bugün şöyle bir şey okudum şuraya ekleyeyim, çok hoşuma gitti
Bazı şeyler söylenmez. Utanmakla ya da korkmakla alakası yoktur bunun. Bazen kelimeler bazı anlamlara gelmez.
- Ali Lidar.....
Cuma günü Alp'le aramızdaki sorunu hallettikten sonra abimi aradım. Abim geceyi bir arkadaşıyla geçireceğini söyleyince bende kendime film gecesi yapmıştım.
Cumartesi sabahı
Alp: Günaydınnn (09.13)
Nilay: günaydın (9.37)
Alp:
Alp: Baktın mı
Alp: Doğruyu söyleNilay: bakmadım ki
Alp: Yalancı
Nilay: ya bizim konuşup görüşmemiz için
Nilay: senin beni sevmemen lazımAlp: Neden ki ya
Nilay: çünkü sana hiçbir zaman karşılık vermem ve seninle konuşmaya devam ettiğim için hep umutlanırsın
Alp: Benim için sorun yok
Alp: Ben kabul ediyorumNilay: neyse ben bunu kendime aşık ederim gibi düşünme
Nilay: olmamAlp: Tamam yine de kabul
Nilay: peki
Alp: Ne yapıyorsun bugün
Alp: Bir şeyler yapalım
Alp: BirlikteNilay: büyük ihtimalle abimle buluşuruz
Alp: Yani buluşmama ihtimalinde var
Nilay: evet
Alp: Ben bugün bütün gün boşum
Alp: Boş olursan söyle biz buluşalımNilay: bakarız
Nilay: söz vermiyorumAlp'le konuştuktan sonra abimi aradım. Bugün Ankara'ya döneceğini söyledi.
"Hani birkaç gün kalacaktın?"
"Gidip Barbaros abimle konuşmam lazım. İstanbul'a gelmeye ikna edebilir miyim bilmiyorum. Şansımı deneyeceğim."
Büyük bir sevinçle "Abi! Şaka yapıyorsun!" diye bağırdım. "Kız dur, ciyaklama. Barbaros abimi biliyorsun. Ben kabul edeceğini sanmam."
"Olsun. O gelmesede sen geleceksin."
"İzin verirse."
Abimle buluşamayacaktık ama Alp'le de buluşmak istemedim. "Bende günümü evimde Niloyaşkımla geçiririm." Yanımda duran Niloya'yı kucaklayıp öptüm. "Kurban olurum sana." Bütün gün evde sadece dizi izledim. Alp birkaç kez mesaj atmıştı ama onunla çıkmayacağımı söylemiştim. Akşam yemek yerken Egemen abimin aradığını gördüm.
Kalbim hızlı atmaya başlamıştı. Barbaros abim muhtemelen karar vermişti. Elimi sanki kalbimin daha yavaş atmasını sağlayacakmış gibi göğsüme koydum ve telefonu açtım. "Efendim abi?"
"Nilay, Barbaros abim konuşacak seninle. Hoparlöre alıyorum." Sanki görecekmiş gibi başımı salladım.
"Nilay?"
"Efendim Barbaros abi?"
"Nasılsın fıstığım?"
"Valla şu an kestiremiyorum nasıl olduğumu. Birazdan belli olur." Barbaros abim tok sesiyle küçük bir kahkaha attı. "Çok mu istiyorsun birlikte yaşamamızı?"
"Buda soru mu? Tabi ki istiyorum."
"Neden gelmiyorsun o zaman Ankara'ya?"
"İstanbul'da daha huzurluyum. Birde bu huzura siz katılsanız benden mutlusu olmaz."
"Egemen işten kovulduğunu söyledi."
"Evet, doğru."
"Biz Egemen'le konuşuyoruz bayadır."
"Bir karar verdin mi?"
"Evet, Ankara'da her şeyi bırakacaksak buna değmeli..." Abimler anlamasın diye ses çıkarmamaya özen göstererek sevinç belirtisi olan saçma sapan hareketler yaptım. "...birlikte yaşayacaksak tam anlamıyla birlikte yaşamalıyız."
"Anlamadım abi?"
"Eğer Poyraz'ı bizimle İstanbul'da yaşamaya ikna edebilirsen tası tarağı toplayıp geleceğiz İstanbul'a. Şirketi bile taşıyacağız." Hevesim kursağıma kaçtığı için ölmem inşallah.
"Poyraz'ı ikna etmek mi? Poyraz'ın buna ikna olması bile imkansızken bir de ben mi edeceğim?"
"Sen bilirsin fıstığım, ikna edersen geliriz İstanbul'a. Edemezsen sen gelirsin Ankara'ya."
"O nereden çıktı ya? Ben Ankara'ya dönmek istemiyorum."
"O zaman Poyraz'ı ikna etmelisin. Yengen beni bekliyor. Haber bekliyorum senden." Abim telefonu Egemen abime verip bizi yalnız bırakmıştı. Egemen abime biraz yakındım belki Barbaros abimi yumuşatabilir diye. Bu onun en yumuşamış haliymiş. Egemen abimle konuşup kapattım telefonu. Gece boyunca Poyraz'ı nasıl ikna edebileceğimi düşündüm. Henüz bir yol bulamamıştım ama bulmalıydım.
.....
oy vermeyi unutmayın ⭐🌟⭐
YOU ARE READING
Bir Kedi Meselesi | Yarı Texting
Teen FictionNilay: niloyaaaa Nilay: nerede buldunuz Nilay: bana ulaştığınız için çok teşekkür ederim Nilay: sizden nasıl alabilirim Nilay: neredesiniz 05*********: Onun adı artık niloya değil ve artık benimle kalacak Nilay: anlamadım? Nilay: benim kedim o Nila...