-51- Bambaşka Dokunuşlar

Start from the beginning
                                    

Dudaklarından ayrılır ayrılmaz kenara bıraktığım krem ve prezervatife uzandım. Baksırımı çıkartıp prezervatifi takarken gözlerini sımsıkı kapattı Yankı. "İnanamıyorum sana Ayaz..." dedi. "Marketten aldığın şey, bu muydu?"

Triple karışık heyecanlı sesine karşı hafiften gülümsedim. Hala titreyen ellerini ellerime getirip, gözlerini aralamadan "Ayaz..."dedi. "Acıtma, tamam mı?"

"Oğlum...ölürüm lan sana." utançtan kızarmış yanaklarına birer öpücük bırakıp baksırını çıkartmasına yardımcı oldum. Dizlerini kırdıktan sonra kremi girişine sürüp, işaret parmağımı çevresinde gezdirdim. Kendini çok kasıyordu, rahatlaması için bacağının iç kısımlarına minik öpücükler bıraktım. "Sakin ol yavrum." 

İşaret parmağımı girişine bastırdığımda belini kaldırarak derince inledi Yankı. Bu muhteşem görüntüye karşı hızla dudaklarına kapandım. Bastırdığım her an dudaklarımın içine doğru inliyor, omuzlarımı daha sıkı tutuyordu. Karşılık vermemesini sorun etmeden yiyormuşçasına öpüyordum dudaklarını. Bu tada, bu güzelliğe, hiçbir zaman doyamayacaktım.

Parmağımın yanına ikincisini de getirip hafifçe bastırdım. "Ayaz..." dudaklarımdan ayrılarak başını çarşafa bastırdı. "Ya..." boynuna eğilip ıslak öpücükler konduğum sırada  biraz hızlı ittirdim parmağımı, şimdi ikisi de içine girmişti.

 Altımda kıvranan narin bedenine öpücüklerimi bırakırken, parmaklarımı git gel yapmaya başlamıştım. Artık acı hissetmiyor olacak ki, zevkle inliyordu Yankı. Yüzümü kavrayıp dudaklarıma kapanması da bunu kanıtlıyordu. "Çok güzelsin." kısacık bir an mırıldandım. Kıpkırmızı olmuş dudaklarını iştahla emerken hissettiğim kadarıyla deliği genişlemişti, daha fazla dayanacak gücüm yoktu.

"Bebeğim." parmaklarımı yavaşça çıkartıp bacaklarının arasına girdim. "Acımayacak."  kendimi deliğine hizalayıp, beline sarıldıktan sonra usulca ittirdim. Acıyla yüzünü buruştursa da gözlerini kapatmadı Yankı, gözlerimin içine dikkatle bakıyordu. Onu severken nasıl kendimden geçtiğimi, öperken nasıl tutkuyla dolduğumu, bedenini ve kalbini nasıl arzuladığımı, her şeyi çok net görebiliyordu artık.

Biraz zorlamanın ardından Yankı'nın içinde yerimi aldım. Bacaklarını belime sıkıca doladı ve hafifçe gülümsedi. Kısacık bir süre alışmasını bekledikten sonra kendimi dışarı çekip, tekrardan girdim içine. İlk başta yavaş yavaş başlayan gel gitleri artık hızlandırıyordum. Dudaklarına kapandım ve belli bir tempoda hareket etmeye başladım.

"Ayaz..." seslice inledi Yankı, gözlerimin tam içine bakarak ve dudağını ısırarak...zevkle inledi. Başımı geriye yatırıp dişlerimi sıktım. Bu çocuk beni delirtecekti...

Bedeninin  narinliğini kendime hatırlatıyor, dudaklarımı ısırarak hareketlerimi dizginlemeye çalışıyordum. Gel gitlerin sonuna yaklaştıkça daha derin inlemeye başladı Yankı. Tam yerine yaptığım birkaç vuruşun ardından geleceğimi hissedip gözlerinin içine baktım. Heyecandan titreyen ellerini saçlarıma daldırdı. Zevkten kayan gözbebeklerini büyük bir hazla izliyordum.

Yarısına kadar çıkartıp son kez iyice bastırdım kendimi. Zevkle kasılan bedenimi dirseğimin yardımıyla ayakta tutarken benimle aynı anda rahatladı Yankı. Yorgun düştüğü için gözlerini kapatarak alt dudağını ısırdı. Tıpkı onun gibi titrek bir nefes verdikten sonra dudaklarımı alnına bastırdım. 

Her bir zerresi için ölüp bitiyordum, bu sevgi kalbime fazlaydı.

**

"Uslu dur uslu."  sahte bir kızgınlıkla yaptığım uyarıya karşı daha çok kıkırdadı Yankı. Gözlerini kapatmış, küçük bir çocuk gibi keyifle gülüyordu. "Bana dön bakalım."  bacaklarını iki yana açıp arasına girdim ve diş fırçasını elinden çektim. Oturduğu lavabonun üstünde  geriye kayarken dişlerini görebilmem için kocaman gülümsedi.

Karanlık • [b×b]Where stories live. Discover now