Bazı Kadınlar

B16-Gidiyoruz!

Kusura bakmayın geç kaldım. Finallerle boğuşuyorum🤓👋

Keyifli okumalar ❤

Satır arası yorumlarınıza ihtiyacım var😔

***

Dilşad çöküp kaldığı koridorun öteki ucunda Şahin'i gördü. Üstü başı kırış kırıştı. Yüzü uykulu duruyordu. Muhtemelen akşamdan kalma olduğu için başı çatlarcasına ağrıyordu ki eli alnındaydı.

Dilşad kendine gelip ayağa kalktığında Zerya'nın olduğu odanın da kapısı açıldı. Üzerini giyinmişti Zerya.

Kapı da Şahin'i görünce istemsizce nefesini tuttu. Korkuyla etrafına bakındı. Ondan gelecek şiddetli darbeleri bekledi ama beklediği olmadı. Şahin hiçbir şey demeden Dilşad'a döndü.

"Araba kapıda, hadi."

Çıkış işlemlerinin ardından arabaya geçtiler. Üçü de sessizliğe gömülmüştü. Merkez de ki devlet hastanesinden evin arası nerdeyse yarım saat vardı. Bu yarım saatte kimse konuşmadı. Hepsi başka şeyler düşünüyorlardı.

Şahin'in öfkesinin pek dindiği söylenemezdi ama bu defa Zerya'yı dinlemeye karar verdi. Çünkü kapıyı açtıklarında Zerya zaten şaşkındı içerde de ve Gül de oradaydı. Gül'ün yanına gidip konuştuğunda Gül biraz kem küm etmiş daha sonra ise Zerya'yı kendi aradığını ağrısı olduğu için çağırdığını söylemişti. Şahin, peki Sedat'ın ne işi var orda dediğin de ise telaşla onu da aradım eşim Fırat'la arkadaşlar doğum yaparım diye korktum aradım demişti.

Yine de eksik parçalar vardı Şahin için. Zerya'yı boşayacaksın demişti. Iste bu kısım Gül'ün yalanı ile alakasızdı. Sedat ile Zerya'yı düşünüyor bir türlü mantıklı bir anlam yükleyemiyordu. Zerya sokağa onsuz çok nadir çıkardı. Onun harici annesi zaten yedi yirmi dört evdeydi ki adamla konuşsa ya da görüşse annesi kesin yakalardı. İşe gitme bahanesiyle adamla mı görüşuyorsun demişti ama zaten Zerya'yı bir iki kez takip etmiş ve gerçekten de yaşlı bir kadının evini temizlediğini görmüştü. Perdeler yıkanırken falan içeride sadece yaşlıca bir kadın vardı. Eve dönüş yolunda da onu takip etmiş ve genelde markete girer bir şeyler alır ve Sedat'ın bakkalı ile kahvesinin önünden geçerken başını bile çevirip bakmazdı.

Şahin daha fazla düşünürse kafayı yiyecek gibi hissetti. Sedat'ın ısrarla boşanacaksın demesi kafasını allak bullak etmişti. Sinirle soluyup radyoyu açtı. Bir türkü çalıyordu. Mihriban. Sesini açtı biraz daha, belki düşüncelerini bastırırdı.

Öte yandan Zerya ise eve gidince tekme tokat bir dayak yiyeceğini düşünüyor, gözleriyle Şahin'in hareketlerini takip ediyordu. Dikiz aynasından gördüğü kadarıyla adamın yüzü ifadesizdi. Bir den Zerya'ya bakınca Zerya irkilip başını cama çevirdi. Nefesini korkuyla verirken çocukların okulda olması için dua etti. Çünkü yaşayacağı şiddetten o kadar emindi ki, çocukların buna şahit olup psikolojilerinin bozulmasından korkuyordu.

Ona her şeyi olduğu gibi anlatmayı da düşünmüştü ama bu kez Sedat'a musallat olur diye korktu. Nasıl bir yalan uyduracağını kestiremiyordu bile. Sıkıntıyla alnını ovuşturdu.

Dilşad ise dümdüz yola bakıyor ve eski kocası Rıfat'ı düşünüyordu. Kocasının bir ara başının dertte olduğunu biliyordu alacaklılarıyla ama adam sonra borcumu kapattım demişti. Fakat adamlar borcu faiziyle istiyorlardı. Rıfat ise evini ve bir kaç dönüm araziyi Dilşad'a bırakıp kaçmıştı. Zaten çocukları da yoktu. Geçinemiyorlardı da birlikte. Bu yüzden adam için Dilşad'ı bırakmak pek zor olmamıştı.

Eve yaklaştıklarında üçü de bugünün hayatlarında çoğu şeyi değiştireceğinden bir haberlerdi.