Bölüm 44: yüzükler ve kolyeler

4.8K 381 20
                                    

170 bin okunmayı geçmişiz. Herkese çok teşekkür ederim!

⚡️

Filmin ortalarına doğru iyice mayışmış ve Yalın'a yaslanmıştım. Başım hala omuzundaydı ve koluna girmiştim.

Kapı birden açıldığında Yalın sabır çekerek gözlerini yumdu ve tekrar açtıktan sonra gelene baktı. Serkay kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde bize bakıyordu. "Resmen arkamdan iş çeviriyorsunuz."

Yalın onu umursamayarak filmi tekrar başlattı ve gözlerini laptopun ekranına çevirdi. Bense Serkay sinirlenmesin diye ona sevimlice sırıtmakla meşguldüm.

Serkay hayretle Yalın'a baktı ve inanamazca başını sağa sola salladı. "Size gerçekten de yazıklar olsun. Hele ki sana Yalın. Kızı kolundan tutup götürdün. Benim ağzıma da bir pide tıktın peşinize takılmayayım diye."

Yalın onu takmadı ve gözlerini ekrandan ayırmayarak konuştu. "Susacak mısın? Filme konsantre olamıyorum."

Serkay omuzlarını düşürdüğünde bu haline dayanamadım ve elimle gel işareti yaptım. Anında gülümsedi ve yatağa atlayıp diğer tarafıma oturdu. Laptopu kendisine yaklaştırdı ve memnuniyetle gülümsedi.

"Sende hemen yüz verme şuna Yağmur." Dedi Yalın kısılı gözlerinin arasından.

Serkay bu dediğine gözlerini devirdi ve başını omuzuma yasladı. "Sen sus."

Kapı tekrar açıldığında Yalın sabrı taşmış gibi söylendi. "Yine kim geldi. Adam akıllı bir film izlettirmediniz."

Rutkay abim odama girdiğinde kollarını göğsünde bağladı ve sırtını duvara yasladı. Kaşını kaldırarak konuştu. "Ben geldim. Bir diyeceğin mi var."

Yalın başını hızla iki yana salladıktan sonra tekrar ekrana baktı. "Yok abi."

"Güzel." Abim bu sefer ilgisini bana verdi ve göz kırptı. "Sana bir şey göstermek istiyorum. Görmek isteyeceğini düşündüm."

Göstereceği şeyi merak ettiğim için Yalın'ın kolundan çıktım ve yataktan kalktım. "Olur."

"Gel." Elini omuzuma koydu ve beni yönlendirdi.

Odadan çıktığımızda merdivenlere adımladık ve bir alt kata indik. Babamın odasının önünde durduğumuzda derin bir nefes aldı. Eli kapı kulpunda oyalansada çok geçmeden kapıyı açtı ve içeri girdik.

Babamın odasına hiç girmemiştim. Kapının aralığından görmüştüm ama odaya girmeye çekinmiştim. Şimdi ilk defa gelince tuhaf hissetmiştim.

Rutkay abim kapıyı arkasından kapattıktan sonra siyah kıyafet dolabının önünde durdu ve kapakları açtı. En üst raftan bir kutu aldı ve yatağın üzerine koydu. Kutunun yanına oturduktan sonra gözleriyle diğer yanı gösterdi.

Onu dinleyerek yatağa oturdum ve merakla kutuya bakmaya başladım. Eski bir kutu değildi ama biraz yıpranmıştı.

Kapağı kaldırdı ve yatağın üzerine koydu. İç çekerek kutunun içindeki eşyalara bakmaya başladığında bende merakla gözlerimi üzerlerinde gezdirdim.

Birkaç parça kıyafet, küçük bir kutu ve en üstte günlüğe benzer bir kitap vardı. Sanırım bu eşyaların kime ait olduğunu yavaş yavaş anlıyordum.

Bu kutuda annemin eşyaları vardı.

Kutuyu önüme ittirdi ve buruk bir şekilde gülümsedi. "Görmek isteyeceğini düşündüm."

"Teşekkür ederim." Diye fısıldadım kırık bir sesle.

Yüzüme düşen perçemi kulağımın arkasına attı ve başımın üzerinden öpüp ayağa kalktı. "Ben seni yalnız bırakayım. Sen rahat rahat bak eşyalara. İstediğin bir şey varsa kendine de alabilirsin."

Yalnızlığımı alamaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin