33.Bölüm (Kırılan Kalpler...)

5.5K 157 3
                                    

(Multimedya Ve Bölüm Şarkısı Var ^^)

Dudaklarımı yavaşça çektiğim de Harry şaşkınlıkla bana baktı sanki bu öpücüğüm onu aptala çevirmiş gibiydi ''Yani?'' diye sordu sessizce gözlerimi kapatıp düşündüm ''Üzgünüm.'' Diye mırıldandım ardından gözlerimi açtım ''Üzgünüm,ben bunu yapamam.'' Dedim yavaş ve kısık bir şekilde nefes alırken dudaklarını araladı ''Sa-sadece beni sevmeyi dene.'' Dedi sesinde her şey vardı aşk,hüzün,öfke,nefret ve sayamadım bir çok duygu.Ve hepsi tek bir nokta da birleşiyor gibiydi ''Peki ya sevemezsem?'' diye sorduğumda elimi tutup kalbine yerleştirdi.Ben ilk öptüğünde olduğu gibi atıyordu şuan kalbi avucumun içinde atıyor gibiydi ''Senin için atıyor.'' Dediğinde elimi çektim ''Git!'' bunu tekrarlatmadan odadan çıkmıştı.Çıkarken kapıyı sertçe kapamayı ihmal etmemişti yavaşça yere çömeldim ve sırtımı duvara yasladım.Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı bundan nefret ediyorum.Ağlamak,ağlamak ve ağlamak.Artık hayatımızın en önemli parçası.Odada ağlarken ''Effie..'' diye bir ses geldi bu sesle başımı kaldırıp kapıya baktım Louis kapıyı aralamış bana bakıyordu ''E-effie ne oldu?'' sorusuna cevap verememiştim aslında konuşamıyordum bile.Kapıyı kapatıp yanıma geldi ve çömelip bana sarıldı onun kollarında daha çok ağlamaya başladım ''Yapamadım.'' Dediğim de Louis saçlarıma öpücük kondurdu ''Şşşt,tamam lütfen ağlama.'' Ama bu hiçbir şey değiştirmiyor.Sanki gözyaşlarımı durduramayacakmışım gibiydi.O bana güven verici bir şekilde sarılırken bense gözyaşlarımla üzerindeki çizgili tişörtü ıslatıyordum ''Ona her güvendiğim de güvenimin iki paralık etti Louis.'' Dedim sessizce o ise anlamıştı.Mezuniyet,doğum günü partisi ve daha hatırlamak istemediğim bir sürü olay.Hepsinde bana güven vermişti bende salak gibi ona inanmıştım ve her seferinde beni rezil etmeyi başarmıştı.Mezuniyetin onunla ilgisi yoktu ama biliyordu!Çünkü bu işin içinde o da vardı fakat çıkmıştı.Yine de rezil oldum herkesin önünde kameralar,öğrenciler,öğretmenler,öğrencilerin ailelerinin karşısın da ve hepsi ama gülmüştü her zaman olduğu gibi.Bu düşüncelerimi Louis'in sesi sayesinde üzerimden atabilmiştim ''Tamam,seni çok iyi anlıyorum ama bir şans veremez misin?'' diye sordu başımı kaldırıp gözyaşlarımı sildim ''Ben ona defalarca şans verdim.'' Sadece gözlerini kapatmakla yetindi ''Keşke o gün beni kurtarmasaydı.'' Diye geçirdim içimden.Kurtarmasaydı ne mi olacaktı?Belki de cennette ailemi izliyor olacak o zaman kayalıkların arasında parçalanmış cesedimi bulacaklardı,rezil olmayacaktım belki de mutlu olacaktım.Ama o ne yaptı?Beni geri çekti ve o günden sonra intihar etmek kelimesini bile aklıma getirmedim.Çünkü şunu anladım hayat bize verilmiş bir mucize iyisiyle kötüsüyle hayatımızı yaşıyoruz.Bunları yaşıyoruz çünkü kötü olaylar yaşamazsak dayanıksız olabilirdik,yaptıklarımızdan ders almazdık.O yüzden bir daha asla intihar etmeyi düşünmedim.Kapıdan gelen sesle Louis kapıya baktı ''Effie,son 20 dakika hazırlanmalısın.'' Paul'un sesini duyunca Louis'in de yardımıyla kalkıp hazırlanmaya başladım...

5 GÜN SONRA AVUSTRALYA..

Çocuklar eğlenirken bende onlardan uzakta bir yerde denize bakıyordum ''Çok güzel değil mi?'' gelen sesle başımı sol tara çevirdim ''Evet,güzel.'' Diye cevap vermemle Harry elindeki bardaklardan birini bana uzattı.5 gün sonra ilk defa birbirimizle konuşmuştuk.5 gündür tek kelime etmiyorduk hatta o son gün havaalanında çekilen fotoğraflardan sonra dünya gündemine oturmuştuk.Simon ve yönetim bundan keyif alırken gerçekten olanları bilmiyorlardı.Uzattığı bardağı alırken elim eline değmişti hiç tepki vermeden öylece baktı ''Burada yalnız başına ne yapıyorsun?'' diye sorunca portakal suyundan bir yudum alıp ''Denize bakıyorum.'' Dedim gülümseyerek ''Hiç düşündün mü?Denemeyi?'' sorusu karşısında ona dönüp yeşil gözlerine baktım bana oranla biraz daha toparlanmış gibiydi.Dudaklarımı düz çizgi haline getirdim ardından ''Hayır.'' Diye cevap verdim o da elindeki vişne suyundan bir yudum aldı ''Effie,geçmişi neden unutmuyorsun?'' gözlerimi gözlerine diktiğim de ''Bakışların beni o günlere sürüklüyor Harry.'' Dedim o gözlerini birkaç saniyeliğine kapattı ve açtı ''Bu yanlış.Sana aşık olmamalıydım.'' Dedi umutsuzca ''Ama oldun,bu senin elinde değil.'' Diye tamamladım.Bardağı bir köşeye bırakıp ''Seni mutlu etmek istiyorum.'' Bende bardağımı koyup ona yaklaştım ''Ben zaten mutluyum.'' Dedim aslında mutlu değildim aklım ve kalbim o kadar karışıktı ki ne zaman ne yapacağımı bilmez oldum.Harry saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp ''Seni seviyorum.'' Dediğin de Louis'in o gece dedikleri geldi aklıma ''Sadece zamana ihtiyacım var.'' Dedim ve arkamı dönüp Niall ile kaldığım odaya girdim.Niall,yukarıdaydı üzerimi değiştirip yukarı çıktım hep beraber şarkı söylüyorlardı romantik bir ortam vardı.Bende şarkıya eşlik etmeye başladım hep beraber Katy Perry-The One That Got Away şarkısını söylemeye başladık bu şarkıyı söylerken Harry ile defalarca göz göze gelmiştik...

Harry'nin Ağzından;

5 gün sonra ilk defa sesini duymuştum.Zaten odasından pek çıkmıyordu ve ben varken hiç konuşmuyordu.Şarkıyı söylerken gözümü ayırmadan ona baktım onun güzelliğine ve muhteşem sesine.O şarkıyı söylerken gözlerindeki ışık içime ısıtmıştı yine bir umut bekledim belki olur da beni sevebilir diye ama bu artık imkansız gibi geliyordu.O gün beni öptüğünde dünyanın en mutlu insanı olmuştum fakat sonra....Boş verin ben alıştım onu uzaktan sevmeye,onun beni sevmemesine,onun bana her seferinde ''Senden nefret ediyorum.'' Diyişine.İşte benim aşkım bu kadar imkansız ama içim rahat neden mi?Çünkü artık onu sevdiğimi biliyor...

Effie'nin Ağzından;

Niall ile gülüşmeye başladık gerçekten beni mutlu ediyordu hem de çok.O gerçekten melek gibi bir insandı pardon düzeltiyorum aç bir melekti.Niall'ın yanağına iki kere öpücük kondurdum o da bana kondurdu yine gülmeye başladık ''Niall,seni çoook seviyorum.'' Dedim o da gülümseyerek ''Seni çooooook seviyorum.'' Dedi tabi bunu dostsal anlamda söylüyorduk.Tek fark ettiğim bu Harry'nin hoşuna gitmemiş olmasıydı.Çünkü ben ona hiç öyle bir şey dememiştim.Dostsal anlamda bile.Tam ayağa kalkmıştım ki Niall ''Effie nereye?'' diye sordu ''Biraz yalnız kalacağım.'' diyip göz kırptım sabah güneşlendiğimiz yere gittim.İçimden bir ses kötü şeyler olacak diyordu ama ne?Bunu düşünürken ''Bakın kim buradaymış?'' bu ses Harry'ye aitti ''Harry?'' dedim şaşkınlıkla yavaşça yanıma gelip ''Effie,ne kadar istiyorsun?''dediğinde kaşlarımı kaldırıp ona baktım ve bende ayağa kalktım ''Benimle gerçekten çıkmak içi,benim olmak için ne kadar istiyorsun?'' diye üsteledi bu duyduklarıma inanamamıştım ''Para için naz yapıyorsun.Diğer kızlardan farkın yok.'' Dedi hala bir şey diyemiyordum ''Kendine gel Harry!'' diye bağırmamla çocukların buraya gelmesi bir oldu.Harry kolumu tutup beni kendine çekti ''Söylesene kaç para istiyorsun?'' dedi tekrar bunları bana söylediğin inanamıyordum gözlerim dolmaya başlamıştı ve canımı yakıyordu ''Artık dayanamıyorum Effie paranı söyle ve sev beni!'' diye bağırdı.Niall tam gelecekti ki Louis engelledi ''Harry bırak kolumu!'' diye bağırdım o ise daha fazla sıkıp ''Söyle!'' diye bağırdığında boşta kalan elimde yanağına bir tokat geçirdim ''Senden iğreniyorum Styles'' diye bağırdım ve ağlayarak odaya gittim.Onu sevmeyi denemek mi?Hayır,bu asla olmayacak hatta yarın buradan gideceğim ve asla ama asla ciddiyim asla karşısına çıkmayacağım!Resmen bana sürtük demek istedi ve para teklif etti gerçekten bu kadar mı onun sevgisi?Evet Styles,unutulacaklar listesinde ilk sen varsın!

Bad Romance (Harry Styles Fan Fiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin