congratulations you give an D

2.3K 90 17
                                    

Çantamı sırama fırlatırcasına attığımda Stella çoktan arkamda dikilmişti.
"Dün akşam eve geç gelmişsin"
"Bunu sen nereden biliyorsun" dedim gözlerimi kısarak.
"Annen akşam beni aradı.Ben nereye gittiğini bilmiyordum.''

Ona her şeyi söylemem mi gerekiyordu.

"Bay Bieber'la kahve içmeye gittik.'' Mavi gözleri gittikçe büyüdüğünde gülmemek için kendimi tuttum.

''Aramızda bir şey olmadı Stella , saçmalamayı kes''

''Pekala ama bu iş beni korkutmaya başladı" gözlerimi devirip onu okulun kafeteryasına götürdüm.

''Kahve alacağım bir şey ister misin?'' cebimdeki parayı çıkarıp kahveleri ödeyip yanına geldim.

''Her şeyi anlat'' dedi kırmızı burnunu çekip.Ellerimi birbirine sürttükten sonra ceketimin ceplerine soktum.

''Bay Bieber, bana ders çalışmam gerektiğini söyledi'' dediğim anda masanın üstüne koyduğum telefonum titredi.Ekranda parlayan ismini gördüğümde gözlerimi gezdirdim ve Stellanın görmemesi için dua ettim.

''Kimdi o?'' dedi Stella merakla.Gözleri ekrandaki ismi görmek için dönüp dururken telefonu ellerimin arasına aldım.

Justin Bieber : Ders çalışıyor olman gerekiyor , dedikodu yapman değil.

Sophie Leona : Beni mi gözetliyorsun

Justin Bieber : Önündeki masaya bak

Başımı ekrandan kaldırdığımda kalbim gümbürdüyordu .Stella'ya fark ettirmeden karşıya baktığımda Bay Bieber bana sırıtıyordu.

Yanaklarım kızararak gözlerimi kahveme sabitlediğimde Stella gülümsedi.
"Kiminle mesajlaştığını biliyorum" kıkırdadı "Ve bunu bana söylememene inanamıyorum"

Tahmin edebileceğini düşünmesemde içimi bir heyecan kapladı, nefesimi tuttum ve dudağımı dişledim.

"David!" diye cırladığında derin bir nefes verdim "Küçüklükten beri onu seviyordun ve bana unuttum diyerek yalan söylüyordun" Stella parmağını beni sanki suç üstü yakalamış gibi salladı.
Hiçbir şeyden haberi yoktu.

"Tanrı aşkına Stella" başımı iki yana salladım.O hiçbir şey bilmiyordu.Bilmeyecekti.

Ders zili çaldığında apar topar yerimden kalktım.Önüma baktığımda Bay Bieber, çoktan gitmişti.

Hiç bir derse konsantre olamazken nasıl sınavdan yüksek not alabilirdim ki.
Ayrıca kalbim son derse kadar hızla çırpınırken derin bir nefes aldım.

Ve son ders zili çaldı.Koridor tamamen boşalınca personel odasına girdim.
Daha gelmemişti. Odada ki tabureye oturup , bacak bacak üstüne attım.
Etrafı inceledim, gelmesine iki dakika daha vardı.Bay Bieber bildim bileli hep dakikti o yüzden geç kalacağını sanmıyordum.
Özellikle iş , dersten daha ciddi birşey ise erken bile gelebilirdi.

Çantamda titreyen telefonu çıkardım.
Stella durmadan mesaj attığı için telefonu sessize aldım.Beni okuldan çıkarken görmediği için endişelenmiş olmalıydı.

Örgülü saçlarımı açıp ,omuzlarıma dökülmesini sağladım.
Sabah yeni yıkandığım için saçlarım nemliydi ve etrafa şekerli bir koku yayılmıştı.

Bay Bieber içeri girdiğinde sırıttı.
"Buraya geleceğini düşünmemiştim"
Bilgisayar çantasını rafların üstüne fırlatırcasına attıktan sonra blazer ceketini çıkardı.

"Sınavdan D almışsın Sophie.Tebrik ederim"
Ellerini birbirine sürttükten sonra yanıma geldi.
Sandalyeden kalkmalı mıydım?
Ama belimden aşağısını hissetmiyordum.

Elini bana doğru uzattığında elimi kıpırdatmaya çalıştım, titreyen bileğimi tuttu ve kendine çekti.

''Ders çalışıyor musun?''
Nefesi yüzüme çarparken dilim tutulmuştu "Hı-hı"

"Aferin" dedi bir eli belimi kendine sabitlerken diğer eliyle saçımı okşadı.
Gömleğimin düğmelerini teker teker açarken derin nefesler aldım.
Burası gittikçe sıcak olmaya başlıyordu.

Gömleğimi omuzlarımdan düşürdükten sonra köprücük kömüğüme ıslak bir öpücük kondurdu.Dudakları tenimi öperken başımı geriye attım.

Ağzımdan bir inleme daha çıkmaması için dişimi alt dudağıma geçirdim.
Ellerim Bay Bieber'ın ipek saçlarını çekiştirirken öpücükleri göğsüme doğru bir yol çiziyordu.

"B-bay Bieber" dedim zorla da olsa.Kendimi dolap ve Onun arasında sıkışmış bulduğumda hareket etmek oldukça zordu.

Bay Bieber kopçamı hızla açıp sutyenimi yere fırlatınca utancımdan yüzüne bakamadım .Daha bir hafta önce bana formülleri anlatan adam şuanda göğüslerime şehvetle bakıyordu.

Ellerini bacaklarımda gezdirdikten sonra , parmakları bacak içimde dolaştı.
Kilodumun lastiklerini tutup bacaklarımdan sıyırdığında bacaklarım titriyordu.
Dayanamayacak kadar ileri gitmişti.
"Bay Bieber hızlı olun lütfen"

Dudakları yukarı doğru kıvrıldığında benden uzaklaştı ve üstü malzemelerle dolu masayı gördü.
Üstündeki her şeyi yere attıktan sonra tekrar bana baktı.

Ne yapacağını anlamam çok uzun sürmedi.

Kolunu belimden ve bacaklarıma dolayıp  havaya kaldırdı ve masaya yatırdı.
Sırtım ahşap masaya deyince titredim çok soğuktu.
"Hadi yapalım şu işi"

Üstümde sadece eteğimle karşısında yatarken kemerini çıkardı.
Bense bacaklarımı aralayıp onu bekledim.
Pantalonunun düğmesini açıp boxerını sıyırırken gözlerimi kapadım ve masanın kenarlarını sıkıca tuttum.

Professor || j.b.Where stories live. Discover now