x5

1.6K 104 30
                                    


"Sizin için bir şey yaptım." Nisa çantasını masalardan birine bırakıp sıralardan birini öğretmenler masasına yaklaştırdı.

Cuma günüydü, öğle yemeği saatiydi, ve söz verdiği gibi Nisa, Ogeday için ekstra sandviçini getirmişti.

Bir önceki gün, resim dersinde, öğretmenleri 'kelimelerle sanat yapmalarını' söylemişti. Ve tahmin edileceği üzere, tabii ki, Nisa Ogeday'ın ismini kullanmaya karar vermişti. Ona göre ismi zaten tek başına bir sanattı, o sadece mükemmelleştirmek için biraz uğraşmıştı. 

"Benim için bir şey mi yaptın? Teşekkür ederim Nisa." Ogeday elindeki sandviçin paketini açarken hafif bir şekilde güldü. 

"Evet, dün resim dersinde yaptım."  Nisa gülümseyerek çantasından resim kağıdını çıkarıp öğretmenine uzattı. 'Ogeday' ismini yazıp uzun süre renkli kalemlerle, en ince detayına kadar uğraşmıştı. En alt sağ köşesinde de Nisa B. yazıyordu.

"Vay be. Çok güzel olmuş Nisa. Yazmada olduğun kadar çizimde de yeteneklisin anlaşılan." Ogeday gülümseyip kağıdı Nisa'ya geri uzattığında, Nisa kafasını salladı.

"Hayır, sizde kalsın."

"Teşekkür ederim." Ogeday'ın yüzündeki gülümseme her seferinde gittikçe büyüyordu. Gülümsemek ona çok yakışıyordu, daha sık gülümsemeliydi. "Öğrencilerimin hediyelerini koyduğum duvarıma koyacağım bunu da."

"Öyle bir duvarınız mı var?" Duyduğu şey ile Nisa'nın içinde bir kıskançlık kendini göstermeye başlamıştı. Bunun özel bir şey olmasını istemişti, bunu yapan tek kişi olmak istemişti, ama şimdi diğerlerinin yanında duran öylesine bir hediye olacaktı.

"Başka öğrencilerimden böyle bir şey alıp almadığımı mı merak ediyorsun?" Yüzündeki gülümseme kaybolurken elindeki kağıdı öğretmenler masasının hemen yanındaki duvarda bulunan panoya astı. Nisa'nın yaptığı resim dışında sadece bir takvim, ve ders programı vardı. "Cevap hayır, başka kimse yapmadı."

"Kimse size bir şey yapmadı mı?  Başkalarının da öğretmenlerine hediye yapıp verdiğini sanıyordum."

"Favori öğretmenleri için, evet. Ama emin ol ben kimsenin favori öğretmeni değilim." Panodan uzaklaşıp Nisa'nın yanına döndü ve sandviçini yemeye devam etti. Nisa okulundakilerden zaten nefret ediyordu, ama şu an herkesi öldürmek istemişti.

"Neden... Neden öyle söylüyorsunuz?"

"Sağır değilim Nisa."  Ogeday hala Nisa'ya bakmamakta inatçıydı, gözlerini elindeki sandviçinden ayırmıyordu. "Arada sırada gıcık biri olduğumu ben de biliyorum. Herkese iyi notlar vermediğimin de farkındayım, ama kolay not vermeyeceğimi her zaman söylüyorum. Güzel notlar için çalışmak zorunda herkes. Ama diğer öğretmenlerin disiplinsizliği ve basit notlandırmaları yüzünden benim dersimin adı kötüye çıkıyor." Oflar gibi bir nefes verdi. "Fark etmişsindir sen de ilk günden hemen sonra derse gelen öğrenci sayısında olan düşüşü. Yakında kapıya berbat bir öğretmen, gelmeye zahmet bile etmeyin yazacağım. Koridorda hakkımda tek konuşulan bu sonuçta." 

Ogeday alaylı bir şekilde güldüğünde Nisa kalbinin kırıldığını hissetti. Sınıfa girdiğinden beri kocaman gülümseyen öğretmeninin suratı şu an bu konu ile beraber asılmıştı. Mutlu ve enerjik ses tonu yorgun ve üzgün bir ses tonuna dönmüştü. Öğretmeninin hisleri ve kişisel hayatı onu bu kadar ilgilendirmemeliydi, ama en başından beri yaptığı hiçbir şey zaten onun yapması gereken şeyler değildi. Şu an üstüne neyin vazife olduğundan çok, bu öğrencileri öldürmek istediğini düşünüyordu.

teacher's pet // ognisWhere stories live. Discover now