Bir bıçak havada süzülüp Bayan Carter'ın boğazını kesti . Şaşkınlıktan çığlık bile atamadım , öylece yere yığılan bedene bakıyordum . Bıçağın sahibi koşarak odadan çıktı ve ayak sesleri koridorda yankılanarak kayboldu .Kapının ağzında yerde yatan Bayan Carter 'ın bedeninin yanına koştum , hala kesik kesik nefes alıyordu . Etrafıma bakındım , muayene odasındaki dolapları karıştırıp sonunda birkaç gazlı bez bulduğumda , Bayan Carter'ın boğazına tampon yapmaya başladım.
"Benimle kal Peocock , yaşayacaksın . Yaşayacaksın "
Boğulurcasına sesler çıkarıyordu , boğazından akan kan gözyaşlarıyla birleşmişti . Bayan Carter ağzını açıp bir şeyler söylemeye çalıştı.
"O... "
Ne söylediğini anlayamıyordum , sesi boğuk geliyordu .
" Kim ? "
" O-orada ," parmağıyla masayı işaret ediyordu.
" Masa mı ? Masa mı Peocock ? "
Kafasının belli belirsiz sallayıp " Çekmecede , " dedi . Ardından devam etti . " Var ."
" Anlayamadım ? Ne var ? "
Cevap vermiyordu ,gözleri açık bir halde tavandaki bir noktaya sabitlenmişti . Titreyerek ellerimle göz kapaklarını kapatıp huzura kavuşmasına izin verdim .
Ayağa kalkıp ahşap muayene masasının çekmecesinin kolunu kavradım , çekmeceyi açtığımda karşıma sadece sarı bir zarf çıktı .
Zarfın üstünde hiçbir şey yazmıyordu , ne bir isim ne de bir adres .
Sanırım açmam gerekiyor , diye düşündükten sonra tırtıklı kısımdan zarfı açtım ve içindeki kağıdı elime alıp okudum .
Okumaya başladım değil , okudum.
Çünkü sadece iki kelime yazıyordu : Paul Wicskonch .
Kağıdı katlayı cebime koyar koymaz koridorda onlarca insanın ayak sesleri yankılandı . Kalbim küt küt atmaya başladı ve odaya göz gezdirdiğimde duvardaki hipokrat yemininin üstündeki kamerayı fark ettim.
Lanet olsun .
Kamera kayıtlarını incelediklerinde kar maskeli bir adamın Bayan Carter'ı öldürmesine ilaveten aynı zamanda benim de çekmeceden zarfı aldığımı ve içindeki kağıdı okuduğumu görecekler .
Aslında belki de görmeleri daha iyi çünkü , elimdeki kağıt her an ortadan kaybolabilir . Tekrar deli damgası yemek istemiyorum .
Aklımda onlarca soru vardı , ancak sanırım en önemli soru Paul Wicskonch'un kim olduğu ve bu olanlarla ne ilgisi olduğuydu.
Ayak sesleri daha da artınca muayene odasının açılmasının an meselesi olduğunu düşündüm .
Ve bu durumda yakalanmaktansa yardım çağırıp , olayları anlatmak sanırım daha mantıklı .
Cebimden telefonumu çıkarıp rehberden amcamının numarasını aradım .
Çalıyor...
" Sophie ? "
" Amca , Bayan Carter 'ı buldum . "
**********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofrenik Cinayet
Mystery / ThrillerSophie'nin babası annesini öldürmüş ve bunun üzerine babası müebbet hapis cezası almıştır . Sophie bunun üzerine dedektif olan amcasıyla yaşamaya başlıyor , peki ya etrafta katil elini kolunu sallayarak gezerken rahat olabilecek mi ? Hayatını yaşaya...