10. Bölüm

12.4K 636 201
                                    

Mert ajansa geldiği gibi kendini odasına atmıştı. Bilgisayarını açıp yeni aldığı reklam projesinin çizim aşamasını inceledi. Daha sonra kapatıp elleriyle alnını ovmaya başladı.

"Benim ovmamı ister misin?" diyen kadının sesiyle başını kaldırdı. Nazlı?

"Sen hangi ara içeriye girdin ya?" dedi.

"Çıkayım istersen" derken Mert'e doğru yürüyordu ve gülümseyerek ona bakıyordu.

Mert'te onu incelemeye başladı. Yine 'memelerim burada' bluzu ve 'bacaklarımı okşamak ister misin' eteği giymişti. Mert babafingosunu sakinleştirmeye çalışmaya başlamıştı içinden. Tabi Nazlı da bu sırada Mert'e yaklaşmış ve başını geriye doğru yatırmıştı. Mert'te onun yönlendirmesiyle geriye doğru yaslanmıştı. Nazlı alnına masaj yaptıkça Mert içinden kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Nazlı'nın parfümü ve bir türlü çözemediği kokusu burnuna geldikçe o hareketlenme sızlamaya başlıyordu. Ama karısının parfümü olduğu için bu hareketlenme olduğunu düşünüyordu. 'Peki o diğer koku ne? Yani tanıyorum gibi ama bulamıyorum.' diye düşünmeye başlamıştı. Çok sonra artık bu ovmanın işkence yoluna girmiş olduğunu fark etti ve Nazlı'nın elinden tutup diğer tarafa çekti onu.

Nazlı bu tutuş anında neleri özlemiş olduğunu düşündü. Mert'te ona gülümseyince ona doğru eğilmeye başladı.

Mert Nazlı'nın ne yapmak istediğini anlayınca "Nazlı lütfen ama..." dedi.

"Nazlı güzeldim eskiden. Hani bana söylediğin şarkıdaki gibi." dedi Nazlı'da. Onun üzerinden çekilip uzaklaştı.

Mert bunu biraz düşündü. Ne zaman demişti bunu ya? Bir saniye Nazlı güzel karısıydı. O şarkıyı -ki o şarkıysa eğer- kesinle karısına söylemişti.

"Hatırlamadın mı? Nisan yağmuru yağıyordu ve sen adını hatırlamadığım bir arkadaşımızdan gitarını istemiştin. Tabi o sıra çok modaydı. Herkes gitarıyla falan dolaşırdı. Bana Pervane'yi söylemiştin?" demişti Nazlı içinde bin bir umutlu hatırlamasını dilerken.

'Siktir lan. Ben onu Şarkılı Kadınıma söyledim. Vallahi hatırlamıyorum. Nisan yağmuru deyince benim aklıma gelen tek şey Güloya söylediğim şarkı. Oğlum Mert şuanda test etmiş oluyorsun ki Gülo kesinlikle aşk. Nazlı'da bildiğin meşkmiş. Yani yoksa neden böyle ince detayları unutayım ki...' hızlıca iç sesiyle konuştu.

Nazlı ondan gelmeyen yanıtla beraber "Benim... eee.. şey işlerim vardı. Görüşürüz." deyip hızlıca odadan çıktı.

Mert onun hızla odayı terk edişine takılı kalmıştı. Ne diyebilirdi ki zaten?

"Offf fazla mı ilgi gösterdim. Yani... Alnımı ovdu lan kız." derken masadaki telefon çalmaya başladı.

Telefonu açıp gergin bir ses tonuyla "Evet?" dedi.

"Mert Bey, Mümtaz Bey sizi odasında bekliyormuş." diyen Sevil'e dil çıkarttı.

"Tamam Sevil'ciğim sağ ol." deyip telefonu kapattı.

"Kesin yine boktan bir sebep için çağırıyor. Ulan işi bilmiyorsun ne diye ajansı alıyorsun? Tabi ya Arzucuğuna modern ve varlıklı görünmek için. AMK ben okulunu okudum hala karım beni hayvan neslinden görüyor. Yok oğlum ben bu kadın milletini zerre kadar çözemem." derken masasından kalkmış kapıya doğru ilerlemeye başlamıştı.

***

Gül Oya saatine baktı, 12.30 olmuştu. Yemeğe çıkmak bile içinden gelmiyordu. Mert'in aramasını beklemek saçmalıktı ama bekliyordu işte! Zaten nerede Mert ve saçmalık varsa Gül Oya kesinlikle onu bekliyordu. Sanki arayıp bir iki güzel laf söylese olurdu! Masasının üzerindeki telefon çalmaya başladı. Acaba Mert kendisine de İphone5 alır mıydı? Gül Oya ekrana bakıp, birden içinin ısındığını hissetti. Sonuçta Mert'in ailesinden sevdiği ilk insan kesinlikle Nazlı'ydı. Telefonu açar açmaz Nazlı'nın tatlı sesiyle karşılaştı.

AŞK MEŞK VE SAÇMALIKLARI ( #1)Where stories live. Discover now