Ah bu şarkılar

22 2 1
                                    

 Hava çok sıcak,bu yazın en sıcak gecesindeyiz.Ama hiçbir yer,benim kalbimin yandığı gibi yanmıyor,güneş çoktan yüzünü gizlemiş olsa bile yıldızların içime düşürdüğü korlarla kavrulmuyordu.

 Pencerem ardına kadar açık,hafifçe esen hava akımının saçlarımın aralıklarından geçtiğini hissedebiliyorum,duvara dayanmışım,Zeki Müren dinleyerek bu sözleri yazıyorum.

'Güzelsen güzelsin,

Yok mu benzerin?

Goncadır ilk hali bütün güllerin.

Aklımda kalmazdı yüzün ellerin

Ah bu şarkıların gözü kör olsun.'

 Güzel gerçekten.Gördüğüm en güzel yüz ona ait.İşin kötü tarafı,o bunun farkında.Her zaman kendinin farkında olan insan bilincinden ve biraz egosundan korkarım.Hatta sırf bu yüzden arkadaşlarımla hayalimizdeki erkek modelini çizerken maddelerimizden biri 'yakışıklı,ama bunun farkında değil' olurdu.Liste 'beni çok seviyor,yani birazcık salak' şeklinde devam ederdi.Sevilmeye layık değildik,en azından hayalimizdeki kişiler tarafından.

 Bulamadım benzerini arkadaşlar.İtinayla sevdim.Bir insan onu benim sevdiğim gibi sevebilir mi gerçekten bilmiyorum.Çoğu insan bunu eski sevgilisine söyler,laf olsun diye.Ben gerçekten hissederek söylüyorum.O bunun pek farkında olamadı ama yürekten sevdiğimi biliyorum.İşler biraz yolunda gitseydi mutlu bile olabilirdik.

 Aşık olamıyormuş.Normal karşılıyorum,şaşırtıcı bir şey değil ki bu.Hatta ve hatta,aşka inanmamak kadar mantıklı bir şey daha göremiyorum dünyada.Günümüz çarpık ilişkileri hangimizin hayalindeki gerçek aşkı yerle bir etmedi ki?Eğer toz pembe gözlükler takmıyor ve bir tekboynuzlunuz yoksa etmeli.

 Evet,tamam...Bu,bu kadar farklı kızlarla ilişki içinde olmasını açıklamıyor.Ama bu haldeyken bile onu savunmak için fazla uğraşmadım mı sizce de?50 yaşında hayata ve aşka küsmüş bir playboyun gizemli havasına sahip.Ama aslında 18 yaşında,küçük bir kasabada üniversiteye hazırlanıyor.Tanrım!Havası kime bu çocuğun cidden?!

 Lakin heeer şeye rağmen,altını çiziyorum her şeye rağmen, yoldan çıkan çocuk beklenmedik bir aşk karşısında dumur olur ve uslanır masalına inanmak istedim ben.Hatta bir süre inandığımı itiraf bile edebilirim.Arkadaşlarımdan birinin böyle bir ilişkisini desteklemiştim bu yüzden.Çocuğun listesi epey kabarıktı,egosu odaya kendinden 5 dakika önce girerdi.Ama arkadaşımla uzun bir süredir epey yakınlardı,ilişkilerini detaylıca biliyordu hatta.İki yakın arkadaşın aşık olmasından daha sıradan ne olabilirdi ki?Onlar da öyle olmuştu işte.Uzun bir süre çok mutlu oldular.Bende onların bu ilişkisiyle 'yoldan çıkan çocuk uslanabilir' tezimi kanıtlamış oldum ve pespembe gözlüklerimi taktım hemen.Ama masalımı karartan yine onlar oldu.Uzun uzadıya anlatmayacağım,ayrıldılar ve bu çocuk başkasıyla sevgili oldu,aynı zamanda arkadaşımı özledi ve çok geçmeden başka bir kız için yanıp tutuşmaya başladı.Bu üçlü arasında uzun bir süre gelgitler yaşadı,ben sadece gözlerimi kocaman açarak şaşkınlık içinde izledim.Şimdi mi?Bambaşka bir kızla beraber.Eh,bende haliyle 'bütün erkekler salaktır,anlamayı bekleme' mottoma geri dönmüş oldum.Pembe gözlüklerim dolabımın derinliklerinde,takmayalı epey vakit oldu.

 Bu süreçte herkesin B. hakkında iyi kötü bir fikri ve bence hepsi birbirinden berbat tavsiyeleri vardı.Kalabalık bir okul değildik ve B. ismini duymayan pek az insan vardı sanırsam.Matematik dersinde nokta seçerken bile hülyalı hülyalı 'B. olsun hocam' deyişlerim çoktan alay konusu olmuş,arkadaşlarım hocalarla 'onun B.'si' muhabbeti yapmaya başlamışlardı bile.Orkun ve Burak benim için çoktan kulak ardı olmuştu.Soran insanlara hikayemi zevkle anlatıyordum,sormazlarsa ara sıra depresif takılıyor ara sıra heyecanla fotoğraflarını didik didik ediyordum.Gizli gizli çekilmiş o kadar fotoğrafına sahibim ki...İnanamazsınız,bir arkadaşım facebookta anasayfasında bir fotoğraf paylaşımı görmüştü,arkasında B. vardı.Resmen fotoğrafta yanlışlıkla çıkmış,muhtemelen haberi bile yok.Ama benim var.Üzerindeki lacivert gömleğinin kollarını dirseklerine kadar kıvırmış,başı hafifçe yana dönmüş.Bu hareketi boynunun o güzel kıvrımlarını gözler önüne sermiş.Sol kulağında gümüş rengi ufak bir küpesi var,saçlarını 3 numara yapmış.Fotoğrafın çok gerilerinde olmasına rağmen gözlerini perdeleyen uzun kirpiklerini seçebiliyorum.Her fotoğrafla ona biraz daha aşık oluyordum.Bu fotoğraflar onu tekrar görme isteğimi ateşliyordu.Tanışmak için çevirdiğimiz bütün dalavereler başarısızlıkla sonuçlanınca sabırsızlanmaya başlıyordum.

 Daha önce hiç böyle şeyler hissetmemiştim,ve bu konuda kesinlikle bir şeyler yapılmalıydı.

'Çoktan unuturdum

 Ben seni çoktan

 Ah bu şarkıların gözü kör olsun.'

 Playlistim ışık hızıyla değişmiş,bütün aşk acısı çeken şarkıları barındırır hale gelmişti.Gerçekten,belki de bu şarkılar olmasa çoktan unuturdum.Şarkı dinlerken gözlerimi kapatıp hayaller kurmasam aklımda kalmazdı yüzü,elleri.Ama artık iş işten geçmişti diyebilirim.Sanırım acı çekmeyi seven bir yapım var.İnsan bir kez acının tadını alınca aşkkolik bir mazoşist olurmuş.En azından ben böyle düşünüyorum.O zamanlarda hayat hala pembe-mavi rengini koruyordu.Gri olmasını ise ben sağladım.Parlar,gökkuşağının renklerine boyanır sanmıştım.Cesaret etmek gerektiğini düşünmüştüm,cüretkar olmak.Pişmanlıklarım olmuştu çünkü öncesinde.Bir kez daha aklımda 'acaba?' sorularının kalmasına tahammülüm yoktu.Sonunu düşünen kahraman olamazdı,battı balık yan giderdi,aşkta cesur olan kazanırdı,seviyorsan git konuş bence idi.Yakın arkadaşımla felsefelerimiz bunlardı,bizi uçurumlara sürükleyen fikirler.İş işten geçince de kendimle dalga geçmeyi pek sevdiğimden,insanlara böyle akıllar veriyor,sonra kendimi örnek gösteriyor kahkahalarla gülüyordum.Kendinle dalga geçebilmek önemli bence.İnsanların seninle dalga geçerek seni incitebileceklerini düşünme ihtimallerini en aza indirgersin.İnsanlara zayıf noktalarını gösteremezsin,güçlü görünmek zorundasın.Sen bir pırlantasın,seni kıramazlar.Bütün bunları beynime aşılamaya çalıştım bunca zaman.Bir kısmında başarılı oldum.Ama sonra tökezledim,elbet,tökezlemek var bu hayatta.Düşüp dizlerini yaralamadan yaşadığını anlayamazsın.


Merhaba değerli okurlar!Ben yazdıklarımı okuduktan sonra farkettim, yer yer eğlenmişim yer yer hüsrana boğulmuşum.Bütün gelgitlerim burada yani.Gerçek bir hikaye bu,olsun o kadar,değil mi?:)

Bunu gerçekten okuyan birileri varsa,bir sorum var!

Sizce B. ile aramda neler olacak?Fikirlerinizi yorum olarak belirtebilirsiniz,gerçekten merak ediyorum.

İyi geceler,gözlerinizden öpüyorum.


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 09, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Bilinmeyen bir kadından mektuplarWhere stories live. Discover now