- BÖLÜM 12 -

4.9K 228 7
                                    

Koşar adım Çağan'a yaklaştığımda Çağan yerden yardım alarak kalkmaya çalışıyordu. Ancak durumu baya kötü gibiydi. Yanına ulaştığımda dizlerimin üstünde oturarak elimdeki poşetleri yanıma bıraktım ve elimi Çağan'ın omzuna koyarak yüzümü ona odakladım. O ise geldiğimi yeni fark etmiş olacak ki şaşkınca bana bakıyordu.

"Çağan?"dedim merakla ona bakarak.

O ise konuşmak için ağzını açtığında önce öksürmüştü, sonra ise ağzında biriken kanı yere tükürerek konuşmaya başladı;

"Azra? Ne işin var burada?" dediğinde zorla konuştuğu belli oluyordu. Acaba canı çok acıyor muydu?

"Hastaneye gitmek ister misin? Ambulansı arayayım mı?"

"Hayır. Hayır gerek yok. Ben hallederim."

"Ne halletmesi Çağan? Ayağa kalkacak durumda değilsin."dediğimde;

"O kadar da kötü değil."diyerek kendini zorladı ve ayağa kalkmaya çalıştı Çağan ancak daha dizlerinin üstüne bile kalkamadan sendeleyerek kendini tekrar yere bıraktı.

"Evet o kadar kötü. Dur sana yardım edeyim"diyerek Çağan'ın kolundan tuttum ve onu kaldırmaya çalıştım. Çağan'ın da yardımıyla zor zahmet ayağa kalkabilmiştik.

Ancak... Ah cidden bu çocuk kaç kiloydu?

Ayağa kalktığında Çağan'ın omzuna girerek ona destek oldum. Benim bu hareketime şaşıran Çağan ise kendini zorlayarak tekrar konuşmaya başladı;

"Ne yapıyorsun?"

"Sana yardım ediyordum."

"Neden?"

"Çünkü sana borçluyum ve sanırım borcumu ödeme vaktim geldi. Ayrıca tanıdığım birini burada bu şekilde bırakamam."

"Aaa. Tamam o zaman evime kadar yardım edersen iyi olabilir. İki sokak yukarıda."diyen Çağan'a;

"Hayır senin evine değil. Benim evime gidiyoruz."dedim.

"Hayır. Bak gerçekten buna gerek yok. Evime gitmem yeterli."

"Hadi ya? Evde ne bok yemeyi düşünüyorsun acaba? Şu haline bak adım atamıyorsun."

"Sen beni evine götürmekle ne düşünüyorsun? Ne yapacaksın? Yaralarımı mı saracaksın?"

"Hayır. En azından ben değil. Ama Eylül yapabilir."dediğimde şaşkınca bana bakan Çağan'a aldırmadan yürümeye başladım yavaş yavaş. Benimle birlikte oda adım atıyordu tabiki. Ama bu yavaşlıkla eve ne kadar sürede varabilirdik hiçbir fikrim yoktu.

Yavaş yavaş ilerlerken Çağan konuşmaya başladı;

"Eylül kim?"

"Kuzenim"

"Şu okulda dayak yiyen kız mı?"

"Evet"

"Hadi ya sana hiç çekmemiş"diyerek sırıtmaya başladı Çağan ancak hemen bozmuştu gülümsemesini. İki dudağının da patlak olduğunun farkında değil miydi?

Biraz daha yürüdükten sonra tekrar konuşmaya başladı Çağan;

"Nasıl dövüldüğümü merak etmiyor musun? Benim gibi güçlü kuvvetli birinin nasıl dayak yediğini?"

"Hayır etmiyorum ama seni fena pataklamışlar."dediğimde;

"Sen bir de onların halini gör"diyerek cevap vermişti Çağan. Ben ise sırıtarak yürümeye devam ettim.

Yaklaşık 40 dakika içinde evimin bulunduğu binaya varmıştık. Her zaman açık halde bulunan demir kapıdan içeri girerek yavaş yavaş merdivenleri tırmanmaya başladık. Çağan her ne kadar belli etmek istemese de merdivenleri çıkarken canı yanıyordu. Bunu arada değişen yüzünden ve kolunun altında hissettiğim kasılan bedeninden anlayabiliyordum. Sonuçta 4 kat merdiven çıkmak kolay değildi.

RUHSUZ KADINWhere stories live. Discover now