Bölüm 9

1K 151 118
                                    

Bilinçsizce büzüşmüş ve yorgunluktan rengi solmuş ince dudakları izleyen bakışlar bir süre orada oyalandıktan sonra kapalı gözlere ulaşmıştı. 

Olan biten her şey yeni yeni zihnine dolarken düşünceli bakışlarını genç adamdan çekmedi.

Elf kralı, kontrol etmesi gereken belgeler için kitaplara gömüldüğü sırada duyduğu tanıdık ses ile ne olduğunu sorgulamadan odasından ayrılmış ve Xiao Zhan'ın acı çığlıklarını takip etmişti. Hissettiği endişe duygusu kendini sorgulatırken o an için düşündüğü tek şey o insanın iyi olup olmadığıydı.

Adımları gizli yolun başına geldiğinde önce şaşırsa da tereddüt etmeden patikanın içine doğru adımlamış ve gittikçe artan çığlıklara doğru ilerlemişti. 

Adımlarını yavaşlatan şey ise acıdan yorgun düşmüş ve neredeyse bayılacak olan bedendi. Vakit kaybetmeden vücudunun yarısının gömülü olduğu çamurdan genç adamı çıkarmış ve bağırmaktan yorgun düşen sesiyle mırıldanan bedeni kolları arasına alarak hızla oradan uzaklaşmışlardı.

Aceleyle kendi odasına getirdiği gencin yaralı bacağında ki zehri çıkartmış ve kanamasını durdurmak için derince bir nefesi yaralı yere üflemişti. En sonunda da yarayı sarmış ve kendi yatağında yatan bedenin uyanması için dakikalardır beklediğini çalan kapı sayesinde anlamıştı.

"Gel." 

Bir kaç saat öncesine oranla daha sakin çıkan sesi kapıdaki elfi cesaretlendirmiş ve içeri girmesini sağlamıştı.

"Üzgünüm rahatsız ediyorum fakat patika yolunu kapattık. Artık insan gözüyle görülmesi imkansız ve bir de, Zhan'a bir mektup var." biten sözleriyle elindeki mektubu krala uzatmış ve kafasını eğerek beklemeye başlamıştı.

Karşısında saygıyla bekleyen elfin genç adama ismiyle hitap etmesi elf kralının şaşırmasına neden olsa da bozuntuya vermeden konuştu.

"Tamam sen gidebilirsin." onaylar biçimde kafasını sallayıp tam çıkacağı sırada elfin sorduğu soru elf kralının kaşlarını çatmasına neden olmuştu.

"Zhan kendine gelene kadar benim odamda kalabilir efendim. Siz rahatsız olmayın."

Düşünceli sorusu karşısında kaşları çatılan krala şaşkın gözlerle bakmış ardından eğilerek selam verip odadan çıkmıştı.

"Nasıl herkesle bir anda anlaşabilir aklım almıyor!" anlık bir sinirle kurduğu cümleden sonra duyduğu hırıltılı nefes sesleriyle bakışları anında yatan bedeni bulmuştu.

Yorgun olduğu her halinden belli olan genç kısık çıkan sesiyle konuşmuştu.

"Bu kadar mükemmel olmayı ben istemedim." renksiz ve kuru dudaklarıyla sırıtmaya çalışan Xiao Zhan bacağında ki acının hafiflediğini hissedince doğrulmaya çalışarak hareketlenmişti ki anında tekrar sırtının yatakla buluşmasını sağlayan elf kralı şaşkınlığını ve endişesini sinirli ses tonuyla örtmeye çalışarak cümlelerini sıraladı.

"Nasıl bu kadar sorumsuzca davranırsın?! Oranın ne kadar tehlikeli olduğunu bilmeden nasıl gidebildin?" sert çıkan sesiyle sorduğu sorular genç adamı korkutması gerekirken yalnızca gülümsetmişti.

"Çok sıkılmıştım ve etrafı keşfetmek istedim hepsi bu. Hem kimse bana orayla ilgili bilgi vermedi sahi nereydi orası?" sakin çıkan sesi elf kralını da bir nebze sakinleştirirken meraklı yüze bakarak konuştu.

"Orası, aslında herkese göre farklı bir ismi var. Uzun yıllar önce, çok uzun yıllar önce atalarımız orayı suçluları sorgulamak için kullanıyorlarmış. Bir çeşit büyü ile oluşturulan bir yer aslında." 

Aglon Geçidi [YiZhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin