4. Bölüm

14.1K 760 139
                                    

Gül Oya sonunda kendini köşeli kahve beyaz koltuğunun üzerine bıraktı. Mert yine yastıkları yere atıp koltuğun tam ortasında oturmuş bacaklarını koltuğa uzatıp televizyon izliyordu. Yiğit de diğer uçta annesinin telefonu almış oyun oynuyordu. Gül Oya saate baktı yirmi bir olmak üzereydi. Gözlerini televizyona dikmeye başladı. Kocasına yine izleyemediği dizisini kaydetmiş onu izliyordu. Zombilerin dünyasını izlemek pek de etkilemiyordu Gül Oya'yı... Ama Mert bu diziye tapıyordu resmen. Yani arada onunla dalga geçiyordu Gül Oya ama Mert her zaman ki gibi karısının esprilerine gıcık cevaplar verdiği için "Et yeme taktikleri alıyorum, seni daha iyi yemek için" diyordu.

Bu akşam onunla kavga etmek istemiyordu. Özellikle Yiğit uyumuyorken ve yanlarında oturuyorken... Yarın tatil olduğu için Yiğit paşa bir saatlik kaçamak yapma hakkına sahipti. Ama Gül Oya biliyordu ki saat yirmi bir buçuk olunca Yiğit oturduğu yerde gözlerini kapatacaktı. Ayaklarını altında toplayıp kocasının izlediği diziyi izlemeye başladı. Yiğit oyuna daldığı için pek fazla ilgilenmiyordu televizyonla ama yani yine de bu nasıl diziydi ya!

Yarım saat sonra dayanamayacağını anlayıp sehpadan tabletini aldı. Yiğit'e baktı ve tam tahmin ettiği gibi başı yana düşmüştü bile... Tabletini sehpaya bırakıp ayağı kalktı. Kocasının önünden geçti. Mert karısına baktı. Sonra da gittiği yöne... Ayakucundaki oğlunu görünce gülümsedi. Karısı tam kucağına alacakken "Bırak bırak ben alırım. Zaten bu sıralar yavru kartalla aynı kiloya gelmeye başladın." deyip ayağı kalktı ve oğlunun yanına geldi.

Mert dizinin on dakikasını izlemek yerine oğlunu yatağa götürüp izlemeyi tercih etti. Yarın öğleden sonra birkaç şey yapabilirlerdi. Hem zaten Can da gelecekti. 'Can gelecekti. Oğlum sen bunu söylemedin ki? Akşam akşam yine sinir damarlarını oynatacaksın kadının... Yarın Çiçek'te yok. Yiğit'i kucağıma alıp söyleyeyim en iyisi...' diye düşündü ve Yiğit'i kucağına aldı. Sonra önünde yürüyen karısına baktı. 'Cidden nasıl da zayıflamış böyle? Karnı falanda gitmiş. Acaba açlık diyeti falan mı yapmaya başladı?' diye düşünmeye devam ederken Yiğit'in odasına geldiğini fark etti. Gül Oya hızlıca yatağın örtüsünü kaldırdı ve Mert de oğlunu yavaşça bıraktı. Saçlarını koklayarak öptü ve elinin tersiyle yanağını okşadı. Gül Oya gülümseyip baktı kocasına... Mert geri çekilip ayağı kalkerken, Gül Oya da oğlunun üzerini örttü ve saçlarına öpücük bıraktı.

Yavaşça odadan çıktılar. Gül Oya kapıyı çekerken Mert de aniden söyleyiverdi. "Yarın akşam Can ve sevgilisi bize yemeğe gelecek."

Gül Oya kocasına dönüp "Ne zaman davettin? Yani dün etmediğin belli..." dedi.

Mert ona bakıp gülümserken "Ömerlerin geldiği gün, yani söyleyecektim ama o gün birkaç şey birden yaşayınca aklımdan uçup gitti." dedi. Sesinde masum bir ton kullanmayı da ihmal etmedi.

Gül Oya kocasına bakıp gözlerini devirdi, hızlıca yanından uzaklaştı ve salona geri geldi. Koltuğa oturup ayaklarını altına aldı. "İyi tamam bir şeyler yaparım. Yeni sevgilisiyle mi gelecek? Neden şaşırmadım acaba?!"

Mert de az önce kalktığı yere oturup aynı pozisyonunu aldı. Kanalları gezmeye başladı ve karısının sorusunu yanıtladı. "Evet yeni... Böyle daha çıtı pıtı birini bulmuş. Facebook'ta fotoğrafları var." derken kanalları geziyordu. Film izlemek istiyordu.

Gül Oya sehpadaki tabletini eline alıp kaç gündür girmediği Facebook adresini bakmanın iyi bir fikir olacağını düşünüp açtı. Birkaç bildirime göz attı ve ana sayfayı incelemeye başladı. Arama yerinden Can'ın adını aratıp yeni sevgilisinin fotoğraflarını incelemeye başladı. Esmer ve oldukça güzel bir genç kızdı. Hatta bayağı şirindi de...

"Can sevgili değiştirmekten bıkmadı ve bıkmıyor da... Hayır, anlamadığım sürekli fotoğraflarını değiştiriyor. Hepsinin neden fotoğraflarını koyuyorsun ki? Yani diğerlerinin fotoğraflarını gizliyordur değil mi? Ama bak bu kız güzelmiş, yine de yaşına uygun hareketler değil! Yani kaç yaşındaki bu kız? En fazla yirmi üç duruyor." dedi hala tabletindeki esmer güzeli kıza bakarken...

AŞK MEŞK VE SAÇMALIKLARI ( #1)Where stories live. Discover now