Telefon

29 10 2
                                    

  Ergenlikte, hoşlandığın kişiyi itiraf etme korkusu olur.Dalga geçeceklerinden,bir şeyleri belli edeceklerinden korkarsın.Kimse bilmezken çok önemli bir şey değildir aslında,sadece bakıyorsun.Ama birilerine küçücük bir itirafta bulunduktan sonra,gerçek aşka dönüşür.

 Bütün arkadaşların onu gördüklerinde hemen sana haber verir ve sen de son gelişmeleri birilerine anlatabilmek çatlarsın.Benim de öyle oldu.En yakınlarımdan olan oda arkadaşıma 'Ben galiba B.'den hoşlanıyorum'  demem 6 ayımı aldı.Hislerimden emin olmadan söylemek istememiştim.Sonra işler sarpa sardı zaten.

 Bizim dershane yolundaki küçük ve planlı karşılaşmalarımızın sürdüğü zamanlardı.Bir akşam İremle dışarı çıkmıştık.Burak'a haber verdim yanımıza gelmesi için.Whatsapptan yazmıştım o cevap vermeden çıkmıştım.(Biz evleri birbirine yakın olan 4 arkadaşız,genelde yazın beraber takılırız.)

 İremle muhabbet ediyor,bir yandan da sıcak çikolatalarımıza ahtapot gibi sarılarak ellerimizi biraz olsun ısıtmaya çalışıyorduk.Telefonum çalmaya başladı,yabancı numaraydı.Açmaya gerek görmedim.Tekrar ve tekrar çaldı.İrem ikaz edince zoraki bir hamleyle telefonu açtım ve kim olduğunu sordum.Hattın diğer ucundan ne yanıt geldi dersiniz?

-'Merhaba ben B. Beni aramışsın.'

Nasıl donakaldığımı anlatmama gerek yok sanırım.Bende numarası dahi olmamasına rağmen gerçekten aramış olmamdan bile şüphe ettim.Ve derin sessizlik sürdü.Çaresizce bir cevap bulmaya uğraştım,kimliğimi açık etmek istemiyorum ayrıca bu bizim ilk konuşmamızdı!

-'Hayır,seni aradığımı sanmıyorum.' Sanmıyorum mu?Cidden bu kadar salak olmamalıyım.Ve ekledim,'Seni neden arayayım ki?' Harikulade.

B. karşı taraftan bir şeyler açıklamaya çalıştı ama kalbimin gümbürtüsü ve kulaklarımın uğultusu sağolsun tek kelimesini bile anlayamamıştım.

-Aslına bakarsan sesini alamıyorum,1 dakika bekle.

Dedim ve...telefonu yüzüne kapattım.Salak salak salak!

 Bu bizim ilk konuşmamızdı ve beni hiç tanımayan birinde hiç de iyi bir izlenim bırakmamıştım gerçekten.Ama olanları da bir mantık çizgisine oturtamamıştım.Yavaşça telefonu masaya bırakırken İremle göz göze geldik.Yanaklarımdan alev çıktığını hissedebiliyordum ama  o kadar kötü göründüğümü ve kıpkırmızı olduğumu bilmiyorum.Yeterince ısınmıştım.Suratım nasıl bir hal aldıysa İrem kötü bir haber aldığımı sanmış.Telefon görüşmesini açıklayınca bu sefer karşılıklı olarak kalp krizi geçirdik.Dalmış bir vaziyette telefonu elimde döndürürken tekrar çalmaya başladı.Aynı numara.Telefonu masanın ortasına attım ve çığlık çığlığa telefonu itekleyip durduk.Gerçekten görülmeye değer bir manzaraydı arkadaşlar.Saf korku.

 Sonra kararımı verdim.Bir daha çalarsa açacaktım.Çaldı ama bu sefer Burak arıyordu.Dışarı çıktım ve nefesimi düzene sokup telefonu kulağıma dayadım,hemen konuşmaya başladım.

-Az önce olan şey neydi öyle?Nasıl bir şaka yapıyorsunuz bilmiyorum ama...

Ama...Onun hiçbir şeyden haberi yok,yani henüz anlamadıysa.Cidden,bilim adamları maksimum gerizekalılık seviyesi için beni baz almalılar.

-Ah o sen miydin?10 kişi falan oturuyoruz burada,whatsapp fotoğrafını tanıyamadım kim bu diye masadakilere gösterdim.Sonra benim salak bir tane arkadaşım ben arayıp öğreneceğim dedi,o aramış.

Benim numaram niye kayıtlı değil diye sorgulamak bile istemiyorum,muhtemelen kız arkadaşıyla ilgili bir durumdur.Ama Burakla bu işi konuşmanın vakti gelmişti.O ve B., arkadaşlardı.

Gece eve gidince bir süre üçümüz yürüdük.Ve İremle tekrar telefon konuşmasının muhabbetini açtık.Direk konuya girdim.

-Burak,ben birinden hoşlanıyorum,senin yakınında olan biri.

Tam bir pislik gibi gülümsedi ve arkadaşlarını tek tek saymaya başladı.Sadece birini atlamıştı.Bu sefer İrem müdahale etti.

-Salak olan biri. 

Burak adeta gözlerinden alevler çıkararak bize döndü ve 'B. mi?' diye sordu.

Sadece başımızı sallayabildik.O hali bizi biraz ürkütmüştü.

-Saçmalama.O sana göre biri değil.


Bilinmeyen bir kadından mektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin