teacher's pet // ognis

x1

Nisa okulun ilk gününden nefret etmişti. Her şey düşündüğü kadar berbat değildi belki, ama yine de eğlenmiyordu. Günün en sevmediği kısmı her teneffüs koridorda acele ile koşuşturan insanlardı. Önlerine bakmadan ani dönüşler yapıyor, çarpışıyorlardı ya da yürürken birden bire durdukları için Nisa onlara çarpıyordu. Hepsinden nefret ediyordu. Ayrıca Nisa 1. sınıflardan da nefret ediyordu, çünkü koridorda salak salak oradan oraya koşan ve gereksiz gürültü yapanların çoğu 1. sınıf öğrencileriydi. Bazıları çok fazla özür diliyor, bazıları ise ukala bir şekilde sırıtıp devam ediyordu. 

Ama şu anda, Nisa için asıl problem bunlardan hiçbiri değildi. İlk üç dersi daha önceden de aldığı dersler olduğu için sınıfını bulmakta zorlanmamıştı. Tek yeni öğretmenleri resim öğretmeni, ve yaratıcı yazma öğretmeniydi. Öğretmeni yeni olsa da Nisa daha öncesinde de resim atölyesinde bolca zaman geçirdiğinden kolayca yerini bulacağını biliyordu. Ama yaratıcı yazma dersinin nerede olduğundan pek emin değildi. 

İlk dersi bomboştu. Öğretmenleri ile beraber o dersin müfredatının üzerinden geçmişlerdi. Geçen sene de aynı öğretmenin dersine girmiş olsa da, öğretmen kendisini tanıtırken bildiği şeyleri tekrar dinlemek durumunda kalmıştı. Sonrasında kendilerini tanıttıkları bir etkinlik yapmışlardı. 

"Yanınızdaki kişiye dönün, adınızı ve kendiniz hakkındaki bir bilgiyi paylaşın, ve sonrasında öğrendiklerinizi tüm sınıf  ile paylaşın."

4 yıldır okuduğu şu okulda her okul yılının başında aynı şeyi yapıyorlardı ve Nisa artık bundan nefret etmeye başlamıştı. Her şey zaten kötü değilmiş gibi, bir de yanında oturan kişi Barış'tı. Nisa ayağa kalkıp Barış'ı sınıfa tanıtırken hakkındaki gizli bir bilgi olarak Barış'ın zeka geriliği olduğunu söyleyip eğlense de, Barış ayağa kalkıp tüm sınıfa Nisa'nın ona aşık olduğunu söylediğinde eğlencesi uzun sürmemişti. Neyse ki, sınıftaki herkes bunun bir şaka olduğunu anlayıp gülüp geçmişti. Barış sırıtarak Nisa'ya döndüğünde, Nisa kızarmış yanaklarıyla gözlerini devirdi. Yavşak piç.

İkinci ders de birinci dersin neredeyse aynısı gibiydi. Aynı kendini tanıtma etkinlikleri. Üzerinden tekrar tekrar geçilen sınıf kuralları ve müfredat. Sınıfa girdiğinde öğretmenin serbest oturmalarına izin vermediğini, ve kendisinin bir oturma düzeni hazırlayıp tahtaya astığını görünce Nisa sırıttı. Barış ondan birkaç sıra uzakta oturacaktı. Güzel. Bir saat daha onunla oturmaya katlanamazdı. Bir ders Barış'a katlanmak için yeterince uzundu. Konuşacakları her şey bittiğinde öğretmenleri geçen yıldan ne hatırladıklarını görmek için bir quiz yaptı, ve sonunda gitmelerine izin verdi.

Üçüncü ders geldiğinde Nisa karnına ağrılar girdiğini hissedebiliyordu. Bir sonraki ders yaratıcı yazma dersiydi. Daha ilk gün olduğu için büyük ihtimalle o derste de kendilerini tanıtarak zamanı harcayacaklardı, bu yüzden gereksiz gerildiğinin farkındaydı. O dersi düşünüp kafasında kurmayı bırakması gerektiğinin farkındaydı. Şu an beden eğitimi dersindeydi. Yine, okul kuralları ve sene boyunca yapılacaklar anlatıldıktan sonra herkesin koordinasyonunu görmek için ufak bir şınav, mekik ve koşu testi yapıldı. Kendi sırası geçtikten sonra kenardaki tribünlere ilerlerken gözlerini spor salonunda gezdirdi. İleride, başka bir öğretmenin başka bir sınıfla dersi daha vardı. Hangi sınıf olduğunu anlamaya çalışırken gözleri Barış'ın ona sırıtan yüzünü gördüğünde gözlerini devirdi. Barış'ın aptal yüzüne daha ne kadar katlanabilirdi bilmiyordu. Gözleri duvardaki saati bulduğunda dersin bitmesine 10 dakika kalmış olduğunu gördü. Karnında uçuşan kelebekler midesini bulandırıyordu. Kusacak gibi hissediyordu.

Bu kadar gergin olmasının aslında hiçbir sebebi yoktu. Duyduğu şeyler sadece birkaç dedikoduydu. Evrim gibi insanlar bile arada sırada B alabilirlerdi, değil mi? Hem, bu hoca acaba nasıl biriydi? Yaşlı olduğunu tahmin ediyordu. Eğer yaşlı ise, bu notlarının kıt olmasını açıklayabilirdi. Bu düşünce ile Nisa nefes verdi. Yaşlılar onu sevmezdi, öğretmenleri de çok sevmezdi. Yaşlı bir öğretmenin seveceğini hiç sanmıyordu.