4

37 12 163
                                    

ay üç bölümdür erkolardan yazıyormuşum düzeltcem düzeni merak etmeyın

-

laila

Dalgalı denize dalmış bakarken etrafımda yeni uyanmış yüzlere çevirdim kafamı. Başım fazlasıyla ağrıyordu. Büyük ihtimale bir yere çarpmıştım. Elimi oraya götürdüğümde sıcak kan yapışmıştı parmaklarıma. Pedro'nun sesini anca duyabildim. "iyi misin?" elimi bana uzattığında bakmakla yetindim. Gözünde endişe akıyordu, çok inanmasam bile.

Beni ayağa kaldırdığında kafamı incelediğini fark ettim. "Beni net bir şekilde görebiliyor musun?"

"Evet Pedro. Nerdeyiz biz?"

"Bir ada gördüğün üzere." kumral saçlı orta yaşlı bir adam söylemişti bunu. "Gemi en son battığında sanki biz.." Hatırladığım kadarıyla kalabalıkta kaybolmuştum, güverteye çıktığımda Pedro'yu arıyordum. Sonrasında bir anda gemi sarsılmıştı, Pedro'yla göz göze gelmiştik.  Birbirimize koşamadan gemiden düştüğümü hatırlıyorum. Sert bir zemine çarptığımı.

Vücudum bu düşünceyle titremişti. Ondan daha korkutucu olan da bir daha ailemi göremeyecek olma ihtimalimdi. Son zamanlarda aramız iyi olmasa bile babamın bizi zorla balığa götürmesini bile özlemiştim şu an.

"Biliyorum. Buraya düşmemiz bir mucize." Pedro, kolunu omzuma koyup kendine çekti. Gemiden düşmeden önce ilişkimizin en büyük kavgasını etmiştik, şimdi ise belki sonsuza kadar bu adada dip dibe olmak zorundaydık. Pedro'yu cidden seviyorum bazen tek parası için olsa bile. Ama eşinden ayrılacağını söyleyip ayrılmamasına artık dayanamıyorum.

Eh sanırım artık eşinden ayrılmış oldu?

"İsminiz ne?"Kumral adam tekrardan konuştu. Olanlar üzerine çok etkilenmemiş gibiydi. "Alexander Will."

"Sizi tanıyorum!" dalgalı saçlı çocuk konuşmuştu. "Siz 'kanımda boğuldum' kitabını yazmıştınız değil mi?"

"Evet. Açıkcası böyle bir durumda hayranımla tanışmayı beklemiyordum." Çocuk mahcup görünüyordu. "Haklısınız. Charlie ben bu arada." etrafımı biraz daha inceledim, herkes şaşkın ve çaresiz görünüyordu.

"Cidden seninle aynı adaya düşmüş olamam!" Herkes sesin geldiği yere bakmıştı. Kısa saçlı bir kız, orta yaşlı bir adama bağırıyordu. "Şimdiden söyleyim o aptal saatin bende değil." adam kaşlarını çattı.

"Sence şu an saat umrumda mı?!"

"Herkes sakin olsun. Bir plan yapmalıyız." Will demişti bunu. Açıkcası o adama şimdiden güvenmiyordum, çok soğukkanlı gözüküyordu.

"Planın ne büyükbaba?" esmer çocuğa bakınca hemen tanımıştım, kızlarla fazlasıyla çekiştirdiğimiz biriydi. Harry Bingham.

"Ormana gidelim." o an fark edebilmiştim, yanımızda kocaman bir orman vardı. Ağaçlar çok fazla uzun ve birbirlerine fazla yakındı. Ormanın derinliklerinde kocaman bir dağ vardı. Onun dışında ilginç bir şey görememiştim.

"Vahşi hayvanlar olabilir." sarışın kadın bunu söyledikten sonra Will sözüne devam etti. "Daha iyi bir şansımız yok, gece olmadan sığınacak bir yer bulmalıyız."

lost|participationHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin