30.Bölüm

2.5K 231 18
                                    

" Tom evet , Tom Till . T-I-L-L "

Edd'in sinirden köpürdüğünü görebiliyordum , hastanenin danışmasında , yaklaşık yarım saattir kuyrukta bekliyorduk . Sıra bize geldiğinde-sonunda - ise hastanın adını onlarca kez söylememize rağmen , danışmadaki sekreter Tom 'un soyadını anlamamakta ısrar ediyordu .

" Tekrar heceleyebilir misiniz ? " dedi kadın kırmızı ojeli elleriyle telefonu tuttuğunda .

Edd sıkıntıyla iç geçirip bana 'dayanamıyorum ' bakışı attıktan sonra kadına döndü . " Till. T-I-L-L "

" Hemen soruyorum . " telefondan birkaç numara tuşladı . " Margeret , Tom Till adında bir hasta iki hafta önce hastanemize gelmiş . " dediğinde onay almak istercesine Edd'e baktı . Edd başını sabırsızca ileri geri salladı. "Hı hı anlıyorum . Evet evet..."

"Ah hadi ama ! " diye mırıldandı Edd .

Sekreter , telefonu kapatıp bilgisayarın ekranına baktıktan sonra uzun parmaklarını klavyenin üzerinde gezdirdi . " Altıncı kat . 624 numaralı oda . "

" Teşekkür ederiz . " dedim yüzüme tatlı bir tebessüm yerleştirerek . Edd sinirle bana baktı ve homurdanarak ziyaretçi asansörlerinin olduğu koridora doğru ilerlemeye başladı .

Omuz silkip koşar adımlarla peşine düştüm . " Neden bu kadar gerginsin ? "

"Nedeni falan yok . Gerginim işte ."

" Aşırı sabırsız ve tahammülü olmayan bir insansın Edd . " dedim ukala bir ses tonuyla .

" Ne yani , şimdi de başımıza psikoloji uzmanı falan mı çıktın ? "

Gözlerimi devirdim . " Bence tıp okuduğun için tüm bu olanlar . Demem o ki , sen hastane ortamından nefret ediyorsun . Bu müthiş bir ironi değil mi sence de ?"

Cevap vermedi . Asansörlerin oraya geldiğimizde yukarı düğmesine basıp beklemeye koyulduk . Kollarımın arasındaki orkideleri burnuma yaklaştırıp kokladım . Orkideleri çok severdim , sahlep içeceğinin yapımında kullanılması , sahlebi daha da çok sevmeme neden oluyordu açıkçası . Tom'un hangi çiçeği sevdiğini bilmiyorduk , Edd ise çiçekçiye en ucuz olanının hangisi olduğunu sorduğunda dirseğim ile koluna sertçe vurmuş , uyarı dolu bakışlarla bakmıştım ona .

Asansörün sürgülü kapısı bir 'ding' sesi çıkararak açıldı . Kabinden birkaç tane hasta bakıcı ve hemşire indiğinde asansör bomboş kalmıştı . Edd kendisini asansörün davetkar kollarına bırakıp , kat düğmesine bastı . Bense hala dışarıda duruyor , öylece ona bakıyordum .

" Ağzını kapatıp asansöre binmeye ne dersin moron ? "

Kafamı yukarı aşağı sallayıp ona sinsice bir bakış attıktan sonra uzun adımlarla asansöre bindim . Terlemeye başlamıştım , bende klostrofobi vardı ve bu iyiye işaret değildi . Kat düğmelerinin olduğu kısma baktım , 'altı' rakamının yazdığı düğme mavi bir ışıkla parıldıyordu .

" Altıncı katta mı demişti sekreter ? " dedim Edd'e bakmadan .

" Evet , genellikle beşten sonra gelir . "

Soluk alışverişlerim o kadar hızlanmıştı ki Edd'in bu aptalca esprisine karşılık veremeyecek bir duruma gelmiştim .

"Hey , sen iyi misin ? " dedi endişeli bir ses tonuyla .

" Bende klostrofobi var . " dedim boğuk bir sesle . Sesim o kadar kısık ve boğuk çıkmıştı ki , Edd'in yüz ifadesi endişe ve korku duygularının kombinasyonunu yansıtır hale gelmişti .

