74.Bölüm -You Can Take Everything I Have.....

3.6K 81 0
                                    

Effie'nin Ağzından;

Gözlerimi yavaşça araladığım da aldığım tek koku hastane kokusundan başka bir şey değildi.Gözlerimdeki bulanıklık yavaşça giderken bileklerimdeki keskin sancı dalgalar halinde tüm vücuduma yayılmaya başladı.Gözlerimdeki bulanıklık yok olurken loş odada etrafıma bakmayı denedim.Tekli koltuk Demi,ikili koltukta Zayn ve Niall tam karşımdaki sandalye de ise Harry uyuyordu.Ona bakarken kalbimde fırtına kopuyormuş gibi hissettim.O burada değildi,gözlerimi kapatıp açtığımda burada olmayacaktı.Gözlerimi yavaşça kapatıp açtığım da yok olmak yerine aynı yerde kollarını göğsünde birleştirmiş uyuyordu.Acı içindeki kolumdaki serumu çıkarıp yattığım yerden doğruldum.Bacaklarımı yataktan sallandırırken yeniden hepsine baktım.Pişmandım.Hayır,bileklerimi kestiğim için pişman değildim.Sadece ona aşık olduğum için pişmandım.Hastane terliklerini giyip ayağa kalktığımda afallamıştım.Çıkardığım küçük sesle birlikte Demi bir şeyler mırıldanmıştı.Hepsine göz gezdirdikten sonra odanın kapısına doğru adımlarımı yönlendirdim.Kapının kolunu açıp odadan çıktım ve boş koridorda yürümeye başladım.Boş koridorları aydınlatan ışık önümü görmeme neden olurken terasa çıkan merdivenleri bulmam zor olmamıştı.Merdivenleri yavaş bir şekilde çıkarken acılarımı umursamadan kapıyı açtım.Kapıyı açar açmaz esen rüzgar saçlarımı havalandırırken dışarı çıktım.Yavaş bir şekilde terasın ortasına doğru ilerlerken tüm Londra'yı ayaklarımın altında hissetmiştim.Üzerimdeki hastane kıyafeti her ne kadar rahatsız etse de her şeye dayandığım gibi buna da dayanıyordum.Londra'yı tamamen görmek için demirliklere doğru ilerledim.Esen rüzgarı umursamazken bileklerime baktım.Becerememiştim yine ve yine becerememiştim.Sadece ölmek istemiştim ve olmamıştı.Bunu bile beceremiyordum.Sadece bileklerimi derinden kesip ölmeyi beklerken hastane terasında gecenin bir yarısı dikilmiş Londra'yı izliyordum burada olmaman gerekiyordu.Annemin yanında olmalıydım.Dudaklarımı yavaşça aralayıp ''Neden?'' diye fısıldadım ''Neden canımı almıyorsun?'' diyerek karanlık gökyüzüne baktım ''Çünkü gidersen herkes yıkılır.'' Diye mırıldandı biri.Arkamı dönmeden gökyüzüne bakmaya devam ettim ''Umurumda değil.'' Dediğimde ''Ama onların umurunda.'' Diye karşılık verdi.Merakla arkamı döndüğüm de Harry'nin yeşil gözleriyle göz göze geldim.Gözlerimi birkaç kez kırptıktan sonra birkaç adımda karşıma dikildi.Nefesi yüzüme çarparken tek hissettiğim sıcaklıktı ''Neden yaptın?'' diye sorduğun da başımı eğdim.Konuşmak istemiyordum ve yine 1 haftadır yaptığım gibi kimseyle konuşmayacaktım sadece hissettiklerimi bir deftere yazacaktım belki yıllar sonra birinin eline geçer ve hikayemi tüm dünya ile paylaşır diye aklımdan geçirdim.Harry yüzünü yavaşça yaklaştırdığında ürpermeye başlamıştı.Çok yakındı...Fazla yakındı ve şuan sadece onu öpmek istiyordum.Bir elini elimden çekip yanağıma koydu.Ona vuracak veya ittirecek gücüm yoktu.Dudaklarını kulağıma yaklaştırıp ''Üşüyorsun..'' diye fısıldadı ''Lütfen beni bekle.'' Diyerek geri çekildi ve terasın kapısına ilerledi.Onu gidişini izlerken bana döndü ''Geleceğim.'' Dediğini duyduğumda sadece başımı eğdim.Harry gittikten sonra önüme döndüm ve demirlere yaklaştım.Betona çıktığım da demirler dizlerime geldi.Yüksekti.Buradan atlayan bir insan yaşamaz direk ölürdü.Gözlerimi kapatırken kendimi yerde buldum.Zayn'ın kucağımdandım.Beni sıkıca sararken ''La-lanet olsun.Ne-ne yapıyorsun?'' diye fısıldadı nefes nefeseydi.Üzerinden kalktığımda o da kalkıp üzerini silkmiş ve beni kollarına almıştı.Başımı kaldırdığımda elinde battaniye ile Harry'yi gördüm.Gözlerine bakarken dudaklarını araladı ve yeniden kapatıp gitti.Zayn benden ayrılıp kollarımı tutarken ''Delisin sen.Bunu neden yaptın?'' diye sordu gözyaşlarım yeniden devreye girerken ''Canım acıyor.'' Diyebilmiştim.Zayn yeniden beni kendine çekip başımı göğsüne bastırdığında ''Geçecek prenses.Söz veriyorum.Bunu birlikte atlatacağız..'' diye fısıldadı...

* * *

Gözlerimi yeniden açtığım da yanımda Zayn oluğunu gördüm.Gece yanımda yatmıştı ve hala yatıyordu.Biraz daha ona sokulduğumda kollarını bana sardım ''Kendine zarar verecek diye korkuyorum.'' Diye bir ses geldi.Sesin sahibi Niall'dan başkası değildi.Uyandığımdan haberleri yoktu bundan adım gibi eminim ''Bilmiyorum.Bunu beklemiyordum Niall.'' Dedi Demi.Zayn kımıldayınca gözlerimi kapattım ''Harry hala ortalar da yok.'' Diye eklediğinde Niall kısa bir süre sonra ''Zayn o uyuduktan sonra anlattı.Lola dün geldiğinde----'' dediğinde Zayn'ın uykulu sesini duydum ''Niall?'' diye mırıldanıp kollarını yavaşça vücudumdan çekerken ''Günaydın dostum.'' Diye karşılık verdi ''Liam ve Louis gelmedi mi?'' diye sorduğunda saçlarıma öpücük kondurdu ''Hayır,birkaç saat önce konuştum öğleden sonra geleceklermiş.Sanırım şu çıkan haberlerle ilgilenecekler.'' Dediğinde Zayn bir şey demeden burnunu saçlarıma sürmüştü ''Canı acıyor.Bunu hissedebiliyorum.'' Diye fısıldadığında elimi yavaşça kalbine götürdüm bunu neden yaptım bilmiyorum ''Benimde..'' dedi Niall.Bu lafından sonra yeni uyanıyormuşçasına gözlerimi araladım Zayn gülümseyip ''Günaydın prenses.'' Dediğinde cevap vermedim.Demi ve Niall da günaydın derken sadece bakmakla yetindim.Konuşmak istemiyordum bu yüzden susmayı tercih ediyordum.Zayn yanımdan kalkarken ''Konuşmayacaksın değil mi?'' diye sordu yine sadece gözlerine baktım.Başını iki yana sallayıp odadan çıkarken Demi yanıma geldi ''Söz vermiştin Ef.'' Dediğinde gözünden bir damla yaş süzüldü ''Ölebilirdin.'' Diye ekledi.Keşke ölseydim ve mutlu olsaydım ama ben kendi cehennemimde yanmaya veya kendi bataklığımda batmaya devam edecektim.Niall da kalkıp yanıma geldiğinde yüzünde gördüğüm morluğa baktım.Oraya baktığımı görünce ''Harry ile kavga ettik.'' Diyerek odadan çıkarken kendime küfürler savurdum.Kavga etmelerinin en büyük nedeni bendim.Sadece bunu bilerek yapmıyordum.Demi elimi ovarken içeri biri girdi.Demi ile kapıya baktığımda tek gördüğüm kahverengi gözlerden başkası değildi.Lola,yavaş adımlarla yanıma yaklaşırken Demi ayağa kalkıp ''Git buradan.'' Diye çemkirdi.Lola,onu umursamadan kızarmış kahverengi gözleriyle bana bakarken ''Affet beni.'' Diye fısıldadı sesi fazlasıyla güçsüz geliyordu ''Sadece kıskandım.'' Diye eklediğinde Demi onu ittirip ''O mutlu değildi!Mutsuzluğunu mu kıskandın?'' diye bağırırken Lola gözyaşları içinde ''Harry ile birlikte olduğu için kıskandım.'' Diye bağırdı.Demi onu alayla karşılarken ''Başardın.O senin yüzünden ölüyordu.O sana kardeşim dedi!Sen onu arkasından vurdun!'' Demi'nin söylediklerinden sonra gözlerim dolmaya başlamıştı ''E-effie,lütfen...'' diye fısıldadığında Demi onu kolundan tutup kapı dışarı etti.Yanıma dönüp gözyaşlarımı sildi ''Bir daha gelemeyecek Niall onu uyaracak meleğim.'' Diye bana sarıldığında tek yaptığım ona karşılık vermeden ağlamak oldu...

Harry'nin Ağzından;

Kaybetmek,kaybetmeyi kimse sevmez.Herkes bir şeylerde başarılı olduğunu göstermek için kazanmayı tercih ederler.Ben kazanmıştım ama şimdi kaybettim.Yıllar sonra kazandığım meleğimi yalanlarım yüzünden kaybetmiştim.Gözyaşlarımı silip o anı gözlerimin önüne getirdim.Üşümemesi için ona battaniye almaya gittiğim de Zayn içeri de yoktu.Ve yukarı çıktığımda Effie'ye sıkıca sarılmış olduğunu gördüm.Effie onun kolları arasında huzurlu gözüküyordu belki de gerçekten onun yanındayken mutludur.Bunları bir kenara atıp ayağa kalktım ve Effie'nin yıllar önce durduğu nokta da durdum.Aşağı bakarken tek gördüğüm kayalıklardan başka bir şey değildi.Ayağımla önümdeki taşı ittirdiğim de çıkan küçük bir ses.Şuan hiçbir şey umurumda değildi.Ailem,fanlar,müzik veya diğer insanlar.Daha önce intihar etmeyi denemiştim ama Liam beni durdurmuştu sadece 16 yaşındaydım ve intihar ederken Liam beni yakalamış ve durdurmuştu.Gözlerimi sıkıca kapatıp ''Üzgünüm..'' diye fısıldarken kendimi boşluğa bırakmak istemiştim ki bunu yapamamıştım.O an sadece biri arkamdan sarılıp beni geri çekmişti.Kulaklarım da yankılanan ''Aptal.O sensiz ne yapar?'' sesiydi...

Bad Romance (Harry Styles Fan Fiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin