2. Bölüm: Dünya'm

3 1 3
                                    

"Ey Dünya yaktın bedenimi, küle çevirdin. YETMEDİ Mİ?

Her şeyin durduğu, herkesin sustuğu.
Bir an hayal edin. Kimse yomuşcasına, sadece sen, karanlıkta tek kalmışcasına. O karanlık  boşlukta kendini bile bulamıyorsun. İşte tam öyle bir şeyin içine düştüm. Kimsenin bilmediği, hayatlarında duymadığı bir kuyuya düştüm ama daha yere çarpmamıştım. Şu an öye bir çarptım ki sanki bütün bedenim parçalara ayrılmıştı. Dünya benim etrafımda o kadar hızlı dönüyordu ki sanki, sanki bir daha yavaşlamayacaktı. Öyle bir anda duracaktı ki durduğunda bedenim uçacaktı...
Bir söz geldi aklıma o an *Ey Dünya yaktın bedenimi, küle çevirdin. YETMEDİ Mİ?

O an çaresizce durdum kaç saat belki de sadece dakika o kadar uzun süre baktım ki onlara annem ve babama kanlar için de yerde yatarlarken canımdan can gitti. Ne yapacağımı bilemediğim için hemen guruba girdim belki yardım ederler diye...
      *GECE GURUBU*
"Gençler" diye yazdım hıçkırıklar içinde ve cevap gelmesini bekledim. Bir kaç saniye sonra ilk cevap Rüzgar'dan gelmişti..

Rüzgar: "Efendim. Alev"
Dedi Rüzgar ardından diğerleri mesaj atmaya başladı.

Alp:  Buyrun güzel hanım bize mi seslendiniz?

"Merve:  Ne oldu Alev bir sıkıntı mı oldu?
Ben de mesajları okuduktan sonra hemen yazmaya başladım.."

"Çok kötüyüm ne yapacağımı bilmiyorum. Lütfen yardım edin bana Lütfen"

"Rüzgar:  Ne oldu Alev anlat çabuk delirtme insanı..."

"Alp:  Ne oldu?? Anlat..."

"Merve:  Kızım Alev bir şey söylesene."

"Annem ve babam ev-"
Daha sözümü bitiremede telefon elimden düştü... yazacak konuşacak halde değildim. Mahfolmuştum hiç bir yerim tutmuyordu. Anne ve babamın yerde yatan bedenlerinin ikisininde ortasında oturmuştum. Artık dayanamayıp nabızlarını konturol etmek için elimi ilk önce babamın boynuna doğru uzattım. Ellerim titriyordu ama baktım ve nabzı atmıyordu. Buz gibi olmuştu. Anneme dönünce sol gözümden bir damla, iki damla,üç damla derken yaşlar ve hıçkırıklar bedenimi sardı. Nabzına bakmaya korktum dayanamayıp bedenine sarıldım. O sırada nabzını konturol ettim atmıyordu buz gibi olmuştu konuşmaya çalıştım belki kalkar diye. 'Anne,anne lütfen kalk hadi kızın geldi. Kalk uyumanın sırası değil!!!' Çığlıklar içinde ağlarken babama döndüm bu sefer. 'Baba babaaaa hadi sen kalk biriciğin kızın geldi. Baba  Hadiii!!! Sen yapma bari hadii.' Başımı göğsüne indirmiştim. Elimle kalbine vuruyordum...
O sıra da beklemediğim bir şey oldu. Kapımızın kırılma sesi ama umrumda bile değildi. Şu an sadece babam ve annemi düşünüyordum...
ve bir ses geldi... bir el omuzumda sıcak bir el ama ...

"Alev!Ne oldu bura da?
Rüzgar'ın sesiydi bu Rüzgar'dı bu arkamı döndüm ve Rüzgar'a sarıldım...
 
Rüzgar'dan:
   (Yazar'ın anlatımıyla)
Alev'i eve bırakacağımızı söyledikden sonra eve gitmek için arabaya bindik yola çıktık. Ara ara Alev'e aynadan bakıyordum. Birşey vardı sanki gözlerine panik gibi ama daha çok korku gibi sanki kötü şeyler hissediyordu. Ya da bana öyle geliyordu.
Alev'i evinin önüne getirdiğim sıra da eve geldiğinin bile farkında değildi. Ben konuşuncaya kadar...

"Alev geldik sen iyi misin? Dalgınsın öyle bir sıkıntı yok deme."

"Hayır. Bir şeyim yok arabaya ne zaman binsem uykum gelir.

"Tamam. Ama evde kimse yok galiba ışıklar kapalı."

"Belki erken yatmışlardır.

"Olabilir. Sabah okula gitmek için seni alim mi?

Katil'in OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin