da böbürlenmesine yetiyordu. Hızla ardına kadar açılan kapı ile oturduğu yerde zıpladı Lilith. Lucifer, yüzü ter içinde kalmış bir şekilde içeri girip kapıyı ardı ardına kilitledi. Hızlı hareketler ile evdeki bütün perdeleri kapattı. Davranışları fazlasıyla ürperticiydi. Endişeyle oturduğu yerden kalktı Lilith.

“Hoş geldin Lucifer.” Dedi Lilith elini Lucifer ‘ın omuzuna koyarak.

“Lilith? Ne işin… Her neyse saklanmalıyız.”

     Lucifer ‘ın omuzuna koymuş olduğu elini indirdi Lilith ve simsiyah gözleri ile Lucifer ‘ın özlemiş olduğu simasına baktı. Hiç sırası olmadığını biliyordu ancak yinede kendinden geçmişti. Lucifer ‘ın onu sarsması ile kendine gelebilmişti. Bakışlarını tekrar göz hizasına getirdi.

“Buradalar Lilith…”

“Kimler?”

     Lucifer ‘ın şeytani kalbi bir anda hızla atmaya başlamıştı. Bu korku değildi ancak büyük bir endişesi vardı.

“Melekler.”

     Lilith ‘in bu kelimeyi idrak etmesi birkaç saniye almıştı. Kelimenin içindeki bütün harfler teker teker beynine kazındı, ‘Melekler’. Tanrı ve melekleri şu hayattaki tek düşmanlarıydı. Şeytanlar meleklerden korkardı çünkü onları bu dünyadan tamamıyla silebilecek tek kişi meleklerdi. Şeytanları dünyadan alıp cehenneme götürürler ve ateşlerin arasında yandıkları sırada attıkları çığlıkları dinlerlerdi. Bütün kutsal kitaplarda melekler çok iyi gözükürlerdi oysaki gerçekte bir şeytan kadar canilerdi.

“Şimdi ne yapacağız?”

     Lilith ‘in sesindeki endişe belli oluyordu.  Lilith kadar Lucifer ‘da endişeliydi ancak bunu saklamak durumundaydı. Tüm şeytanları meleklerden koruyabilecek tek kişi oydu. O şeytanların tanrısıydı.

“Eve girmemelerini sağlamamız lazım.”

     Lucifer ‘in cümlesinin bitmesiyle başlayan sesler oldukça korkutucuydu. Paslı bir salıncağın sallanması gibiydi sesin tizliği. Ve bu ses ikisinin de canını acıtıyordu. Onları bu denli rahatsız eden ses meleklerin inançla okuduğu dualar olmalıydı. Lilith çaresizlikle olduğu yere kendini attı ve elleriyle sıkıca kulaklarını kapattı. Ancak dayanılır gibi değildi. Bir süre sonra istemsizce haykırdı. Ellerini kulaklarından kaldırdığında, kan ile kaplanmış elini gördü. Korku dolu gözlerini kocaman açıp elini tekrar kulağına götürdü.  Kanayan yeri kulağıydı. Ses o kadar rahatsız ediciydi ki Alyssa ‘nın insan bedeni buna dayanamamıştı.

Şeytanın Kızı -Tamamlandı-Where stories live. Discover now