Aklım Sende

98 15 3
                                    

Merhaba arkadaşlar!Yeni bölümü yazmak için bilgisayarın başına oturdum ama aklımda o kadar çok şey var ki nereden başlayacağımı bilemiyorum.Hikayemin gidişatı hayal ürünü değil,ama desteğinizle şekilleneceğine inanıyorum.O yüzden yorumlarını esirgemeyin lütfen:)

Not:İlerleyen zamanlarda hikayemize bir kapak gerekecek.Bu işle uğraşmayı seven biri varsa bana mesaj atabilir.

Not:İsteyen herkese ithaf edebilirim bölümleri,söylemeniz yeter.Ayrıca isteyenlerin hikaye karakterlerini kullanabilirim,ortak çalışmalar yapabiliriz:)Şimdi,gelelim devamında olanlara....


2008

 Küçüktüm,7. sınıftayım.Ablamla gittiğimiz bir kafe vardı.Beni hep huzursuz hissettirirdi.Büyükler ve şehir dışında okuyan üniversiteli gençler olurdu genelde.Ablam eve geldiği zamanlarda akşamlarımızı orada geçirirdik,Edda.Ablam bir gün ondan beklemediğim bir lafla dikkatimi kendine çekti: 'Bu çocuğu sana yapacağım.' Ablam da,ben de yalnızdık.Ben yadırgamıyordum ama ablam benden 5 yaş büyük ve güzel bir kız.Onun yalnız olması beni şaşırtırdı,dalga geçtiğini bilsem de benimle bu konuyu konuşması daha çok şaşırtmıştı.Başıyla işaret ettiği çocuğa baktım,edda playstation'dan çıkıyordu.Üzerinde kışlık montuyla karanlıkta çok iyi kamufle olmuştu.Siyah düz saçları alnına dökülüyor,onlar döküldükçe parmaklarının arasına alarak saçlarını yana itekliyordu.Benim kesinlikle beğeneceğim türden bir çocuktu.Ama ablama tebessüm edip omuz silkmekle yetindim.

 Aylar geçiyor,ablam olmadıkça oraya gitmiyordum.Ama içten içe o çocuğu görmek istiyordum.Aslında burası küçük bir yer,yolda karşılaşmamam şaşırtıcı.Hangi okulda olduğunu bile bilmiyordum.Ablam geldikçe edda ziyaretlerim devam ediyordu.Ablama hiç belli etmesem de gözümün ucu hep yan kapıda,her an o kapıdan çıkabilir.Her görüşümde yüz hatlarını öğrenmeye çalışıyorum,aydınlıkta görürsem tanımam lazım ama çokta önemli biri değil yani.En azından o zaman öyleydi.


 Ne kadar istesem de hiç çok arkadaşı olan biri olamadım.Bir kişi vardı,aynı sitede oturuyorduk ve ailemiz sayesinde tanışmıştık,İrem.Buraya taşındığımızda ben 4. sınıftaydım yani o zamanlar bizim birlikte geçirdiğimiz 3. yılımızdı.Bir gün İrem'in arkadaşlarıyla buluştuk,kızlardan oluşan bir grup.Biz oturup çene çalarken  o geçti.Kızlardan biri yanındakine eğildi,'B. geçiyor'(Size onun ismini şimdi vermiyorum,biraz gizem her zaman iyidir.)

'Kim bu B.?' Bütün gün neredeyse konuşmadığım için sesimin çıkması herkesi biraz şaşırtmıştı.

Kızlardan bir diğeri heyecanla cevapladı beni.'Tarih öğretmenimizin oğlu.Bizim okulda değil ama arada babasının yanına uğruyor.Çok yakışıklı ama bize bakmaz.'

Gözlerimle gidişini takip ettim.Yürüyüşü bile beni etkilemeye yetmişti.Ama birçok insanın görüntüsünden etkilenirdim zaten.Üstünde durmamaya çalıştım.Okulda odaklanmaya çalıştığım bir çocuk var,o benim dikkatimi dağıtmaya yeter.

'Bilmem,pek bir cazibesi yok bence.' Yalancı.

Evet,insanları kolay beğendiğimi söylemiştim.Ama beğendiğimi söylemek konusunda da bir o kadar yetersizim.Birinden fazla hoşlanmaya başladığımda-hala aşk olarak tanımlayamıyorum-bunu yakınımdaki birine söylemem aylarımı alırdı.Neden bilmiyorum.Başka türlü davransam o kişinin arkadaş ortamına girip kontak kurabilirim belki.Ama hadi,bu benim.Her şey mümkün olan en zor şekilde gerçekleşmeli.Veya gerçekleşmemeli.Ne yapabilirim ki,acıyı seven yapım o zamanlarda gayet kişiliğime oturmuş.

Sonraki yaz,onun başka bir kafede,benim müdavimi olduğum Garden'da çalıştığını öğrendim.Bu güzel bir haberdi.Yaz günlerimi orada geçirirken insanların güzel milkshakelerini hazırlamasını seyredecek,gülüşünü,konuşma şeklini içime sindirecektim.Harika bir yaz planı.Kış başladığında,yeni başlayacağım liseyle buradan 1 saat kadar uzaklaşacak ve haftaiçlerimi yurtta geçirecektim.Güzel hayallerim vardı,lisede benden bir dönem üst birine tutulacak onunla harika zaman geçirecektim.Belki birbirimize aşık bile olurduk.Sevgiyi hissetmek güzel şey olsa gerek.Lisede her şey daha kolaydır.İlişkiler kolay,insanlar açık sözlüdür.Hayalimdeki insan beni oralarda bir yerde bekliyordur.Kumral dalgalı saçlı,mavi gözlü,beyaz tenli.Uzun boy en önemlisi,upuzun olmalı.Görüntüsüne dikkat etmeli.Güzel espriler yapmalı,film izlemeyi benim kadar sevmeli.Kültürlü olsun,bana bir şeyler katsın.Biraz mükemmelliyetçi değil mi?Hem de o halimle...

Eylül başladığında gerçekleşmesini istediğim en büyük dileğim buydu.Ama önce bu yaz biraz eğlenelim.

Bilinmeyen bir kadından mektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin