3

53 12 115
                                    

samuel

"Veronica, aşağı in." kız kardeşim bazen sapıtabiliyordu. Havuz partisindeydik, sadece biraz gözümü ayırdım ve bir anda iki oğlanın omuzlarının tam ortasında oturmuş içki dikiyordu. "Bekle!" Herkes ona tezahürat yaparken tekrar bir tane daha dikti. "İnsanlar bizi seviyor samuel! tadını çıkart. Ünlü olmanın avantajlarını tadıyoruz ya."

Göz devirdim, haklıydı. bugün ne istersem hemen yapılmış ve çevremde bir sürü insan bana övgü yağdırmıştı. Bütün gün şarkı söylemem için zorlayan bir toplulukta vardı. Veronica onları kırmamış olsa bile ben söylememiştim. Buraya tatile gelmiştim sonuçta. "Sana eşlik edebilir miyim?" kafamı çevirdiğimde esmer çocuğu görmüştüm, itiraf ermem gerekiyor vücudu çok iyi gözüküyordu. Sporcu falan olmalıydı.

"Tabii." içki bardağını bana verince onu süzdüm. "Sporcusun herhalde?"

"Boksörüm. Harry bingham diye takdim edeyim kendimi. Ve sen de bu partide gördüğüm en ateşli insansın değil mi? ismin ateş çocuk herhalde."

"Çok komik. Samuel ismim."

"Biliyorum. Sen Greensest gem grubundansın. Kardeşim sana hayran açıkcası."cebinden bir kağıt parçası çıkarıp bana uzattı. "Bir imza alabilir miyim? Gerçi kalem getiremedim."

"Kız kardeşini düşünmen çok tatlı onunla tanışmak isterim."

"O kanser hastası baya fazla ilerledi. Ama turdan sonra vaktin olursa gelmeni isterim." Bu açıkcası beni üzmüştü, Harry'le partinin ortasında uzunca sohbet ettik. Boksörlük kariyerine ailesi için girdiğini söylemişti. Fakir Meksikalı bir aileden geliyormuş. Böyle biri olması beni etkilemişti. 

O kıza kesinlikle bir imza ulaştırmalıydım. Etrafa baktım, bir kadın kendine göz kalemi çekiyordu. Sarışın kadın yanıma gelince sorar gözlerle baktı. "Göz kalemiyle bir şey yazıp hemen geri verebilir miyim?"

"Hayır? Bu çok pahalı." Ayağa kalktı, beni incelemişti. "Gerçi sen Greenest Gem'den Samuel olmalısın. Eğer benimle küçük bir röportaj yaparsan sana kalemi veririm." göz devirmemek için zor durdum. "Pekala."

"İsmim Yennefer." kendi numarasını yazıp bana uzattı. "Partiden sonra ararsın beni." göz kalemini verip uzaklaştı. Açıkcası menajerim röportajlarımı kontrol ediyordu. Büyük ihtimale çok kızıcaktı, küçük bir röportajdan zarar gelmez diye düşündüm.

Harry'nin yanına gidecekken bir kızla konuştuğunu gördüm, fazla dibine girmişti. Ne ara bu kadar yakınlaşmışlardı? Sinirlerim bozuldu imza istiyor sanıyordum. Yanına gittiğimde kızla konuşmayı bıraktı, yüzünde garip bir sırıtma vardı. "Geldin demek. Dans edelim mi?"

"İmza istiyorsun sanıyordum."

"Onu sonra verirsin. Şu an kafa dağıtalım." Elimi tutup dans pistine sürüklediğinde açıkcası bir erkekle görülmek konusunda sıkıntım yoktu. Yakın zamanda yönelimimi herkese duyurmuştum. Her şekilde tepkinli olmalıydım.

Harry dans ettikçe daha fazla içiyor ve tuhaf şeyler söylüyordu. Kendini kaybeder gibi olunca kolunu tuttum. "Bence artık dur."

"Sorun yok eğleniyoruz ya." Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti, ağzı fena kokuyordu. "Yalnız kalacağımız bir yere gidelim mi? burası çok gürültülü." Bu çocuğun biraz salak olduğunun farkındaydım. Ama ne yapabilirim tipi ve vücudu iyiydi? Hem bence özünde iyi ve tatlıydı. Kafa dağıtmalıydım, tur beni strese sokmuştu.

lost|participationWhere stories live. Discover now