Bölüm 22: bakışlar ve kaçmalar

10.7K 624 113
                                    

Günün ikinci bölümüyle geldim!

Keyifli okumalar!

⚡️

Doğu'nun bana bakan mavi gözlerinden gözlerimi kaçırdım ve ortaya doğru konuştum. "Ben üzerimi değiştireyim."

"Değiştirdikten sonra işin yoksa yanımıza gel istersen." Dedi Uğur göz kırparak.

Yamaç abim ona kaşlarını çatarak baktı. "O gözü oyarım Uğur."

Uğur bu dediğine kıkırdarken Doğu yutkunmuştu. Bu hareketleri gerçekten de tuhaftı ama yakında çıkardı kokusu.

Onlara arkamı döndüm ve merdivenleri kullanarak yukarı çıktım. Odama girdikten sonra ellerimi ve güzümü yıkadım. Daha sonra üzerimi de değiştirdim. Siyah rahat bir pantolon ve gri bir kazak giymiştim.

Derslerim daha önemli olduğu için ilk önce masamın başına geçtim ve verilen ödevleri yapmaya başladım. Aradan yirmi dakika geçtiğinde ve ben hala doğru cevabı bulamayınca defterimle kalemimi alıp ayağa kalktım.

Odamdan çıktım ve Yalın'dan yardım almak için odasının kapısını çalıp içeri girdim. Girmemle de boş bir odayla karşılaşmam bir oldu. Muhtemelen aşağıya inmişti.

Yamaç abimin arkadaşlarının ne kadar kalacağını bilmediğim ve ödevlerimin benim için çok önemli olduğunu bildiğim için elimde defterimle salona indim.

Beni ilk gören Uğur olduğunda eliyle beni gösterdi. "Gözümüz yollarda kaldı Yağmur."

Yamaç abim sıkılı dişlerinin arasından arkadaşına bir tehdit savurdu. "O gözü oymama gerçekten de az kaldı."

Sanırım Yamaç abim beni arkadaşlarından kıskanıyordu.

Uğur bunun üzerine başını iki yana sallayarak kahkaha attı. "Şakasına yapıyorum oğlum. Senin kardeşin bizim de kardeşimizdir."

"Hah şöyle." Abim elini kalbine koydu ve derin bir nefes verdi. "Yüreğime iniyordu."

"Yok canım. Kardeşine o güzle bakacak bir adam değilim ben. Eğleniyorum sadece." Dedi Uğur bu sefer daha ciddi bir tavırla.

Yavuz hala ayakta durduğumu fark ettiğinde beni yanlarına çağırdı. "Gelsene sende kız."

Yalın'ın yanına geçtim ve elimdeki defteri ona gösterdim. "Şu soruyu anlamadım. Bana yardımcı olabilir misin?"

Yalın bir bana birde deftere baktıktan sonra yüzünü buruşturdu. "Benim matematiğim bok gibi Yağmur."

Tam dudağımı büktüğüm sırada Doğu yerinde dikleşti. "İstersen ben yardımcı olabilirim."

Yamaç abim başını onaylar biçimde salladı. "Evet, lisede de en zekimiz sendin. Hep yüz alırdın."

Sorunun cevabını gerçekten merak ettiğim için ayağa kalktım ve yemek masasını gösterdim. "Orada daha rahat ederiz."

"Olur." Ayağa kalktı ve peşimden gelip bir sandalyeye oturdu.

Defterimi ikimizin de görebileceği bir hizaya koyduktan sonra kalemimle anlamadığım soruyu gösterdim. "Kaç kere çözdüysem hep yanlış çıktı."

Birkaç saniye soruyu inceledikten sonra başını salladı ve elimdeki kalemi kaptı. "Çok basit aslında."

Soruyu anlatarak çözmeye başladığında pür dikkat çözüşüne odaklandım. Benim kullandığım formülü değil de başka bir formül kullanıyordu.

Gözlerim istemediğim bir şekilde birden yüzüne kaydığında onu incelemeden edemedim. Sarı saçları alnına düşmüştü ve mavi gözlerini dikkatle çözdüğü soruya odaklamıştı. Burnu şahaneydi ve cildi pürüzsüzdü. Alt dudağı üst dudağına göre daha kalındı ve ara sıra ısırıyordu.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now