11. Bölüm Karanlık

827 62 10
                                    

Nam Jin ve diğerleriyle birlikte tam masaya yürürken karşımızda onları gördüm. Abimi ve çocukluk aşkım Batuhan'ı. İkisi de karşımdaydı ve bu açılışa onlarda davetliydi.

Abim'i görünce bir an şasırsam da hemen yanına koştum ve sarıldım.

-Ne kadar da özlemişim seni.
+Bende külkedisi ben.
-Off abi ya.

Abim herkesin bize baktığını fark edince ingilizce konuşmaya başladı.

-Balım, Batuhan'a selam vermeycek misin?

Duraksadım ve Yas'a baktım. O ise sadece abim'e bakıyordu. Gözleri dolmuş gibiydi ama ağlamamak için kendini sıkıyordu sanki.

-Selam Batuhan.
+Selam Balım. Çok güzel olmuşsunuz.

Başımı salladım ve bir an önce herkesle abimi tanıştırmaya çalıştım. Ama Nam Jin zaten abimi tanıyormuş. Uzun zaman önce bir toplantıda tanışmışlar. Araları gayet iyi gibi görünüyordu. Tam Ri Jong tanıştırcaktım ki konuşmaya başladı;
Merhaba. Ben Oh Ri Jong. "Ries" şirketler grubunun büyük oğlu. Ah aynı zamanda Yasmin'in erkek arkadaşı.

Bunları dedikten sonra Yasmin'in elini tuttu. Abim ise ilginç bir şey izliyor gibi Ri Jong'u izledi. Daha sonra ise abim ve Batuhan'la herkesi tanıştırdım. Tek konuşmayan Yasmin kalmıştı. Ben tam gidecek diye düşünürken bir anda konuşmaya başladı.

-Hoşgeldin Batuhan. Uzun zamandır görüşmedik.

Batuhan onaylar gibi kafasını salladı.
Yasmin daha sonra abim'e döndü ve elini uzattı.

-Hoşgeldin Ateş abi. Uzun zaman oldu. Umarım eğlenirsiniz.

Abim ise elini uzattı. Ve şok olmuş gibi ona bakıyordu. Bence tamamen şaşırmıştı.

-Kusura bakmayın. Bizim Ri Jongla ilgilenmemiz gereken davetliler var dedi ve Ri Jong elini tuttup gitti.

Ve ben şok oldum tamammen şokkeeey oldum. Helal kızz Yas. Abim diye kızmaycam diye bişey yok hak etti abimde kız yıllardır seni sevsin sen yüz verme. Ama Allah büyük abi işte. Şok oldun oh olsun sana abiii.

Daha sonra Nam Jin ve arkadaşları izin alıp yanımızdan ayrıldılar. Abim, ben ve Batuhan kaldık, abim konuşmaya başladı.

-Ne diyorsun Batu? Kore güzel değil mi?
+Evet Ateş. Ne kadar uzatabilirsek tatil süremizi o kadar iyi.

×Ne tatil mi? Ne tatili ya?
-Balim bilmiyor musun biz Batuyla biraz da kafamızi dinlemek için geldik buraya hem senide görmüş oluruz diye düşündüm.

İyi halt ettin abi. Off allam.

Batuhan'a bakmaktan rahatsız oluyorum neden bilmiyorum ama fazlasıyla rahatsız ediyor beni. Ve Nam Jin' in de gözleri hep üzerimizde. Daha da çok geriliyor ortam sanki.

Kısa süre sonra salonun ışıkları hafif azaldı ve davetliler sessizleşti. Kürsü gibi bir yerden Nam Jin'in babasının sesi geldi ve hep birlikte oraya yöneldik. Kısa bir konuşma yaptı ve davetlilere teşekkür etti. Daha sonra ise Nam Jin'in o kürsüye çıktı. Sesi, yüzü, vücudu, mimikleri, o kadar mükemmeldi ki. Üç cümleside bir gülümsüyordu. Gözlerimi ondan alamıyordum.

Bana bakıyordu. Gözlerini gözlerimin içinde hissettim.

-Ve herkese teşekkür ederim. Ailem'e, arkadaşlarıma ve benim yanımda olan ve yanımdan ayrılmaması istediğim kişiye.

Bunları söylerken bana bakıyordu. Bana baktığını fark eden bizim ekip hemen kikirdemeye başladılar. Konuşmanın hemen arkasındansa alkışlar koptu.

Herkes davetlilerle ilgileniyordu abim ise ortaklarıyla konuşuyordu. Yas ise ortalıklarda yoktu. Biraz bekledim ve davetliler ayrılmaya başlayınca.

Makyaj tazelemek için tuvalete gittim. Gerçekten de çok güzel gözüküyordum ayna karşısında. Koreli kadınlar güzel olabilir ama biz Türk kızlarının çekiciliğini herkes bilir değil mi?

Aynaya bakarken elektrikler gitmişti. Ah lanet olsun. Yanımda telefonum yok ve bu lanet olası tuvalet kapısı açılmıyor. Kapının kolunu vursam da açamıyorum. Telefonum ise Yasmin'de kaldı. Bağırmaya başladım.

-Kimse yok mu? Lütfen kapıyı açın.
Benn ben iyi değilim. Ben kapalı alanlarda kalamam.
Heyyy kimse yok mu?
Nefes alamıyorum.
Niye duymuyorsunuz beni?
Nam Jiiiin---Nam Jiin
Yaaaa Nam Jiiiin
Ka-kapıyı
K-kappı

Nefes alamıyor gibiydim. O günden beri böyleyim. Sanki o gün gibi aynı o gün gibi. Liseye yeni geçmiştim. Abim okulda çok popülerdi ve tek bir arkadaş grubu vardı. Bir de abimi sevmiyen çocuklar vardı. Bir gün okul çıkışı bana seslenmişlerdi. Yanlarına gittiğimde ise beni okul bodrumuna kitlemişlerdi. Daha 14 yaşındaydım. Ve yeni liseye geçmiş bir kızdım. Birgün boyunca orada kaldım. O kadar berbat bir yerdi ki küçükcük bir yer ve kapkaranlık nefes almanızın imkanı yok gibiydi. Aldınız nefes ise tozdan ibaretti. Ailem beni aramasına rağmen bulamamıştı ve ertesi gün çocuklar müdürün sıkıştırması üzerine beni bulmuşlardı.

Şuan o günkü gibi hissediyorum. Nefes alamıyorum. Bunu bir daha yaşamıştım asansörde kalmıştık Nam Jin'in ile yanımdaydı ve beni sakinleştirmişti. Şimdi ise yoktu. Ben yalnızdım.

+Balımmm
Beni duyuyormusun?
Balım cevap verrr.
Bak sakin ol kapının çekil tamam mı?
Yanına gelicem.

İki-üç kez uğraştıktan sonra kilidi kırmıştı.

+Geçti Balım.
Bak geçti yanındayım sakin ol. Ben yanındayım tamam mı?

Sadece başımı sallıyordum.

+Benimle konuşmalısın Balım.
Bilincin yerinde mi anlamalıyım.
-İ-iyiyim Batuhan!
As-aslında hiç iyi değilim. (Sarıldım)

Kapının önünde yerde oturuyorduk. Sarılmıştı. İyi değilim dedikten sonra kafamı kaldırdığımda Nam Jin' i gördüm ve diğerlerini hepsi bana ve bize bakıyordu.

Davetliler gittikten sonra herkes beni bulamayıp, şaşırmış ve beni aramaya koyulmuşlar.

Nam Jin'in geldi ve yanımıza eğildi.

-Balım iyisin değil mi?
+E-evet
-Benimle gel.
+Hı?

Beni kaldırdı ve abimle konuştu.

-Hyung merak etme. Hastaneye gidip geliceğiz.
+Sen yorgunsun dinlenmelisin.

Abim'de başıyla onaylayınca.

Nam Jin bana destek olmaya çalışıyordu kolumdan tutuyordu yürürken.

-İyisin değil mi Balım?
+Nam Jin ellerin neden bu kadar çok titriyor?

Hemennnn yorumları bekliyorum.

Aman Tanrım Kore MiWhere stories live. Discover now