B4-Kabulleniş

4.3K 136 153
                                    

Keyifli okumalar herkese

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum ♡

&

Zerya yattığı döşekte gözlerini bile kırpmadan yerde ki halıyı izliyordu. Şahin çoktan uykuya dalmıştı.

Daha fazla sesini çıkaramamış, susmuştu.

Her şey çok yeniydi bu yüzden ne planlayacağını bilmiyordu. Çocukları için çok üzülüyordu. Acaba ne düşünecekleri babaları hakkında? Ya anneleri için çok üzülecekler miydi? Acıyacaklar mıydı? Peki kaynanası? O biliyor muydu bunları?

Gün yavaş yavaş doğarken yataktan kalktı. Kimse uyanmadan banyoya gitti. Sıcak suyla uzun uzun yıkandı, abdest aldı. Namaz kıldıktan sonra secdede bir süre daha kaldı. Yalvardı tek gerçeğe. Ona yardım edebilecek tek şey yalnız yüce Yaradan'dı. Bunu biliyordu.

Bir şey olmamış gibi mutfağa gitti. Balkonun kapısını açtı temiz hava girsin diye. Kuş sesi geliyordu. Hava serindi yaz ayında olmalarına rağmen. Oturdukları dört katlı eski apartmanın üçünce katındaları. Çevrelerinde çok fazla bina yoktu, apartman dağın başındaydı. Merkeze yürüyerek yirmi dakika uzaklıktaydı, sebebi kirası şehre göre bir tık ucuzdu. Bu yüzden burda yaşıyorlardı.

Balkonda ki sepetten patatesle soğan aldı. Dalgındı. Aklına Narin geldi. Kendine sövdü. Ne derdi olursa olsun evlatlarını unutamazdı. Onlar hep öncelikliydi. Derdi, acıyı yaşamak sonraydı.

Suyu ısıtıp mama yaptı. Beberonu çalkalayıp çocukların odasına girdi. Beşiğin yanında ki sandalyeye oturdu. Oğulları uyuyordu. Narin uyanmış ama sessizce etrafı izliyordu meraklı gözlerle. Çok sakin ve uslu bir bebekti. Nerdeyse hiç ağlamazdı. Sanki annesinin acısını hissetmiş gibi o da sessizleşmişti.

Önce emzirmek istedi Zerya. Göğsünü çıkarıp biraz sıktı.

Sütü yoktu.

Gözleri dolduğunda mamayı kızına içirdi. Bezini, üstünü değiştirdi. Narin daha uyumazdı biliyordu. Minik bir puseti vardı. Küçük oğlu Mustafa'nın doğumunda Şahin'in kuzeni hediye etmişti.

Puseti alıp mutfağa gitti bebeği koydu. Sofrayı hazırlamaya başladı. Soğanlı yumurta yapacaktı, Ferhat çok severdi. Dün ödevini eksiksiz yaptığı için hocasından aferin almıştı. Zerya da oğluna söz vermişti kahvaltıda yapacağına.

Soğanı doğrarkan gözleri yaşarmaya başladı. Sonra ağzından bir hıçkırık kaçtı. Ağlayışı artarken biri duyacak diye korktu. Mutfakta ki sandalyeye oturup avcunu ağzına kapatarak ağlamaya devam etti.

Biraz sakinleştikten sonra işine devam etmek için kalkacaktı ki kaynanası girdi.

"Hayırlı sabahlar kızım.."dediğinde Zerya'nın kan çanağına dönen gözlerini gördü.

Anlaşılan Şahin söylemişti.

Zerya kendine çeki düzen verdi.

"Hayırlı sabahlar ana..Su mu istedin?"

Derin bir nefes aldı Gülizar.

"Noldu kızım bu halin ne?" Dedi bilmeyerek.

Zerya acıyla etrafına bakındı.

"Anne..Şahin..üstüme kuma getirecek."dediğinde sesi sona doğru bir fısıltıya dönüştü.

Gülizar bir şey diyemedi. Hem ne diyebilirdi ki? Oğlu kendi kararını çoktan vermişti. Gülizar istemiyordu Dilşad'ı. Ne parasını ne başka bir şeyini. Evde ki huzursuzluğu şimdiden hissedebiliyordu.

"Anne nolur konuş oğlunla. Vazgeçsin. Bana bunu yapsın. Çalışır kadına borcumuzu gerekirse ben öderim ama bana bunu yaşatmasın."dedi ağlayarak.

Bazı KadınlarWhere stories live. Discover now