Şizofrenik Cinayet

Merhabalar ilk kitabım sizlerle , lütfen okuduktan sonra oylamayı unutmayın beğenmediğiniz beğendiğiniz yerleri
yorum ile belirtebilirsiniz :) keyifli okumalar ...

****************

Inleme sesleri .

Ah lanet olsun üst komşumuz yine birini beceriyordu . Yatak odasında olduğum için sanki tam üstümdelerdi . Berbat .

Aptal piç Patrick. Ismiyle hitap ettiğime bakmayın adam en az 50 yaşında ama günde kaç fahişe geldiğini sayamıyorum artık .Her gün kulağıma gelen o sesler ve -

Dıt.Dıt.Dıt.

Ah evet amcamın diğer odadaki alarmının sesi . Kendisi bir dedektif ve bu aralar "özel" bir işle uğraştığından sabahın 5'inde kalkıyor .

"Ah evet Pattyy Ahh ! "

Patty mi ? Sanırım kusacağım .

Amcamın koridordan mutfağa giden ayak seslerini duydum . Sanırım neden amcamla kaldığımı merak ediyorsunuzdur . Pekala , babam iki sene önce annemi öldürdü ve bunun üzerine de müebbet hapis cezası aldı . Evet biraz garip bir olay benimki . Her neyse 2 senedir amcamın dairesinde kalıyorum . Genelde cinayet soruşturmasıyla uğraştığı için evde yüzünü bile göremiyorum .
Dış kapının çarptığını duydum . Amcam işe gitmişti . Ben de yukardan gelen seslere daha fazla şahit olmamak için hazırlanmaya karar verdim . Okul Servisi'nin gelmesine bir saatten daha fazla vardı gerçi ama . Duşa girdikten sonra üzerime bir kot gömlek ve altıma da siyah tayt giydim . Kumral saçlarımı tarayıp kuruttuktan sonra doğal haliyle omuzlarıma düşmesine izin verdim . Çantamı hazırlayıp odamı topladım . Evet biliyorum çok temiz ve düzenleyim. Aslında inanın aşırı titiz bir insanım. Bu benim yaşımdaki ergenlere göre inanılmayacak bir şey . Bir şeyler atıştırmak için mutfağa gittim ,boş boş dolaba bakarken kapı çaldı . Amcam bir şey unutmuş olmalı diye düşünerek kapıya yöneldim . Tam kapıyı açacakken annemin kulağıma fısıldadığını duyar gibi oldum " Kim o demeyi ve delikten bakmayı unutma " delikten baktım ve - Bay Piç ! İç çekerek kapıyı açtım ve "Ne var ? "bakışı attım . Tanrım ne saygısızım ama !

"Sophie !" dedi beni gördüğüne sevinmiş bir şekilde .

" Bay Teddy" (Evet biliyorum soyadı ayıcık ama alay etmeyin yoksa sizi becerir . Yani gerçek anlamda )

" Nasılsın Sophie buraya alışabildin mi ?"

" Evet sonuçta 2 yıldır buradayım "dedim kinayeli bir ses tonuyla .

"Vay canına iki yıl oldu mu ? " dedi ağzını bir karış açarak , ve devam etti " Ilk geldiğin gün sanki dün gibiydi . Belki de hiç görüşemediğimizdendir hah ?"

'Biraz fazla yavşak bir adamsın sen değil mi ? ' diyecekken son anda çenemi tuttum .

Onun yerine gayet kolay bir bahane buldum .

" Belki de . Şey Bay Teddy sizinle sohbet etmek isterdim ama okula gitm-"

Güldü. " Saçmalıyor olmalısın . Daha servisin gelmesine 45 dk var tatlım "

Servisimin ne zaman geleceğini biliyor mu yani ?

" Ah evet ama bugun okulda nöbetçiyim o yüzden erken gitmem gerek " dedim .

Nöbetçi falan değilim , ama Bay piçte yalan söylediğimi düşündüğüne dair bir yüz ifadesi göremedim .

" Pekala ben seni tutmayayım o zaman , sadece bir şey isteyecektim ama amcan evde olmadığına göre ..." Dedi hayal kırıklığına uğramış bir ses tonuyla . Ne istediğini merak etmiyordum . Şeker ,tuz ya da kabartma tuzu gibi pasta malzemelerinden isteyeceğini hiç sanmıyordum .

Prezarvatif isteyecekti

Hoşçakalın sonra görüşürüz faslı sona erdikten sonra kapıyı kapatıp rahatladığımı belli eden derin bir nefes aldım .

*************

"Duydun mu? "

" Ah evet bir insan böyle bir şeyi nasıl yapar ?"

" Bunu ancak şizofrenler yapar "

" Belki de bir kurt adam ya da vampir saldırısıdır "

" Hayır hayır merak etmeyin bu olayı Sam ve Dean çözer "

Okulun koridorları insanların dedikodularıyla yankılanıyordu .

Kanlı vahşetin üzerinden yaklaşık 1 ay geçmesine rağmen okulda hala konuşuluyordu . Bazıları ise amcam bu cinayete baktığı için ağzımdan laf almaya çalışıyordu . Inanın olayın ayrıntısını ben de bilmiyorum sadece Gary lakaplı bir adamın -ya da kadının - 3 yıldır her yıl Kasım ve Nisan aylarında bir kurban öldürdüğünü biliyorum.

Vahşi bir şekilde .

Kurbanların tek ortak yanı hepsinin de öldürülmeden önce her gün belirli saatlerde e posta ya da mektup almalarıymış. Bu basına duyurulmadı tabi . Ama amcam sayesinde bir şeyler öğreniyorum işte .

********

" Sophie günün nasıldı tatlım "

Kapıdan içeri girer girmez oturma odasından amcamın bana seslenmesiyle kafamı o yöne çevirdim .

"Orta desem ? " dedim suratımı asarak .

Bir an sıkıntılı şekilde iç geçirdi .

"Ne ?" dedim biraz sert bir ses tonuyla .

Sıkıntılı olduğu zamanlarda yaptığı gibi seyrekleşmiş saçlarını eliyle geriye doğru atıp " Ben bir süre yokum . " diye mırıldandı.

"Anlamadım ? Bir süre yokum da ne demek oluyor ? "dedim , bu sırada elimdeki okul çantasını hiddetle odanın köşesine fırlatmıştım .

Fırlattığım çantaya baktı ardından da doğruca yeşil gözlerime.

Kafasını öne eğip tırnağının kenarındaki deri parçasıyla oynamaya başladı .

"Gary denen adam Berlin'e kaçmış diye bir duyum aldık yani-"

" Aman tanrım ! Berlin'e mi gidiyorsun ? Şaka yapıyor olmalısın ! " Hayatımda tek değer verdiğim insan , tek akrabam da gidiyordu .

Oturduğu yerden kalkıp gergin ve yalvarırcasına bir ses tonuyla cevap verdi .

" Sophie sadece kısa bir süreliğine"

Kısa bir süreliğineymiş. Hiç sanmıyorum .

"Kısa mı ? Kısadan kastını söyler misin amca? "

İç çekti . Söylemek istemiyor gibiydi . Sanırım kısa değil uzun bir müddetti .

"Ben de gelmek istiyorum ! " diye cırladım .

Şaşkınlıkla bana baktı ve tereddüt etmeden " Hayır"dedi .

**********