" Sakin ol , beşinci kattayız sadece bir kat kal-"

Asansörün aniden durmasıyla Edd'in sözü yarıda kesildi .

Sırtımdan aşağı soğuk ter damlacıklarının indiğini hissettim . Elimdeki orkideleri Edd'in eline tutuşturdum ve hızlı hızlı soluk alıp vermeye başladım.

"Sakinleş Sophie , lütfen ."

" Kendimi ..." derin nefes . " Kendimi hiç iyi hissetmiyorum .

Boşta kalan eliyle sırtımı sıvazlayıp ikna edici bir ses tonuyla konuştu . "Birkaç dakikadan sorunu hallederler merak etme . Jeneratör eminim birazdan devreye girecektir . "dedikten sonra telefonunun ışığını açıp etrafına bakındı .Üzerinee kırmızı harflerle 'yardım' yazan diyafonun tuşuna bastı ." Hey orada kimse var mı ? "

Karşı taraftan cevap gelmeyince tekrar denedi . " Hey ! Burada mahsur kaldık ! "

Asansör inlemeye benzeyen metalik bir ses çıkardı . Korku ve telaş tüm bünyemi kasıp kavururken , asansörün beşik gibi sallanmasıyla gırtlağımdan keskin bir çığlık koparıverdim. Edd,korku dolu gözlerle asansörün tavanına bakıyordu . Loş ışıkta zar zor seçebildiğim yüzü sapsarı olmuştu . Asansör ,bizden hoşnut olmadığını anlatmak istercesine bir kez daha inledi.

"Sanırım ses yukarıdan geliyor " diye fısıldadı Edd .

"Neden fısıldıyorsun ?"diye sorduğumda ister istemez ben de sesimi alçaltmıştım.

Edd , işaret parmağını dudağına götürdü . Harika , hastane asansöründe , hemşirelerin yaptığı klasik hareketlerden birini Edd tarafından yapılması... Gerçekten harika !

Edd , başıyla yukarıyı işaret etti, yanıma doğru sokulup " Asansörün tavanında biri yürüyor " dedi kısık sesle .

Kaşlarımı çattım ve nefesimi tutup dinlemeye çalıştım . Metalik ses falan değildi bu , basbayağı biri asansörün tepesinde bir ileri bir geri yürüyordu .Korku , endişe , telaş , şaşkınlık , heyecan ... O kadar çok duygu hissediyordum ki . Sakin ol , dedim iç sesime . Teknisyenlerden biridir , sakin ol .

Aynı sözcük grubunu beynimde tekrarlayıp durdum .

Sakin ol .

Diyafondan gelen bariton ses , aniden kaskatı kesilmeme neden oldu .

" Sophie . " dedi sesin sahibi hırıltılı bir şekilde .

Aynı anda Edd ile birbirimize telaşlı gözlerle baktık .Kalbim küt küt atıyordu .Ellerimi yumruk yapıp göğsüme bastırdım .

Güm .

Güm .

Güm.

Kalp atışlarımdan gelen sesin daha da şiddetlisi tavandan duyulduğunda yerimden sıçradım .

" Aman Tanrım . "dedi Edd gözlerini tavandan ayırmadan .

Burnumun ucuna sıcak bir sıvının damlamasıyla ben de yukarı doğru başımı kaldırdım . Ve gördüğüm görüntü karşısında , Edd'in neden şaşkınlıkla tavana baktığını anlamış oldum .

Tavandaki iki demir levha arasındaki boşluktan kırmızı , yoğun bir sıvı alıyordu .

Kan.

------

Gerçekten çok emek harcadığım bir bölümdü , uzun yorumlarınızı bekliyorum . Beğenip beğenmediğiniz yerleri bana söylemeniz benim için o kadar önemli ki şizofren DOSTLARIM . Bu arada reklam yapamadan duramayacağım ; Burçonomi ve Kiralık Sevgili adlı hikâyelerime de göz atarsanız sevinirim . Teşekkürler şimdiden :)

Şizofrenik CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin