1

42 11 139
                                    

yaş: 13Küçük dahinin ani kayboluşu büyük bir kayıp oldu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

yaş: 13
Küçük dahinin ani kayboluşu büyük bir kayıp oldu.

*

Simone

Miriam konuşup durdukça deniz dalgalarına dikkatim daha çok gidiyordu. "Hala tuhaf geliyor, nasıl bir şiir yarışmasının izleyicisi olmaz?"

"Dediğim gibi sadece juriler. Kısa sürecek sen de işine odaklan." Ona küçük bir yalan söyledim. Zararsız bir şey. Daha fazla sevgili karımın nasihatlarını dinlersem elime alacağım ilk silahla kendi başıma ateşlerdim yoksa.

Onu seviyordum ama o şekilde değil. Yüzük parmağımdaki alyans ay ışığında parladı, parmaklarımı o tarafa götürüp tek çırpıda çıkardım.

Tam alyansı cebime götürecekken arkamdan biri sertçe bana çarptı. Yüzük derin okyanusa düşerken bakmakla kalmıştım. Bir şey hissetmeliydim sanırım, hiçbir şey hissedemedim. Arkamı döndüğümde ufak tefek çekik gözlü bir kızın olduğunu fark ettim.

"Yine gelenlere tekrar söylüyorum. Ben Valentine Burro ve bu yayında fazlasıyla eğleneceksiniz! Evet, gördüğünüz üzere Achilles yolculuğum harika gidiyor. Buradaki herkes çok heyecanlı.Bildiğiniz gibi geminin içinde resmen köpüklü havuz partisi bile var. Birazdan sizi oraya götüreceğim." kızın üstündeki her şeyin son derece pahalı olduğunu fark ettim, benim uzun süre çalışmam sonucu alabileceğim öğretmen maaşıma denk ediyordu.

"Biraz daha dikkatli olmalısın, küçük hanım." kız kaşlarını çatıp telefona bakmayı kesmişti.

"Ne dediniz siz? Küçük hanım mı? Ben 21 yaşında olgun bir kadınım! Ayrıca kim birinin yolunun üzerinde durur?" kız sinirle iç çektikten sonra telefonuna geri döndü.

"Üzgünüm hayranlarım, buradaki yaşlı adamla tartışmak zorunda kaldım. Biliyorsunuz yaşlı insanları severim ama kadınlara olan saldırganlıklarına kaldıramıyorum." genç nesile katlanmakta bazen sorun yaşıyordum, okulumdaki çocuklara katlanabiliyordum. Ama internet fenomenlerine katlanmak çok zordu. 

Bir kız çocuğuyla daha fazla tartışmayacaktım, yanından geçip ön güverteye ilerledim. Burası içerisinden daha az kalabalıktı. Geminin yemek salonunda büyük bir kargaşa olduğu için akşam yemeğini es geçmiştim. 2 bin civarı fazlasıyla zengin insanın olduğunu biliyordum, bide benim gibi ucuz bileti bir şekilde almış insanlar vardı. İlk 100 kişiye indirimli veriyorlardı ve karımdan kaçmak için bu fırsatı yakalayabilmiştim.

Genç siyahi bir kadınla orta yaşlarının sonunda bir adamın kavgasına şahit olunca gecenin benim için yeni başladığını anlamıştım. "Buraya gelirken bunu kabul etmedim Pedro."

"Sürekli aramamasını söylemiştim, bir şeylerden şüphelenmesi benim suçum değil."

"Tam olarak senin suçun!" kadın parmağını ona sallayarak konuşmaya devam etti. "Karınla en son boşanacağını söyledin."

"Bunun benim için zor olduğunu biliyorsun. Sorun etmiyordun Laila." saçlarına ak inmiş adam, ispanyolca küfürler edip güvertenin bir ucuna yürüdü. Kadın onu takip edip bağırmaya devam ediyordu.

Giydiği koyu yeşil etekte bacağını gösteren bir kısım vardı. Üstünde bikiniye benzeyen daha açık yeşil bir üst vardı. Açıkcası modadan anlamıyorum. Afro örgüsüne mavi çicekler iliştirtmişti. Oldukça alımlı bir kadındı. Bunu ben bile söylediysem. Bu adamda ne bulduğunu merak ettim. Büyük ihtimale adamın parasıydı. Güverteyi dolaşmaya devam ettim. Genellikle kafa dinlemek için gelenler buradaydı. Akşam kutlaması geminin diğer tarafındaydı. Hala Achilles'in açılışı kutlanıyor gibiydi. Gemi fazla büyük olduğu için güvertenin o tarafında olan sesler buraya fazla gelmiyordu.

Buraya neden geldiğimi tekrar düşündüm, karımdan kaçmıştım. Ama hep böyle mi devam edecekti? Karımdan hep kaçamazdım. Bu yolculukta en azından bir şeyleri çözmeyi umuyordum açıkcası.

Her zaman çok fazla destekliyici olmuştu, ortak yönlerimiz fazlaydı. O benim en iyi arkadaşımdı. Bir gün buna son vermem gerekiyordu. "Sen de kafa dinlemeye mi geldin?"

Bu yüzü tanıyordum. Şu son zamanlarda çıkan ünlü kraliyet dizisinde oynayan bir adamdı. En son Miriam adamın çıkan uyuşturucu skandalını kahvaltı zamanı anlatıp durmuştu, böyle gereksiz bilgiler umrumda değildi. İsmi sanırım Saint Hoffman.

"Dinliyordum."

"Öyleyse üzgünüm dostum." sigarasını çıkartıp içtiğinde banada bir dal uzatmıştı, düşünmeden aldım. Çakmakla yakmasına izin verdim.

"Bir sorunun var gibi duruyor, partiye katılmalısın. İşe yarar." yüzünü iyice inceleyince çektiğini anlamıştım, göz atları şimdiden mor torbalara dönmüştü. Kumral saçları birbirine girmiş yine de herkesin çekici bulabileceği bir gülümseyle sırıtıyordu.

"Öyle olsaydı şu an burada olmazdım."

"Haklısın gerçi." sigarasını demir korkuluğa bastırıp söndürdü. "Daha zamanın varken yaşa, unutma." bunu dedikten sonra uzaklaşmasını izledim. Açıkcası onun yaşayabileceği bir uzun hayat gözükmüyordu. O yüzden bunu söylemesi doğaldı.

Geminin tımarhaneden farkı yoktu, kafası karışmış insanlar bir arada ve bir yere hapsolmuş durumda. Belki hepsi benim gibi bir şeylerde kaçıyordu.

Birkaç günlükte olsa gerçeklerinden kaçıyor olabilirler. Geri dönmek zorunda oldukları acı gerçekler. Sigaramı aynı şekilde söndükten sonra yaslandığım demir korkuluklarından kalktım.

Kamarama dönecek, bir tane red label açıcaktım. Sabaha kadar onu içip diğer gün sadece uyuyacak, sessizliğin tadını çıkarabilecektim. Artık burada karımın sabah beni uyandırmalarına maruz kalamazdım.

Güvertede dönüş yoluna yürümeye başlamışken tekrardan genç bir kız bana çarpmıştı. Artık alışmış bir şey dememiştim. Bu gençleri asla anlayamacaktım. Kamarama döndüğümde saatimi çıkartmak için elim bileğime gitti, o an fark ettim. O genç kız saatimi çalmıştı. Alyansımı kaybedebilirdim ama o saat önemliydi. Güverteye geri döndüm, kız çok uzaklaşamamıştı, kısa saçlarından hemen tanıdım. Ya da uzaklaşmayı denemiş ama kalabalık ona engel olmuş bir kenarda oturup içki yudumluyordu. Onu içicek yaşta bile olduğunu sanmıyorum.

Gidip bileğinden tuttum. "Saatimi verirsen bunu uzatmam."

"Neyden bahsediyorsunuz?" kız kaşlarını çatıp bileğini çekti. açık ela gözlerini kısmıştı. "Kanıtınız nerede acaba?"

"Bana çarptın. Ondan önce saatim vardı, şimdi yok. Yeterli bir kanıt."

Kız gözlerini devirdi. "İsmim Lilith, gidip polis bulunda söyle." Gemide polis olmasa bile güvenlik olduğuna emindim. "Benimle geleceksin."

"Dene istersen." Ayağa kalkıp koşmaya başlayınca bu huzurlu gemi seyahatimin sonu olduğunu anladım.

*

Çok fazla karakter var hepsini düzgünce hikayeye sokmak istiyorum o yüzden bu bölüm sadece  birkaç tane karakteri kattım. Diğer ikinci bölümde diğerleride gelicek. Asıl konuya girmeye çalışıcam. Kısa oldu ama beyim kaldırmıyor ve bugün atmak istedim arkadaşlar öpüyom sizi.
Baya planladım her şeyi bu arada drama, ihanet ve aşka hazır olun bla bla

lost|participationWhere stories live. Discover now