Takıntılı: Bölüm 29

293 25 1
                                    

Ç.N/Merhaba.Bölümlerin arada geç gelme sebebi hem internetim yok hem de internetim olduğunda bir önceki bölümün okunma sayısına bakıyorum.Olağan sayıya ulaştığında çevirmeye başlıyorum.Bilginiz olsun diye söylüyorum.:) Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.İyi okumalar.^^


Jackson duş aldı.Üzerindekileri değiştirdi.Sonra yatağın üzerine uzandı ve gözlerini kapattı, uyudu.


**Sabah**


Youngji bu sabah erkenden uyandı çünkü siren seslerini duymuştu. 'Bu ne ya?Gürültülü!' diye mırıldandı.Sonra pencereden göz attı.

"Polis mi?" Aldırmadan oturma odasına gitti.


Tıkk! Tıkk!


Birisi kapıyı çaldı. 'Of, kim bu ya?hıh!' Young Ji tekrar mırıldandı.Kapıyı açmadan önce yüzünü yıkadı.Bu polisti.


Polis "Burası Bay Jackson'ın evi mi?" diye sordu.

Young Ji "Evet, neden?" diye sordu.

"Bir cinayet davasıyla ilgili olduğundan onu tutuklamalıyız." Young Ji'nin dili oracıkta tutulmuştu. 'Tutuklama mı?!'

"Üzgünüm ama içeriye girmeliyiz." Üç polis evine girdi ve üst kata çıktılar.Young Ji hala dili tutulmuş şekilde oradaydı.

"Bırakın gideyim!!Hiç bir şey bilmiyorum ben!!" Jackson inkar ediyordu.Young Ji sadece ona baktı.

Polislerden birisi; "Üzgünüm, şimdi gitmemiz gerekli."

Polisler Jackson'ı arabaya binmeye zorlamadan önce Jackson "Young Ji!Bekle beni!Geri döneceğim!" diye bağırdı.Young Ji kapıyı kapattı ve oturma odasında oturdu. 'Tutuklandı mı?' Bu kelime aklından çıkmıyordu.Telefonunu aldı ve Jackson'ın annesinin numarasını tuşladı.


Dıtt...Dıtt...

Cevap yoktu.

Dıtt...Dıtt...


"Yeobuseyo/Alo?"

"Anne, Jackson..."

"Jackson'a nolmuş?Bir sorun mu var?"

"Jackson...Bir cinayet davasıyla ilgisi olduğu için tutuklandı."

"Ne?! Kim yap...Birini mi öldürdü?"

"Ho...Hongbin."

"Hongbin mi?O da kim?Arkadaşın mı?"

"Evet, benim arkadaşım..."

"Young Ji, Jackson'ın ahmaklığı yüzünden özür dilerim.Senin için üzgün hissediyorum.Mümkün olduğu kadar çabuk polis merkezine gideceğim."

"Peki, anne..."


Young ji telefonu kapattı.Yanaklarından aşağıya gözyaşları düştü.Hongbin'in adını duyunca gözyaşlarını tutamamıştı.En yakın arkadaşı onun için her zaman burada olacaktı ama sonra Jackson onu öldürdü... 'Jackson, sen bir katilsin!'


**Bir süre sonra polis merkezinde**


Jackson'ın annesi polislerden birisiyle konuşuyordu. "Beyfendi, Jackson'ın hapishaneden kafelet ile serbest bırakılmasını istiyorum."

Polis uyarırcasına "Pekala bayan, AMA eğer tekrar böyle bir suç işleme durumunda...KEFALETE izin VERİLMEYECEK!" dedi. (Ç.N/Oho katil ol ama kefaletle serbest kal.Kore'de çok basitmiş hihi )

"Tamam, çok üzgünüz." Jackson'ın annesi eğildi.

Polis, arkasında duran bayan polise emir verdi. "Onu çıkarın." Polis başını salladı ve hapishaneye giderek Jackson ile birlikte geri döndü.

"Anne!" Jackson annesine gitti ve ona sarıldı.

"Seni aptal!Onu neden öldürdün?!" Annesi sinirlenmişti, kafasına bir şaplak attı.

"Yapmalıydım! O Young Ji'mden hoşlanıyordu ve o ONA SARILDI!BUNDAN NEFRET EDİYORUM!" Jackson'ın yüz ifadesi aniden ciddi surat ifadesine döndü.

Annesi kısık bir sesle "Ne olursa olsun, bunu yapmamalıydın." dedi.

"Umrumda değil!" Jackson sonra hapishaneden dışarı çıktı.Annesi de arkasından onu takip etti.

"Jackson, evine gitme.Bu durumda Young ji'nin zihnini toparlaması lazım.İlk önce annenin evinde kal sonra gece eve gidebilirsin."

Takıntılı (Çeviri/JackJi Fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin