- Her şey yolunda mı Komutanım ?

- Umarım öyledir Adem.

Ortalıkta hâlâ derin bir sessizlik mevcutken karşıdan gelen otobüs sesi kulakları doldurmuştu. Son sürat karargâha doğru sürüyordu adam. Kadir mantığını devreye sokarak gelen şüpheli aracın olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Ve hemen ardından Ali'nin haykırışları kulaklarına ev sahipliği yapmıştı.

- Komutanım uzaklaşın ! Bomba olabilir.

Ani bir manevra ile silahını otobüse doğru çevirmişti Kadir . Ali'nin haykırışları yavaş yavaş kaybolurken dağlara dalga dalga patlamanın sesi yankılanmıştı. Sert kayalara çarparak güçlenen ses , ortalığı kasıp kavurmuştu. Patlamanın etkisi ile kara sis bulutu büyük bir sâye olmuş karargâhın üzerine çökmüştü.

Kadir son anda silahı otobüsün tekerleğine çevirmiş ve lastiği patlatmayı başarmıştı. Fakat unuttuğu bir şey vardı Ali'nin otobüse çok yakın bir konumda olduğunu. Patlayan lastik ile savsaklayan otobüs yön değiştirmiş ve Ali'nin tam dibinde patlamıştı. Kara sis bulutunun arasından Kadir'in feryatları tüm karargâhta yankılanmıştı.

- ALİİİİİİ!

Az önce avına odaklanmış bir kartal iken şimdi yavrusunu kaybetmiş bir aslana dönüşmüştü. Tüm gücüyle yanan otobüse doğru koşmaya başladı. Ali'nin bedeni yol kenarına savrulmuş külçe gibi yatıyordu. Bunu gören Kadir'in ayakları pelte kıvamına gelmiş yüreğine ince bir sızı yayılmıştı. Esen rüzgar yüzüne sert bir tokat gibi çarpıyordu. Kuruyan boğazından sesli bir şekilde yutkundu . Ali'nin yanında dizlerinin üzerine çöküp başını avuç içlerine hapsetti. İrislerinden iri iri yaşlar dökülüp yanaklarında iz bırakarak devam etti. Ali'nin bir bacağı kopmuş kanlar içinde öylece yatıyordu. Feryatları esen rüzgara karışmış koca dağlarda yankılanmıştı.

- Komu-t- a-nım. Bacağım, bacağım komutanım.

Acı içinde feryat ederken boynundaki damarları iyice ortaya çıkmış biraz daha sıkılsa patlayacak hale gelmişti. Kadir'in şahit oldukları hüznün yüreğine davetçisi olmuştu. Genç adam ilk defa bu denli titriyor korku ile etrafına bakıyordu.

- Hişşş sakın, sakın konuşma . Sana bir şey olmayacak! Dayan aslanım.

Ali'nin dudaklarına belli belirsiz bir tebessüm oluşmuştu. Beraberinde ise göz pınarlarından bir yaş firar etti. Sesli bir şekilde yutkununca adem elması aşağı yukarı hareket etti. Yaşayacağına dair tüm umutları yitirmiş geriye sadece acı feryatların iniltisi kalmıştı. Dudakları tekrar aralanmış fısıltılı bir kaç cümle dökülmüştü.

- Komutanım. Eğ-er şehit olur- sam benim için bir şey yapar mısı-nız ?

Gözyaşlarına hakim olamayan Kadir hıçkırıkları arasında zoraki konuştu.

- Deme öyle aslanım deme kurban olayım. Bırakıp gidersen ben ne derim ailene. Nasıl derim .

Ali'nin gülümseyen çehresi daha çok genişledi. Mavi göz hareleri adeta ışıldıyordu. Ölüm ilk defa bu kadar güzel görünüyordu.

- Komutanım şehit olmak şeref verir bana. Ailemi de aynı duyguya nail etmekten gurur duyarım.

Yürek dağlayan cümlelerini ardı ardına sıralarken Kadir'in boynuna urgan olup nefes almasını kesiyordu. Rüzgar ilk defa bu kadar soğuk esiyor genç adamın bedenini tir tir titretiyordu. Yerde kanlar içinde yatan Ali son kez konuşmak istercesine umutla araladı dudaklarını.Çenesini var gücüyle sıkan Kadir Ali'nin çehresine yöneltti bakışlarını.

- Komutanım daha ben doğmadan önce babam Yemen'e gitmiş .

Ali acı içinde art arda iki kez öksürerek yüzünü ekşitti. Bakışlarını asteğmen Kadir'e çevirerek tekrar konuştu.

BOZOKWhere stories live. Discover now