Uyudun Mu?

14.9K 1K 200
                                    

Bu tam bir aptallıktı.
Aral kabloya eliyle tam üç defa vurdu.
Sağ yapıyordu,sol yapıyordu! Neredeyse TRT radyoyu bulacaktı sıcak soğuk yapmaya çalışarak.
Elektrik bir geliyordu bir gidiyordu.
Yorucu bir gündü ve tüm gün aptal kolileri açmakla geçmişti.
Kâh Simba'nın fotoğrafı olan çerçeveyi görünce ağlamaya başlamıştı kâh mekanik kitaplarını yerleştirirken küfür savurmuştu.

Koliden çıkan eşyalarla oynamaya dalmış,düzen ve toplama işini geciktirdikçe geciktirmişti.
Dolaptan dondurulmuş pizza çıkarıp mikrodalgada atacağı vakit ise dünya başına yıkılmıştı.
Cızırtı eşliğinde sigortalar atmıştı.
Öğleden sonra bitip de akşam karanlığı başladığında bir kez daha küfür savurmuştu.
Telefon flaşı ile hayatta kalmaya çalışıyordu!

İnterneti de  elektrik gittikçe durmadan gidiyordu,cihazlar epeyce kafayı yemişti.
Öyle ki akıllı televizyon kendini kitler gibi tıkanmıştı en sonunda !
Soğuk soğuk kartlatmış peynirli pizzayı yerken boş gözlerle hayatı sorgulamıştı.

Böyle işlerden pek anlamazdı.
Aslında Yavuz da hiç anlamazdı,olduğu gibi tamirci çağırırdı.
Bu nedenle Aral kendini embesil gibi hissediyordu.
Ne zaman eline alet edevat alıp YouTube'dan yapım videosu bakacak olsa "Sen ne anlarsın çağır bir elektrikçi..."diye konu kapanıyordu.

Bu sefer inat etmişti.
Mühendislik okuyan biri dandik bir akım kaçağını mı çözemeyecekti neticede ?
İstese yapardı.
Ne hikmetse becerememişti. Soğuk pizzayı kemirirken dolapta artık aç kapa olmaktan sebzelerin kokusu yükselmeye başlamıştı.
Başını büken ve ölmeye yer arayan maydonozlara boş gözlerle bakmayı sürdürdü Aral.

Kedi,sıfır.
Kendi başına yaşam ,sıfır.
Ortama adapte,sıfır.

Sırf inadına boş boş mutfakta oturuyor içinden elektriklerin düzelmesi için dua ediyordu.
Sinirinden volta atarken dışarı çıkıp sigara almayı ancak hatırlayabilmişti.
Marketten bozma bakkala doğru adım atarken kendine bir küfür daha savurdu.
Yağmur yağan sokakta çukura basmış dizlerine olduğu gibi yağmur suları bulanmıştı.

"Sikik ,sikik..."

Harika.
İnce bir atlet ve şortla çıktığı yerin Eskişehir ayazı olduğunu unutmuştu.
Dudaklarını yakan kemiren bu soğuk kuru bir soğuktu.
Sırtına sırtına esiyor , tüm kaslarına çarpıyordu.
Eklem yerleri birleştiği noktadan ayrılıyordu adeta !

Sigara almak için bakkala girdiğinde kendine şunu hatırlattı.
Kart ve nakit bu nedenle vardı! Sikik Lidyalılar parayı bu yüzden icat etmişti! Ticaret bu nedenle vardı.
Amına koduğunun cüzdanı mutfakta bir köşede duruyordu.

"İşin yoksa asansör bekle şimdi offf!"

Sinirle ellerini cebine attı.
Harika.

"Ananı sikerim ama..."

Sanki suda doğmuştu.
Doğum suyuna ebeler ve hekimler rakı katmıştı.
Ana rahminden çıkışında rakılı suda gelmişti! Arka fonda da Müslüm eşlik ediyordu doğumuna!

"Siktiğimin anahtarını kapıda unuttum.."

Şimdi beş parasız, anahtarsız ve cıbıldak halde ayazda otururken derin bir nefes almıştı.
Aptal değildi.
Sadece sinirden kontrol kaybetmişti ve her şey üst üste oluyordu bu gibi zamanlarda.
Yapması gereken şey basitti.
Sakince komşulara durum anlatacak,yedek anahtar için kapıcıya ilerleyecekti.
Derin bir nefes aldı.

"Uyumadın mı ?"

Arkasına döndüğü vakit bir küfür daha savurdu içinden.

"İyi geceler."
Konuyu uzatmadan,geçiştirmek için harika bir olaydı bu.
Serkan şuan muhattap olmak istediği son kişi bile değildi.

Yeni Oğlan Where stories live. Discover now