11.Bölüm

4.5K 248 17
                                    


Bir bıçak havada süzülüp Bayan Carter'ın boğazını kesti . Şaşkınlıktan çığlık bile atamadım , öylece yere yığılan bedene bakıyordum . Bıçağın sahibi koşarak odadan çıktı ve ayak sesleri koridorda yankılanarak kayboldu .

Kapının ağzında yerde yatan Bayan Carter 'ın bedeninin yanına koştum , hala kesik kesik nefes alıyordu . Etrafıma bakındım , muayene odasındaki dolapları karıştırıp sonunda birkaç gazlı bez bulduğumda , Bayan Carter'ın boğazına tampon yapmaya başladım.

"Benimle kal Peocock , yaşayacaksın . Yaşayacaksın "

Boğulurcasına sesler çıkarıyordu , boğazından akan kan gözyaşlarıyla birleşmişti . Bayan Carter ağzını açıp bir şeyler söylemeye çalıştı.

"O... "

Ne söylediğini anlayamıyordum , sesi boğuk geliyordu .

" Kim ? "

" O-orada ," parmağıyla masayı işaret ediyordu.

" Masa mı ? Masa mı Peocock ? "

Kafasının belli belirsiz sallayıp " Çekmecede , " dedi . Ardından devam etti . " Var ."

" Anlayamadım ? Ne var ? "

Cevap vermiyordu ,gözleri açık bir halde tavandaki bir noktaya sabitlenmişti . Titreyerek ellerimle göz kapaklarını kapatıp huzura kavuşmasına izin verdim .

Ayağa kalkıp ahşap muayene masasının çekmecesinin kolunu kavradım , çekmeceyi açtığımda karşıma sadece sarı bir zarf çıktı .

Zarfın üstünde hiçbir şey yazmıyordu , ne bir isim ne de bir adres .

Sanırım açmam gerekiyor , diye düşündükten sonra tırtıklı kısımdan zarfı açtım ve içindeki kağıdı elime alıp okudum .

Okumaya başladım değil , okudum.

Çünkü sadece iki kelime yazıyordu : Paul Wicskonch .

Kağıdı katlayı cebime koyar koymaz koridorda onlarca insanın ayak sesleri yankılandı . Kalbim küt küt atmaya başladı ve odaya göz gezdirdiğimde duvardaki hipokrat yemininin üstündeki kamerayı fark ettim.

Lanet olsun .

Kamera kayıtlarını incelediklerinde kar maskeli bir adamın Bayan Carter'ı öldürmesine ilaveten aynı zamanda benim de çekmeceden zarfı aldığımı ve içindeki kağıdı okuduğumu görecekler .

Aslında belki de görmeleri daha iyi çünkü , elimdeki kağıt her an ortadan kaybolabilir . Tekrar deli damgası yemek istemiyorum .

Aklımda onlarca soru vardı , ancak sanırım en önemli soru Paul Wicskonch'un kim olduğu ve bu olanlarla ne ilgisi olduğuydu.

Ayak sesleri daha da artınca muayene odasının açılmasının an meselesi olduğunu düşündüm .

Ve bu durumda yakalanmaktansa yardım çağırıp , olayları anlatmak sanırım daha mantıklı .

Cebimden telefonumu çıkarıp rehberden amcamının numarasını aradım .

Çalıyor...

" Sophie ? "

" Amca , Bayan Carter 'ı buldum . "

**********

Şizofrenik CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin