Blessed by God (BL TR ÇEVİRİ ) TANRI TARAFINDAN KUTSANMIŞ

BÖLÜM 4 - ERİYEN KAR

Yasak Şehir'de yoğun bir kar yağışı vardı ve Yinyou kanat odasına toplandı ve dışarı çıkmak istemedi. Sarayın her gün karı temizleyecek hizmetçileri ve hadımları olmasına rağmen, üç yaşındaki bir çocuk için kaygan zeminin düşmesi çok kolay ve dışarıdaki soğuk rüzgar deliyordu ve Yinyou buna katlanmak istemedi.

Haremde efendi yoktur ve saraydaki prenslerin kraliçeyi selamlamak için erken kalkmaları gerekmez. Ayrıca Cariye Cheng, genç yaşta Güney Salonun'da yalnız yaşayan ve her gün ortalıkta dolaşmasını istemeyen Yinyou'ya acıyor, bu yüzden Yinyou iki gündür Güney Üç Salonun'dan çıkmadı.

Yarın geceki Yılbaşı ziyafetini düşünen Yinyou, Cariye Cheng'in söyleyecek bir şeyi olup olmadığını bilmiyordu, bu yüzden Yunzhu'dan kıyafetlerini beklemesini ve Fuduo'yu saygılarını sunması için Yonghe Sarayı'na götürmesini istemek zorunda kaldı.

Yonghe Sarayı'na gittikten sonra Cariye Cheng, büyüklüğü kendisi için dikilmesi gereken deri bir yaka dikiyordu, ısındığını hissetti, An ve cariye Cheng'e sormak için yukarı çıktı, bir süre konuştu ve ardından Cariye Cheng'in verdiği el ısıtıcısını çıkmadan önce kabul etti.Dışarı çık.

Yonghe Sarayı'ndan ayrıldıktan sonra yerde zaten bir kar tabakası vardı, Fuduo şemsiyesini açtı ve Yinyou'ya, " Yedinci ağabey, seni götüreceğim."

Yinyou bir eliyle gömleğinin yakasını yukarı çekti, " Gerek yok." Üç yaşındaki çocuk genç olmadığını söyledi ve eğer hala bir hadım tarafından tutulsaydı, bu davranış Huang Ama tarafından duyulsaydı kim korkmazdı? Peki bu ebedi imparator onu nasıl düşünürdü?

Bir ayağıyla karın üzerine basan gıcırdayan bir ses vardı, Yinyou beyaz çevrenin etrafına baktı ve adım adım çok istikrarlı bir şekilde yürüdü.

Yol boyunca saray hizmetçileri ve hadımlarla tanıştığında Yinyou'ya karşı tavrları huşu içinde olmasa da saygılıydı. Yinyou da gösteriş yapmadan doğru tavrına dikkat etti, ancak statüsünü asla düşürmezdi. Solmuş bir nilüfer göletinin yanından geçerken, bir çocuğun çığlığını hafifçe duydu.

Yinyou durup nilüfer göletinin yanındaki taş döşemeye baktı, " Fuduo, git bir bak." Bu sarayda böyle bir yerde ağlamaya cesaret eden çocuklar, kardeşler dışında prensesler de vardı.

Fu Duo, taş döşemenin arkasındaki kişinin kim olduğunu araştırmaya gittikten sonra" Köle sekizinci kardeşi selamlıyor " dedi. Öne çıkmak üzere olan Yinyou hemen durdu. Tarihte sekizinci kardeşe ne olduğunu doğal olarak biliyordu. Yinhu şu an hala sadece bir çocuk olsa bile, çok fazla dahil olmak istemedi.

Yin Yinhu. Kangxi'nin tahtının en güçlü yarışmacısıydı, ama sefil bir şekilde başarısız oldu.

" Er Niang... Er Niang, " Yinhu çok sessizce ağladı, ancak üç yaşındaki çocuk bu tür şeylerin daha fazla insan tarafından bilinmemesi gerektiğini zaten biliyordu. Yinyou uzaktan acele eden hadıma baktı, içini çekti ve taş döşemeye yürüdü. Orada yerde acınacak bir şekilde yatan, ağlayani bol karla kaplı kırmızı yüzlü bir çocuk gördü.

Bunu gören Yinyou'nun elindeki el ısıtıcısını Fuduo'ya uzatmaktan başka çaresi yoktu, eğildi ve Yinhu'ya zorlukla yerden sarıldı ve vücudundaki kar tanesi parçacıklarını sıvazladı, ancak Yinhu'nun vücudundaki giysilerin ıslandığını gördü. Elleri buz gibi soğuktu.

Yinyou kaşlarını çattı ve ayak seslerinin yaklaştığını duyunca Yinhu'nun hala "Er Niang" diyen ağzını kapattı ve onu teselli etti, "Sekizinci Kardeş, Hui Er Niang sarayda, ağlama, seni hemen Hui Er niang'ı bulmaya götüreceğim."